Dün iktidar kadrolarındayken öve öve bitiremediklerini iktidar nimetinden mahrum kalınca kötüleme yarışına girmiş olmaları samimiyet mi?

Bugün 5 yıldızlı otellere nal toplatan ferahlıkta hastanelerimizde bir hafta sonrasına muayene randevusu alıyoruz diye “yinede haklı olarak“ serzenişte bulunuyoruz da,
2002 öncesi böceklerle, fareler ile koyun koyuna yatmaya razı olduğumuz hastanelerde aylarca doktor bulamazdık,
doktor bulsak ilaç bulamaz ve bulduğumuz ilaç içinde kuyruklarda ömür tüketirdik ve ödeme yapamadıysak ölülerimizi bile rehin bırakırdık,
gençler bu anlattıklarımı masal zannedebilirler de 2002 öncesini hatırlayanlar o kara günleri unutuvermişler mi?

2002 öncesi,ülke iflasın eşiğine gelmiş, 500 bin $ için  kasaba devleti olan Lüksemburg’un maliye bakanını önünde nöbet tutan bakanlarımızı,
Alacaklarının tahsilatını garantiye almak için ABD’den hükümete bakan adı altında atama yapıldığını,
Atanan bakanın ilk demeci borçlarımızı ödemeden memur ve emekli maaşlarını ödeyemeyeceklerini açıklayıp yeni vergiler saldıklarını hatırlayamayanlar, 
bugün bölgesel güç olmayı başaran Ülkemin liderine nefret dili ile saldırtanları tanıyamayıp aksine kayıklarına  biner olmuşlar.

Çözüm süreci öncesi ülke 30-35 sene kan gölüne dönmüş,
Bir çok metot denenmiş netice alınamamış,
kanı durdurup ülke bütünlüğünü sağlamak için çare olurmuş diye çözüm süreci başlatılmış,
O gün çözüm sürecinde PKK hamisi parti ve bugün barış güvercini diye tanıtılan Selahattin Demirtaş ile çözüm sürecinin başarılı olması için görüşmeler yaptı diye veryansın edenler bugün ise PKK hamisi parti ile yol arkadaşlığı yapıyorlar.

Ayrıca barış için değilde 3-5 oy için ülkeyi terörden temizlemiş,
dilenci ülkeden bölgesinin lideri ülke yapmış,
ülkesinden darbeyi def etmiş, ülkesinde enerjide bağımsızlığa giden adımları atmış bir lideri alt edip tekrar eskiye dönmek için FETÖCÜ-PKK-YPG sevicileri ile yol arkadaşı olmuşlar ve çözüm sürecinde söylediklerini unutuvermişler mi ?


Dün cumhurbaşkanının uçağı ile seyahat eden gazetecilerin gezide ki masraflarını kendi karşılamalarına rağmen dillerine dolayıp,bu israfa dur diyecek yok mu diye nefret dili ile kusanlar, 
bugün belediyeler borç batağında türküsünü ağzından düşürmeyenler, özel uçaklarla Roma gezilerinde özel ziyafetlere ve viski masalarının, lüks otellerin masrafına ülke tanıtımı için gerekliydi deyip geçiştiriverirken,
kendi masrafını kendi karşılayanlar için nefret dili ile saldırdıklarını unutuvermişler mi ?

İktidara dost ve akrabalarını kayırdığı için nefret dili ile saldıranlar bugün borç batağında devraldık dedikleri belediyelere binlerce akraba ve yandaşlarını doldurduklarını unutuveriyorlar mı ?

Bugün evde oturup kahvesini içerek e-devlet üzerinden devlet kapısından problemlerini çözdüğünü unutuverenler,
2002 öncesi devlet kapılarında kuyruklarda geçirdiği vakitleri ve horlanıp itilip kakıldıklarınıda unutmuşlar ki, 
bugün kendilerini değerli kılan hizmeti sunanlara nefret dili ile saldırabiliyorlar.

Ben halk olarak artık doğalgazla ısınabiliyorsam,
Ben halk olarak kamudan dini değerlerimden dolayı Kovulmuyorsam,
Ben halk olarak ömrümün en kıymetli kısımlarını devlet dairelerinde kuyrukta geçirmeden evden oturarak işlerimi yapabiliyorsam,
Benim engellim artık insan olarak mutluysa,devlet arık sokağa atmayıp kollayıp bakana anası babası olsada katkı sağlıyorsa,
Ben hasta olunca ülkemde fare ve böceklerle komşu olmadan,
kuyruklarda beklemeden,
rehin olmadan tedavi olabiliyorsam,

ben artık şehirlerde patlayan bombalardan kurtulmuşsam,

buna vesile olan lidere nefret dili ile saldırmaktan haya ederim.

Ancak insani değerlerimden kopmadan eksikleri,doğruyu ve yanlışı lisanı hal ilede her şartta söylerim.