Çok saldıran, hakaret eden olacak ama derlediğim bilgileri yazayım... 

Dünya üzerinde 8,2 milyar civarında insan yaşıyor. Bu devasa kitlenin; 2,5 milyarı Hristiyan, 2 milyarı Müslüman, 1,2 milyarı dinsiz/Deist/Agnostik/Ateist, 1,2 milyarı Hindu, 500 milyonu Budist, 300 milyonu çeşitli Çin dinleri, 100 milyonu etnik dinler, 35 milyonu Afrika geleneksel dinleri, 25-30 milyonu Sihist, 20 milyonu Taocu, 15-20 milyonu Musevi, 17 milyonu Mormon vb. şeklinde sıralanmaktadır.

60 kadar Müslüman ülkenin yıllık üretimi, patenti, makalesi, buluşu 60 milyonluk İtalya kadar bile yoktur. Evinize bir bakınız. Kullandığınız ya da tükettiğiniz şeylerin binde 1’i bile İslam ülkeleri tarafından üretilmiş/tasarlanmış/patentlenmiş değildir.

340 milyon nüfuslu ABD toplam dünya nüfusunun yüzde 4’ünü oluşturmasına karşın ekonomi pastasının yüzde 24’ünü yemektedir. Yani, 4 kişi 24 kişi kadar para çalmaktadır.

Bilişim, yazılım, tıp, eğitim, üniversite, chip (yonga, entegre, tümleşik eleman), uçak, gıda, ilaç, eğlence, film, iletişim vb. gibi sektörlerin dev şirketleri çoğunlukla ABD’dedir.

Olması gerekenin 6 katı mala konan haydut ABD bu düzenin sürmesi için dünyadaki 200 civarı ülkenin 160 tanesinde askeri üsler, tesisler bulundurarak sömürücülüğünü genişletmektedir.

Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika, Norveç, İsveç, Danimarka, Avusturya, İtalya, Yunanistan, Ukrayna, İsviçre, Kanada, Avustralya gibi ülkeler ABD’nin şemsiyesi, hegemonyası, kontrolü altındadır. Bunlar Amerika’nın çıkarlarına ters bir karar alamıyorlar.

NATO adlı askeri örgüt tamamen ABD çıkarlarını korumak için var edilmiş, çetevari, hukuk tanımaz bir örgüttür.

NATO’nun paramiliter (gayri nizami, düzensiz, çete) örgüt yapılanması yani Gladyo adı verilen oluşumlar onlarca ülkede; ABD çıkarlarını korumak için sabotajlar, cinayetler, darbeler, ayaklanmalar, kışkırtmalar, etnik kavgalar üretiyor.

1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti 1945’ten sonra ABD’nin suyunda/yolunda/rotasında ilerlemeyi tercih etmiştir.

1952 yılında NATO’ya üye yapılan TC’nin askeri yapılanması yüzde 97 oranında bu örgüt tarafından organize edilmektedir.

ABD’nin finans, siyaset, medya, akademi, sinema, iletişim, bilişim alanlarında faaliyet gösteren dev şirketlerin yüzde 90’dan fazlası Musevilerin ya da bunlara çok yakın dini görüşleri olan Hristiyan/Protestanların elindedir.

Küresel çapta faaliyet gösteren trilyon dolarlık devasa Musevi/Protestan şirketlerinin (APPLE, EXXON, DAIMLER, FORD, IBM, WALMART, ARAMCO, CHEVRON, INTEL, TESLA, NVIDIA, BOING, MONSANTO, MICROSOFT, DELL, AMAZON, BAYER, ROCHE, PFIZER vb.) elinde oyuncak olan dünyamız 21. yüzyılda 1000’e yakın küçük devletçiklere bölünecektir.

Önümüzdeki on yıllarda, ulus devletler birer birer parçalanarak minik minik, kasabamsı, teknoloji üretemeyen, güçlü ordu kuramayan, yöneticileri tamamen kukla olan yapay beylikler türetilecektir.    

Küçük, güçsüz, istikrarsız, kâğıttan kaplan devletçiklerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarını elinden almak, özelleştirme operasyonlarını hızlıca yapmak, süper zekâ insanlarını transfer etmek (beyin göçü), modern köle olarak yaşamalarını dayatmak çok daha kolay olmaktadır.

Son 40-50 yılda Yugoslavya ve SSCB parçalandı. Irak, Libya, Tunus, Afganistan, Pakistan, Mısır, Sudan, Suriye yağmalandı.  

