Gündemle alakalıdır, tam da sırasıdır Marshall Planı, II. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yıl...

Gündemle alakalıdır, tam da sırasıdır

Marshall Planı, II. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konmuş ABD kaynaklı, antikomünist hedefleri olan bir ekonomik yardım(!) paketidir.

 Amerika kendi ülkesinin çıkarları için yapamayacağı kötülük, çevirmeyeceği entrikanın sınırı yoktur, eğer kendi çıkarları söz konusuysa, kendi vatandaşlarının dışında milyonlarca insan sakat kalsa, ölse hiç umurunda olmaz, çünkü bu şekilde programlanmıştır. Sakız çiğnerken yürüyemeyen bir başkanları bile oldu ama asla hedefleri değişmedi, ne yazıyorsa başkan onu uygulamakla mükelleftir, dışına çıkamaz, çıkarsa Kennedy’ ye ne olursa ona da o olur.

Marshall yardımı denen laboratuvar deneyi de bu kapsamda hazırlandı, fakir ülkelere yardım adı altında süt tozu ve tereyağı yardımı yapıldı, hayvancılıkla geçimini sağlayan bu fakir ülkeler Çinliler gibi: “Bize balık verme, balık tutmayı öğret.” Demediler ve bir lütuf gibi bu yardımı kabul ettiler. Her ne kadar bu yardımlardan beslenen o zamanki çocuklar büyüdüklerinde beyin özürlü birer mankurt olacaklar gibi bir sav ortaya atılmış olsa da bunu kanıtlayacak elimizde yeterli bir veri henüz yok, yok ama bu yardımlar gelince ne oldu?

Anlatayım efendim: Ben Kuzey Anadolu’nun en ücra köşesinde Ardahan-Posof’ta inek, koyun ve tavukların bir arada olduğu bir köy evinde doğmuşum, gözümü açtığımda bunları gördüm, okula başladığımda bu lanet olası yardımlar köyümüze kadar ulaştı, bütün köylüler o kadar sevinmişti ki, hazır gıda geldi, köylülükten kurtulacaktık, ABD bu yardımla beraber bizleri Komünizmden koruyacaktı, Amerika çok büyük bir devletti falan-filan… Bu düşüncede olan sadece benim gariban köylülerim değildi ki, devlet büyüklerimiz bile bir yolunu bulup bu ülkeyi ziyaret etmeyi kutsal topraklarla bir tuttular, halen de öyle, bu işin sağı-solu yok ne hikmetse göreve yeni seçilen devlet büyüklerimizin ilk işi bu lanet katil devleti ziyaret etmek oluyor, etmezse bir yolunu bulup alaşağı etmek için mutlaka bir B planları vardır ve bugüne kadar hiç başarısız olmadılar. Hatırladığım bütün askeri ve sivil darbelerde baş rol oynadılar ve bunu da hiç saklamadılar, daha dün bu ülkenin birliğine dinamit koyan FETÖ halen bu ülkede baş tacı ediliyorsa ve biz hala bu ülkenin samimiyetine inanıyorsak Marshall yardımlarından epeyce yediğimizin bir göstergesi olamaz mı?

Daha düne kadar ASALA denen katil örgütü besleyen, bir çok ülkede diplomatlarımıza yapılan suikastları görmeden gelen, bir çok ülkenin meclislerinden sözde soykırım yalanını geçirten, halen meclisinden Losanne  Barış Antlaşmasını geçirmeyen ve gizli gündeminde : “benim için Türkiye’nin sınırları tartışmalıdır” gibi zırvalarını sineye çekmenin, PKK denen hain örgütü uzun menzilli silahlarla donatan, lojistik destek sağlayan katil ABD halen bazılarının gözünde masum gibi duruyorsa uzun vadede Mankurt komplo teorisi acaba gerçek mi?  Diye düşünüyorum.

  Yazan: Mehmet Çelik