2024 yerel seçimlerinin ardından seçilen birçok Belediye Başkanı, mali durum tablolarını duvarlara astı.
Pankart asılan Devrek Belediyesi, Cumhuriyet Halk Partisi’nden AK Parti’ye geçerken, Zonguldak Belediyesi ise AK Parti’den Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçti.
Devrek Belediye Başkanı Özcan Ulupınar, açtığı pankartla okları Çetin Bozkurt’a çevirirken, Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem de aynı şekilde Ömer Selim Alan’a yöneltti.
Sonuç olarak ne oldu? Hiçbir şey.
Sorun da burada başlıyor aslında!
Önceki dönem Belediye Başkanları bu kaynakları nasıl bitirdi?
Bu kaynakların ne kadarı projelere, ne kadarı maaşlara, ne kadarı arabalara gitti?
İşçi kontenjanı neden gereğinden fazla açıldı?
“Ben Zonguldak’a liman yaptım", "Ben Devrek'e Belediye Binası yaptım" diyerek bu işin içerisinden sıyrılmak olmaz!
Ankara gibi büyük bir şehirin ilçesi olan Etimesgut Belediyesi 0 borçla teslim edildiyse, Zonguldak'a bu kadar yüklü borç takmak imkansızın ötesinde hemde arkanda iktidar desteği varken!
Devrek'i hiç saymıyorum...
Siz halka hizmet etmek için o koltuklara talip oluyorsunuz, halk size hizmet etmeniz için oy veriyor!
Ancak, Türkiye siyaseti mekanizması o kadar ilginç ki belediye kasasını boşaltıp gitmenin cezası yokken, ekmek çalan hapse giriyor!
İkisi de hırsızlık değil mi?
Belediyelerin gelir ve giderleri incelenmeli ve sağlıklı yönetilemeyen belediyelerin başkanlarına soruşturma açılarak parayı ne için kullandığı ortaya çıkarılmalı!
Ne güzel dünya!
Kasa boşalsın, cep dolsun!