Dedelerimiz hep anlatırdı, biz CHP zihniyetinde hem maddi hem manevi olarak aç açık kaldık,
Jandarmalar gelir evlerimizdeki dinimizi anlatan kitaplara el koyar,
Memurlar gelir tarladaki hasadımıza el koyardı.
Bizi yönetenler alemlere akarken büyüklerimiz çocuklarına gizli saklı dinini öğretmeye,
mısır somaklarını öğütüp çocuklarının karnını doyurmaya çalışırdı.
Babalarımız CHP zihniyetinin bizi nasıl 40-50 yıl geriye bıraktığını ve ülkemizin içki masalarında nasıl yönetildiğini anlatıp dururlardı.
40-50 yıl gerilerde kalmanın kılıfı kolaydı, geçmişi kötüle dur.
o günkü geçim sıkıntıları ve açlık içinde kılıfda hazır,etrafımızda savaş var oluverirdi.
Peki şimdi etrafımızda değil tüm dünyayı kasıp kavuran Pandemi belasına rağmen,
11 şehrimizi yerle bir eden asrımızın felaketi depreme rağmen,
40 yıldır ülkemiz içindeki savaşın yanında Kuzeyimizdeki ve Güneyimizdeki ateş çemberine rağmen,
ABD ve AB ile aramızdaki 40-50 yılı kapatıp,
hatta onlarla yarışabilecek hale getirenlere teşekkür etmek yerine, kaybettikleri koltuk ve rantın tekrar sahibi olabilmek için ötekileştirdiklerine kin ve nefret aşılayan zihniyetin çağdışılığı,
RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A kin ve nefret aşılamaktan başka çaresi kalmamasımıydı ?
Bu zihniyete göre PKK hamisi Partilerle sarmaş dolaş olacaksın ama sınırlarımız içindeki teröristlerin canına okuyan, meydanlarımızın ve dağlarımızın huzurunu ve güvenini sağlayan,
Dün PKK’nın cirit attığı dağlarda bugün PETROL KUYULARI ile enerjide bağımsızlık peşinde koşan,
Doğalgaz’da da kendimize yeterli olmak için Karada-Denizde 24 saat çalışma yapan,
ülkemizi uzayla tanıştıran,
yerli ve milli uçağımızı,
gemimizi ,
SİHA' mızı,
uydumuzu,
savunma sistemimizi,
füzelerimizi ve mühimmatlarımızı üretebilen ülke haline getiren,
dostlarımızın ümit ışığı olan,
Ülkemizi emir kulu olmaktan çıkarıp küresel oyun kurucu hale getiren lider,
RECEP TAYYİP ERDOĞAN’a kin ve nefret aşaılayacaksın.
Kendi partisini bile yönetmekten aciz olan bu zihniyet,
koltuk benim olsun da Ülkem, Partim kaça bölünürse bölünsün diyen zihniyet,
Son genel seçimlerde gördük, kazanmak uğruna devletin en mahrem kuruluşlarını peşkeş çeken, sonrada birbirlerini yemekten haz duyan,
kılıfını da demokratik anlayış yapan zihniyet,
kendisine gelen oy vermeyiz şantajları sebebi ile KANDİL’in talimatı olan "KENT UZLAŞISI" altında PKK emrindeki partinin emrine giren zihniyet bu.
Gençler bilmese de geçmişte ülkemize "Ürettirmeyip dilendiren" zihniyet,
"Dünyanın 40-50 yıl gerisinde bırakılıp kendine güvenini yitirmiş boyunduruk altında bırakılan" zihniyet,
"Üretmek isteyenlerin elindeki fabrikaları kapatan" zihniyet,
1940'larda yerle bir olan ALMANYA ve JAPONYA küllerinden doğup ve dünyanın 3.,4. Ekonomileri olurken "Bizde inancı gereği başörtü kullanan ve namaz kılan ile hala uğraşmayı marifet sanan " zihniyet arasında hiç fark yok.
Dünde kendi koltuğu uğruna her türlü kesimle ittifakta buluşmaktan sakınmayan zihniyetle,
Bugünde yine koltuk uğruna,
40 yılı aşkın zamandır ülkemizi kana bulayan KANDİL’in talimatı ile KENT UZLAŞILARI adı altında buluşan zihniyet maalesef aynı zihniyet.