Bu gün farklı bir şeyler yazacaktım, akşamdan da hazırlandım, konuları belirledim, bütün yerel basını okudum ve vardığım sonuç: Eğitim şart. O kadar sığ konular ve o kadar kişisel saldırılar ve o kadar yanlı-taraflı ve objektif olmaktan uzak yaklaşımlar gördüm ki "yoruldum" demek geldi içimden. Aslında bu dönem için yoruldum deme şansım yok çünkü 27 temmuz 2024 tarihinde sevgili kızımın Zonguldak Emirgan Otelde yapılacak olan düğün merasiminde çocuklarımın beni yorgun görmesine gönlüm razı olmaz bu nedenle hala: İriyim, diriyim ve canlıyım...

YORULDUM ARTIK TAŞLAMAKTAN DENİZİ

Hala, bir tutam  umut saklıyorum…

Her akşam sıra sıra diziyorum martıları

Ankara kokan köprü ayaklarına,

Her sabah ekmek kırıntılarını

Bırakıyorum denizin karayla öpüştüğü yere,

Her gün hiç aksatmadan

Hatıralarla dolduruyorum öfke vagonlarını,

Ayırım yapmaksızın;

Siyasi küfürler ediyorum gelmişine, geçmişine

Yine de aklıma hiçbir şarkı sözü gelmiyor,

Gelse de melodileri tutuşmuyor el ele.

Kent; Düşman gibi bakıyor gözlerimin içine

Bu yüzden göz göze gelmeye korkuyorum.

Yoruldum artık anlasana!

Yoruldum taşlamaktan denizi

Hangi taşa tutunsam Zonguldak,

Hangi martıya dokunsam kömür izi.