Gün,geceden yorgun yüreğim.Bir zamanlar içimde büyüttüğüm, yaşama sevincim de,azar azar terk ediyor yüreğimi.

Harami saltanının doymazları, peşimdeler.
Bir radyo programının orta yerinde, adım geçiyor arananlar listesinde.

Ama yine de,aynı radyo frekansında çalan,bir Neşet Ertaş Türküsü okşuyor hafifçe gönlümü.
"Dost elinden gel olmazsa varılmaz.
Rızasız bahçenin gülü derilmez.
Kalpten kalbe bir yol vardır görülmez..." Hatırladım bu Türküyü.Gönül Dağı...

Sessiz gecelerin, çığlığında yine kayıp olduğum bir zamanda,ona rastlamıştım.

Bu denli acıya ve hasrete rağmen, niye gülüyorum biliyor musun diye sormuştum?...

O bilge de,

İnsanın derdi ne kadar büyük olursa gülüşü o kadar sıcak olurmuş, o dert güzelleştirirmiş onun yüreğini. Öyle derler, bizim buralarda.O derdin büyüklüğü neye göre ölçülür, biçilir bilmem ben.Fakat, birinin gülüşünün sıcaklığını hissettim mi, anlıyorum ki, derdi çok.Güzelleşmiş derdiyle... diye cevap vermişti.

Murat İleri