Geçen haftaki yazımızdan sonra okuyucularımız eğitim öğretime dair bir sürü derdini bizlerle paylaştı.

Okullarımızda servis ücreti için öğrenci başına istenen ücretler çok yükseldi.Birde iki ve üç öğrenci gibi rakamları ödemek zorunda kalan aileler, asgari ücret veya biraz üzerinde de geliri olsa işin içinden nasıl çıkacak.

İşte tam bu durumda dar gelirliler için sosyal devlet uygulamalarının faturasını ödeyecek iktidarın siyasi kadroları kendini göstermeli ve ailelere en azından 2.ve 3. Çocukların servis ücretlerini devlete ödetebilmelidir.

Oy zamanı mahalleleri aşındıran siyasiler işte tamda  bu ortamda görünür olmalı.

Okullarımızın önünde eğitim süresinde hep güvenlik güçleri olmalı.
Okul çıkışlarında güvenlik ayrıca çoklu kameralar ilede desteklenmeli.

Okul önündeki başıboş köpeklere okul idareleri ve belediyeler birlikte bir çözüm geliştirilmeli aksi halde zarar gören öğrencinin mesulü olmalılar.

Öğrencilerin kitaplarının hala tamamlanmamış olması üzücü.

İl ve İlçe Milli eğitim Müdürlüğü merkezdeki öğretmen fazlalığı ve varoşlardaki öğretmen açığına torpilleri kaldırarak önlem almalı.

Öğrenci velileride siyasilere bu ve bunun gibi derdlerini bıkmadan usanmadan taşımalı.

Seçim sandığı öncesi kendilerine sahip çıkanlarla çıkmayanları parti rozetine bakmadan iyi tanımalı.

Bazı okullarda sınıflar dolup taşarken bazı okullarda sınıflar boş kalıyorsa buradaki okul idaresi ve öğretmenler hemen torpilli okula geçmek peşine düşeceklerine kendilerini sorgulamalı.

Bir okulda eğitim zayıfsa bu zayıflığın başrolünde okul idaresi ve öğretmenler,
ikinci sırada ise öğrenci yapısı ve velileri rol oynar.

Herkes elini vicdanına koysun başarılı olmak isteyen her öğrenci ve velisi eğitim seviyesi yüksek okul aramıyor mu?

Gerekirse bunun için servis ücretlerinin maliyetine katlanmıyorlar mı?

Öyleyse okul müdürü, idareci ve öğretmenler idealistlerse,
ek uğraşlar peşinde değillerse,
kendi okullarını tercih edilen okul haline getirebilecek ön safdaki yiğitler olabilirler.

Okullarındaki eğitimi Etütler ve kurslarla,kütüphaneyle,çağı yakalayabilecek eğitimlerle güçlendirebilirler.

Okulları için ilindeki, ilçesindeki milli eğitimin kapılarını,
Yetmiyorsa yerel siyasilerin kapılarını,
Yetmedi bölgedeki STK'ların kapılarını aşındırırlar.

Kendilerine duyarsız kalanlarıda teşhir edebilirler,
kendileri edemiyorsa velilerle bu teşhiri sağlayabilirler.

Yeterki her şey daha kaliteli eğitim için olsun.

Bu sadece veli toplantılarında olumsuzlukları veliye yüklemekle değil, hem öğrenciye hem veliye pozitif enerji vermekle, kendilerini yakalayabilecekleri hedeflere yöneltmekle ve bunun için onları heyecanlandırarak destekleri alınmalıdır.
Öğretmenini,öğrencisini ve velisini bu heyecana ortak eden okullar hep örnek okul olmuşlardır. 

Rutin veli toplantılarında, kalabalığa baştan savma sunumlar hep sıradan yöneticilerin, prosedürün gereğini yapmaları zaten işinin delisi değil, kartvizitin delisi olan anlayışın ürünüdür.

Maalesef okulun başarısına değil ikili ilişkilere bakan siyasetçi ve Milli eğitim müdürlükleri ve mülkü amirler bu anlayışla bilhassa varoşlardaki okullarımızın başarısızlığının mimarları olmaya devam ederler.