Hayat boyu sosyal basamaklarda deneyimsel zamansal geçişlerinde farklılığı açıklayabilmenin tek yolu özgün dışavurumsal iradeye sahip olunabilmektir. Mamafih nedenlerin ve kuramların toplumsal birçok baskısal öngörülerini de varsayarak hareket etmek elbet daha gerçekçi bakış açısı verecektir. Kanaatimce toplumsal baskıcı neden ve kuramların insanın hayata bakış açısında ön planda olduğu kanısındayım.

         Kendi fikir, görüş, hedeflerini benimseyerek özgün iradesiyle çevremizdekilerin azınlığına bakarak kanaat edersek eğer gelecek toplumlarında uyuşturulmuşçasına kendini geliştirmesine müsaade ettirilemeyecek olması muhtemeldir. Toplumsal etkiler altında kişiliğin en önemli etmeni rol model kazanan benliğimizdir.

         Benliğin geliştirilmesi irade gücünün insifiyatına bağımlı kılar. Zamanla benliğin iç ve dış yansıtılan davranışsal işleyişine bağımlı olarak kendini geliştirebilinirliğinde depresyonel kuramlar üzerinde yapısal ve işlevsel durulmuştur. Denilebilinir ki örneğin mizaçlı ve pozitif insanların çevresindekilerle herhangi bir yaş, ırk, ideolojik, etnik ayrımsız rahatça dialog kurabilmeleri, hızlı ve anlamlı süreç başlatabilmeleri kendi benliğini geliştirebilmesindendir.

          Elbet toplumsal şartların insanlar üzerindeki ruhsal bozuklukları üzerinde birçok etkenleri saptanmıştır. Bu etkenler kimi olumlu kimi olumsuz imkan kılsa da her halükarda değişik bakış açılarına vakıf olunmasıyla insan benliğinin geliştirilmesinden çok istifade eder. İnsanın kendini geliştirilmesinde ileri düzeyde gönül verdiği mesleki branşının eğitiminin özenilmesi de mühimdir.

        Benliğin gelişmesi ve yapısında içsel subliminal düzeyde kuramların bireyin ruhsal yaşantısı arasında büyük çatışmaya sebep olabilir ki bu çaprazlamalarda kişi uzman yardımı alamadan atlatabilmesi mümkünatı olmaz. Araştırmalarca varolan kronik ruhsal rahatsızlıkların zorlayıcı ve zararlı yönlerinin teşhis ve tetkik edilerek erken kontrol altına alınabilmesi elzemdir.

       Zamane yaşanılan ruhsal rahatsızlıklara bir sebep ise teknolojinin getirdiği işlevsel erişebilirlik altında sınırsızca bilgi erişimi ve kirliliğinin insanda yarattığı etkenlerdir. İnsan karakteristik kendini geliştirmek isterken iç ve dış olası görülemeyen psikolojik saldırılara maruz kalarak sosyalleşmeden uzak başkalarıyla iletişiminde büyük kayıplara uğramaktadır.

     Niceliği ve niteliği tartışabilinir hal alan toplumsal kaynaklı tehlikelerle kişinin ruhsal yaşantısı arasındaki ortak farkındalığının gün geçtikçe ayrışmasıyla oluşan geri dönüşü olmayan kişilik bozukluklarıdır. Başkalarıyla sadece kendi fikriyatı, zevkleri, vizyonu farklı diyerekten zarar verici tutum ve davranışlar sergileyerek yalnız yaşamak zorunda bırakılmasıdır ki maalesef cezai işlemlere tabii tutulurlar.

     ARAŞTIRMACI YAZAR

  VOLKAN YAŞAR BERBER