13 yıldır seçimler kaybediliyor ve hemen CHP kadroları baştan aşağı değişiyor, değişmeyen KEMAL KILIÇDAROĞLU ve partiyi ablukaya alan etnik köken ve mezhep savunucuları oluyor.

Her seçimden sonra CHP’nin asıl sahipleri planlı bir şekilde partiden uzaklaştırılıp etnik köken ve mezhep siyasetini ilke edinenlere CHP adım adım teslim edilerek bugüne gelmiş ve bugün CHP delege yapısıda KEMAL KILIÇDAROĞLU ve etnik kökenle mezhep siyaseti aktörlerinin mutlak hakimiyetine girmiştir.

Bu safhadan sonra CHP’de EKREM İMAMOĞLU’NUN istediği değişimi beklemek CHP’yi tanımamak olacaktır.

Gerçi kaybedenler kulübünde olanlar nedense hep kendini kaybetmiş değil kazanan olarak sunma hastalığına tutulmuşlar.

28 Mayıs’ta KEMAL KILIÇDAROĞLU,
tekrar seçim kaybetmiş ama çevresini değiştirerek kendini kazanan kabul etmiş, ettirmiş.

MERAL AKŞENER,
Başbakan olacağım,
birinci parti olacağım diyerek taahhüt etmiş ama kan kaybederek seçimi bitirmiş,
Partiyi kurarken yola çıktıklarının çoğu bu parti artık yozlaştı demiş ayrılmış,
MERAK AKŞENER ise vatandaş değişim istiyoru kullanıp, kadrosunu yenileyerek devam kararı almış.

Sadece Kandilin güdümündeki YEŞİL SOL parti  Eş Başkanları birazda mecburiyetten mesajı aldık artık başkan olarak yokuz dedi.

CHP grup sözcüsü liderimiz değişimin önünü sonuna kadar açacak dedi,
Son grup toplantısında KEMAL KILIÇDAROĞLU hakikaten bana dokunmayın ama değişimde sınır yok 6 ’lı masayı 16’lı masaya kadar çıkaracağım dedi.

Eh RECEP TAYYİP ERDOĞAN nefreti ile uyutulmuş kitleler varken elinde bastonlada çıkar halk değişim istiyor ve ben başkan olacağım der.

Yine dedelerde alkışlarla geliyor genç, dinamik, hesap uzmanı ve demokrat lider diye alıcısı ile buluşur.

Meşhur bir hikaye varya, sende bu ense varken diye başlayan………….

Kendi yaşamadıkları ama halkın beklentisini yalanlarla süsleyen……..

Bir türlü gerçek halk gibi olamayan,halka üst perdeden bakan,halkın değerlerini değil emperyalist ülkelerin değerlerini değer olarak yaşayan…………………..

CHP’ninde ERDOĞAN nefreti ile hazırladığı bu kitleler varken……