Bazı şehirlerde hayat sahnede değil, perdenin arkasında yaşanır. O şehirde insanlar el uzatmaz, perdeyi aralayarak işaret eder.

Bazı şehirlerde hayat sahnede değil, perdenin arkasında yaşanır.
O şehirde insanlar el uzatmaz, perdeyi aralayarak işaret eder.
Bir vatandaş çıkar, bir derdini anlatır.
Basın bu sesi haber yapar.
Ama sonra...
O vatandaş bile sesini sahiplenmez.
"İfşa olmayayım" diye susar.
Perde kapanır, oyun devam eder.

Devrek işte böyle bir sahnede yaşıyor.
Söz çok, eylem az.
Dert çok, cesaret az.

Bugünlerde Devrek’i anlamak isteyenlerin yolu artık başka bir ilçeye düşüyor.
Günübirlik gezmeler yetmiyor.
Çünkü o yakın komşuda işler yolunda, projeler havada uçuşuyor.
Öncelikler belli, hizmetler sıralı.
Çeki düzen desen tam kıvamında.

Devrek’te mi?
Hâlâ bir çukurdan diğerine sekerek ilerleyen sabırlar ülkesindeyiz.


Şehirde birileri, kamunun kollarını genişçe açtı eşe, dosta, akrabaya.
Şimdi yeni yeni yüzler o kadrolara ekleniyor.
İşin ehli olanlar da var, hakkını teslim etmek lazım.
Ama ne kadar sürer, lale devrinin sonsuzluğu ne kadar gerçek olur, orasını zaman gösterecek.

Tarih diyor ki;
Her yükselişin bir düşüşü vardır.
Ama belli ki tarihe kulak veren pek az.
O yüzden Brutus'un Sezar'a uzattığı hançer gibi, ihanet sahnesi bir kez daha oynanacak.
Bu kez isimler farklı olacak, ama hikâye yine aynı kalacak.


Şehirde vefa, en hızlı unutulan şey oldu.
En büyük destek verenler şimdi en uzak bakışlara maruz kalıyor.
Oylar unutuldu, yollar unutuldu, insanlar unutuldu.
Bir proje vardı, yolu Devrek’e kadar uzanacaktı.
Sonra birden rafa kalktı.
Sebep?
Perde arkasında yazılan, oynanan, sonra üstü kapatılan başka bir hikâye...

Kısa bir mesafede bile asfalt dökülüyor, hizmet yağıyor.
Ama Devrek’te bir çivi çakmak, deveye hendek atlatmak kadar zor.

Burası unutulmuş değil.
Burası suskun değil.
Ama burası sabretmekten başka çaresi kalmayanların yurdu.


Ve burası Türkiye...
Bir gün içinde her şeyin değişebileceği bir yer.
Sandıklar kurulur, kartlar yeniden dağıtılır.
Tarih, hatırlamayanlara hatırlatır.

Bir zamanlar zenginliğin doruğunda olanlar şimdi unutulduysa,
Bir zamanlar en güçlü görünenler şimdi tarihin tozlu sayfalarında kaybolduysa,
Sebebi basit:
Tarih kimseyi affetmez.
Unutanı da unutturur.

Ve unutmayın:
Gerçek güç, koltukta değil;
Halkın gönlünde olandır.