Gerçek şudur ki: Yıllardır Amerika denen canavar ne inkâr etti ne de iki yüzlülük yaptı, önündeki kâğıtta hangi şartlar yazıyorsa her iş başına gelen Amerika Başkanı gözümüzün içine baka baka yüzümüze yüzümüze kendi gerçeklerini haykırdılar…

“Biz sizin dostunuz falan değiliz, bizim için ülkenizin sınırları tartışmalıdır, bulunduğunuz coğrafya sadece siz Türkler için oldukça lüks, bizim istediğimiz şekilde davranmazsanız biz Amerika, İngiltere ve müttefiklerimiz olarak sizi rahat bırakmadık, bırakmayacağız. Sizin “canavar” dediğiniz, bizim ise medeni dediğimiz batı dünyası Lozan’da atmış olduğunuz kazığın acısını öyle ya da böyle çıkaracağız, kendi bazı eski liderleriniz bile bizim için: “Amerika ile didişmek fille yatağa girmeye benzer” dediği halde sizler hala yaklaşan tehlikenin farkında değilsiniz, hangi ülkede Elçiliğimiz var ise o ülkenin tüm şifrelerini ele geçiririz, bu amaçla en büyük destekçilerimiz sizden gibi görünen yerli işbirlikçilerimizdir, biz dünyanın egemenleriyiz kuzey Irak’ta ve Suriye’nin güneyinde bir kukla devlet kuracağız ve bu devleti genişletmek için elimizden geleni ertelemeyeceğiz, bu meyanda gerekirse PKK/YPG gibi terör örgütleriyle hem görüşeceğiz, hem de onlara lojistik desteğin yanında silah yardımı da yaparak hedeflerimize ulaşmak için her yolu deneyeceğiz, bu bizim gibi egemen sınıfların asıl hedefleridir ve sizin gibi ülkelere her ne kadar “Stratejik Ortak” desek de bu koca bir yalandır, ister inanın, ister inanmayın ama realite budur. Sizin gibi ülkelerde iş başına gelenlerin seçildiği gün bizleri ziyaret ederek bize cesaret vermeleri işimizi kolaylaştırıyor. Afganistan, Pakistan, Hindistan gibi ülkelerde yerli işbirlikçiler ve ajanlarımızla yapmış olduğumuz icraatlarımız ortadadır bizim çıkarlarımız her şeyin üstündedir ve bu çıkarlarımız için milyonlarca insanın ölmesi umurumuzda olmaz örnek isterseniz: Irak, basit bir gerekçeyle ki aslı da olmayan bir gerekçeydi milyonlarca insan öldü kılımız kıpırdamadı, çünkü Dünya egemen sınıfının çıkarları için ölen Müslümanlar bizim için çok da önemli sayılmazlar, zaten bu durumdan da şikayetçi değiller, şikayetçi olsalar başlarına geleceklerin farkındadırlar.  Kısacası biz dünya egemen sınıfları olarak çizmiş olduğumuz plan ve projelerimize bağlı olarak Ortadoğu’yu yeniden şekillendireceğiz, haritaları yeniden boyayacağız, buna engel gördüğümüz her nesne bizim için hedef tahtasıdır, bu böyle biline.”

Böyle bir mektup yok ama yapılanlara bakıldığında bu mektuptan daha ağır bir tehlike ile karşı karşıyayız. Yukarıda yapılanların hangisi yalan? Daha dün Amerika’nın üst düzey komutanları PKK ve diğer terör örgütleriyle direk görüşmelere başladılar ve bunu saklama gereği bile duymuyorlar.

 Lanet olsun! Ben söylemekten bıkmayacağım ve tekrar ediyorum:” Lütfen tüm vatandaşlarını bağrına basan bir devlet şefkatinin şart olduğu bir yana, ekonomik olarak üretelim ve güçlenip namerde muhtaç olmayalım, artık savaşlar topla, tüfekle ve süngünün ucunda kazanılmıyor, ekonomik olarak kim güçlüyse o haklıdır, hangi haltı işlerse işlesin, hangi soykırımı yaparsa yapsın hoş görülecekler ve hesap verme dertleri olamayacak ama bizim gibi ülkeler en ufak bir yanlışında idam sehpasındadır. Nokta.