1990’lı yılların ortalarında haydut devlet ABD, BOP’u seslendirmeye başladı. Ülkenin tepe yöneticileri 21. yüzyılda 22 Müslüman ülkenin parçalanacağını / sömürgeleştirileceğini / kuklalaştırılacağını açıkça ifade ettiler.

BOP, yani Büyük Ortadoğu Projesi (Greater Middle East Initiative), 2004 yılında ABD tarafından işletilmeye başlanan faşist, sömürgen, sinsi ve siyasi bir projedir.

Bu proje, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Güney Asya’yı kapsayan geniş bir coğrafyada demokratik reformlar(?), ekonomik kalkınma(?) ve siyasi istikrar sağlama(?) hedefiyle oluşturulmuştur.

BOP’un öne çıkan hedefleri arasında şunlar yer alır:

Demokratikleşme(?): Bölgede demokratik yönetimlerin teşvik edilmesi ve insan haklarının geliştirilmesi.

Ekonomik Reformlar(?): Serbest piyasa ekonomisinin güçlendirilmesi ve küresel ekonomiye entegrasyonun artırılması.

Terörizmle Mücadele(?): Radikal grupların etkinliğini azaltmak ve istikrarı sağlamak.

Eğitim ve Kadın Hakları(?): Eğitim reformları ve kadın haklarının iyileştirilmesi.

Büyük Ortadoğu Projesi, başta bölge ülkeleri olmak üzere birçok çevre tarafından eleştirilmiştir. Eleştirilerin başlıca sebepleri şunlardır:

ABD'nin Bölgesel Hegemonya Arayışı: Proje, ABD’nin bölgedeki siyasi ve ekonomik nüfuzunu artırmaya yönelik bir girişimdir.

Ulusal Egemenlik Endişesi: Proje kapsamında önerilen reformlar(?), bölge ülkelerinin iç işlerine müdahaledir.

Batılılaşma Dayatması: Yerel kültür ve değerlerin göz ardı edilerek Batı tipi (kapitalist, materyalist) bir sistem dayatılmaktadır.

Bölgesel Karışıklık: Proje, Ortadoğu’daki, özellikle İslam ülkelerindeki çatışmaları artıran bir yol çizmektedir.

Projenin Liderliği: BOP’un baş öncüsü, 2004 yılında ABD Başkanı George W. Bush olmuştur. Bush, projenin gündeme taşınmasını sağlamış, özellikle Irak Savaşı'nın ardından bölgedeki demokrasi(?) hedeflerini bu proje altında dile getirmiştir. Ayrıca, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Savunma Bakanı Donald Rumsfeld yıkıcı planı şekillendiren isimler arasında yer almıştır.

Ortak Ülkeler ve Destekçiler: Projenin destekçileri arasında Batılı ülkeler, G8 üyeleri ve NATO müttefikleri bulunmaktadır.

Küresel ve Bölgesel Aktörler: BOP’un kapsamındaki bazı bölge ülkelerinin liderleri, projenin öne sürdüğü reformları şüpheyle karşılamış ve direniş göstermiştir. Özellikle Ortadoğu’daki otoriter (diktatör) rejimler, planı "Batılı bir müdahale" olarak değerlendirmiştir.

Sonuç olarak, BOP’un lideri ABD ve Batılı müttefiklerdir.

Toplum olarak BOP’un planlarını bozmak için çalışmalıyız. Her aydın yurttaş konuyu halka genişçe anlatmalı, haydut devlet ve onun paramiliter uzantısı örgütlerin kuklalarını püskürtmek için çalışmalıdır.

Mason, Rotary, Lions örgütleri, Sabetaycılar, Pakraduniler, CIA kontrolündeki çeşitli tarikatler/cemaatler, ABD+AB fonları ile yayın yapan dernek/vakıf/medya organları BOP için çalışmaktadırlar. 

Suriye'de olanlar BOP'un bir parçasıdır. Buradan bize hayır / fayda / menfaat / gelir / demokrasi / ilerleme / pay verilmeyecektir. Sadece dev küresel şirketler için alan açılması söz konusudur...

BOP kapsamında dilimiz, kültürümüz, geleneklerimiz, dinimiz, eğitimimiz, ahlakımız, yasalarımız Judaize olmaya doğru zorlanmaktadır. Judaize çizgiye girmek bizim köleleştirilmemizi hızlandırıcı bir etmendir. 

Bazı çok bilmiş, ajan ya da saflar halka BOP’u “Büyük Osmanlı Projesi” diye yutturuyorlar. Bu yalanların etkisinde/emrinde olan geniş kitleler ne yazık ki epey çoktur.

Ali Özdemir

www.aliozdemir.net

0505 220 83 85

28.12.2024