İmza Gazetesi'nin yazarı Murat İleri'nin kaleminden: Ah be Osman Ağabey...!
Oysa ne hayallerimiz vardı,seninle geleceğe ve aşka dair.
Aşk demişken,benim bahtıma ayrılıklar, hüzün ve şiir düşmüşken, sen her daim iyi aile babası olmayı başarmış olan masumlardandın.
Ah Osman abi ah...
Kaç yüzüncü yazımızdır,bu kaleme aldığımız...!Peki bizim payımıza ne düştü?
Sen,temelinde gazeteciliği ahlaka, dürüstlüğe, toplumsal adalete ve ulusal değerlere dayandırmış bir üstadken;Ben sokağın sesi, nice yiğitlerin neferi, Ocağında Ülküsünün demli çayı ile demlenmiş, biraz asi biraz da kavgacı, meçhul yazar, aşk adamı ,bir garib Abdal, emekçinin balyoz gibi yumruğu olan sendikacı ...
Ah Osman abi,ah...
Biz,niye geceler boyu yazıyoruz?Niye, filanca Vekilin,falanca belediye başkanının, el ayak öpüp o makamı işgal etmiş müdürün vs.borazınını öttürüp avantamızı almadık?
Hani,bir komedi filminin orta yerine düşmüş, uyanık, haysiyeti beş para etmez ama ticari zekası,hasta karakterinin önüne geçmiş, onurdan ve adamlıktan zerre payı olmayan Ali Rıza denilen Pzvnk vardı...!
İstesek de,istemesek de biz Ali Rıza denilen o pzvnk gibi,olamayız.
Belki, bu şehrin de, kibirli ve haysiyetsiz cahil Velileri vardır.Belki,o da el ayak,kıç öperek o bir mevkiye talip olmuştur.
Ah Osman abi ah...
Belki,Kdz.Ereğli'de deniz kıyısında bir evimiz, kentin tam ortasında İmza gazetesine ait bir matbamız olmayacak ama, bu emekçi şehrin, biz öldüğünümüz de, ardımız sıra Onurlu ve Gururlu adamları olarak konuşulacağı da malumdur.
( Osman Sav'a hitaben...)
Murat ileri