Çocuk okuldan eve girer girmez: “Anne ben Alman oldum” der, bunu duyan anne ne olduğunu anlamaya çalışırken içerden babası duyar ve koşar gelir: “Sen ne dedin bir daha söyle bakalım” der, ço...
Çocuk okuldan eve girer girmez: “Anne ben Alman oldum” der, bunu duyan anne ne olduğunu anlamaya çalışırken içerden babası duyar ve koşar gelir: “Sen ne dedin bir daha söyle bakalım” der, çocuk: “bu gün okulda karar verdik ve ben artık bundan böyle bir Almanım” deyince babası sinirlenir, bir tokat, bir tokat daha çocuk ne olduğunu anlayamaz ve kendi kendine söylenmeye başlar: “şu işe bak ya daha ilk günden Türklerle başım derde girdi”
Bu örnek yaşandı mı, yoksa birileri uydurdu mu bilemem, bildiğim ve yaşayarak da tecrübe edindiğim şu: sadece Almanya değil Avrupa’nın tümü –Arnavutluk, Makedonya, Bosna-Hersek gibi istisnalar hariç AB denen tek dişi kalmış medeniyet canavarının biz Türklere bakışı bu çocuktan farksızdır, yani bizlere karşı bu uluslar her zaman önyargılıdırlar, biz istediğimiz kadar bunlara yakınlaşmaya çalışalım, biz bir adım attığımızda onlar iki adım bizden uzaklaşmaya çalışıyorlar. Daha önce yazdım, yine yazıyorum: Eğer bu AB denen canavardan takdir almak istiyorsanız ilk yapacağınız iş Türkiye ve Türkleri kötülemektir aksi halde ağzınızla kuş tutan; Sanatçı, şair-yazar, siyasetçi, sendikacı ve veya sığınmacı olsanız bile ne dinlerler, ne de önemserler, ne zaman ki yukarıda saymaya çalıştığım Türkiye’ye karşı iftira kampanyasına dahil olursanız yaptığınız iş ne olursa olsun önce yerli medya seni tavana çıkarır, günlerce adam yerine koyar, kamuoyu ne olduğunu anlayamadan sen artık şöhretli bir yazar ,siyasetçi, sanatçı, kısacası çok VİP bir insan olduğuna bazen sen bile inanamazsın.
Bu konu buraya neden geldi? Şundan geldi: Gerek iktidar sahipleri, gerek muhalefet edenler bir türlü kendimiz olamıyoruz, iktidarın yaptığı yanlışlar üzerinden politika üretiyoruz, iktidar sahipleri de nerde ne kadar şüphe uyandıracak iş varsa düşmana gerek kalmadan kendisi yapıyor, sadece benim değil, benim gibi düşünenlerin ortak görüşü : Biz “Biz” olamadığımız sürece ister aynı gemide olalım, isterse bazıları uzay gemisinde olsun, uzayın neresine giderse gitsin alnında “Türk” yazdığı sürece uğrayacağınız akıbet hepimiz için ortaktır ve biz sözüm ona egemen dünya için hep ötekiyiz, bizlere tarihten kalan bir öç alma politikaları var ve asla bu emellerinden vazgeçmiyorlar, o öç öyle yada böyle alınacak, kıçlarına giren ve tarihte biz Türklerden yedikleri kazık en son Rahmetli Atatürk tarafından daha derinlere çakıldığından çıkarma çıkaramıyorlar, unutma unutamıyorlar, onlarda gerek yerli işbirlikçilerine ve gerekse bazı terör örgütlerine fazlasıyla yatırımlar yaparak ve hiçbir masraftan kaçınmayarak öç alma planlarını uygulamaya çalışıyorlar, işte bu yavrumuzu: ”gel seni alman yapalım” demeleri sizlere basit gelebilir ama realite farklıdır, bu çocuğa yapılan ön hazırlıkların temelinde bu yatıyor. Yıllar önce ASALA, sonra PKK terör örgütü ve FETÖ olmak üzere, bir çok örgütünü yedirip, içirip, uzun menzilli –zırhlı silahlarla donatılıp üzerimize salıyorlar, sonra da oturup bizimle salya sümük ağlıyorlar, bizim ileriyi göremeyen embesil siyasetçilerimizde sürekli batı medeniyeti diyerek bir türlü “biz olmamız için çaba sarf etmiyorlar- bu cümleyi ne kadar çok yazdım- Ben önce vatanseverim, benim solculuğum, sağcılığım, dindarlığım, dinsizliğim ,rengim, cinsiyetim, etnik kökenim vs. ondan sonra gelir, kimse kusura bakmasın. Tekrar ediyorum: Bizim bizden başka dostumuz yoktur ve uluslar arası dostluklarda duygusallıklara yer yoktur, karşılıklı çıkarlar söz konusudur, işte batı denen canavarın ortak çıkarı Türkiye’nin bulunduğu coğrafyanın biz Türklere lüks olduğu rüyasıyla yatıp kalkan bir batı ile karşı karşıyayız ve yine haykırıyorum : Başka Türkiye yok ve en büyük bağımsızlık ekonomik bağımsızlıktır, lütfen en az bizim kadar bu vatanı sevin bizleri çalıştırın, ürettirin ve büyütün, aksi halde şehit kanıyla boyadığımız bayrağımız sizlerden ve bizlerden davacı olacaktır. Nokta.