Yüzyıllardır, tartışılan bir mesele diyemeyeceğim.

Bu konuya, toplumun kanayan bir yarası olarak da, bakmayacağım.
Ama yine de, Aşk da, siyaset de, insanlık tarihi kadar eski olmasa, da hayatımızdaki yerini her daim almıştır ve almaya da devam edecektir.

Aşk da, siyaset de, insana dairdir.Her ikisinde de, yürütme ve sürdürme kuralı vardır.

Ama aşk da, siyaset de özünde, farklılıklar barındırır.

Aşk kimi zaman,siyaset, her zaman  yalana açıktır.
Siyaset ise,çıkarlar uğruna hizmet etmeyi, iki yüzlülüğü ve menfaatleri hedefler.

Siyaset, toplulukları sever ve yine çoğunluğa hitap eder, oysa aşk ilahi katta değer gördüyse eğer, yaradan ile derinde bir anlam bulur.
Siyasetin, dili kimi zaman sivri, üslubu sert ve ayrıştırıcıdır.
Oysa, aşk evrenseldir, dili sevgidir ve her daim kucaklayıcıdır.

Şimdi, ben niye bu konuyu kaleme aldım?Niye köşe yazılarımda aşka, ayrılığa ve hüzne yer veriyorum.

Benim bir siyasi görüşüm, politik bir duruşum, uğruna bedel ödedigim bir davam yok mu?Tabi ki, var.

Bu ülkenin, ekonomik, sosyal ve kültürel sorunları yok mu?Tabi ki,var.

Ama, yukarıda bahsettiğim üzere, siyasetin akışı içerisinde gündeme dair yazmış olsam, bir kesime hitap edebilirim, ama mevzu sevdaya dair ise, birbirine zıt iki farklı siyasi görüşteki insan bile aşka getirmek mümkündür.

Murat İleri