Klasik bir cümle ile başlayalım: Yakında seçim var ve ülkemizi mecliste temsil etmek için tüm aday adayları yarış halindeler. Keşke başka medeni ülkelerde yapılan seçimleri toplum olarak yakından izlemiş olsak da ona göre kararımızı versek. Medeni ülkelerden kasıt: toplumda fert ve özgür bireylerin çoğunlukta olduğu toplumlardan bahsediyorum, bu tabire uyan Afrika’daki en fakir bir ülkede olsa benim için medeni bir toplum sayılır. Vatandaş neyi, kimi ne amaçla seçtiğini bilmiyorsa isterse seçim Dünyanın en gelişmiş ülkesinde olsun sandıktan mantık çıkmayacağına garanti veririm.
Yereldeki tespitlerimiz de geneli kapsar çünkü biz bizi biliriz.
Millet vekili aday adayları kendilerini hakka, halka değil, liderlerine kabul ettirmek için yapmadıkları hamaset kalmıyor, Şimdi burada isim vererek olayı irdelemeye kalkarsam cevap hakkı yüzünden başımız derde girer, en iyisi isim vermeden omursuz siyaset nasıl yapılır bir görelim.
Omur çok hücreli canlıların dik durmasına yarayan ve omurgayı oluşturan parçalardan biridir, burada sürüngenleri ayrı sınıfta tutuyorum. Omurlar sağlam ve dik monte edilmişse omurga da kimseden yardım almadan dik durur ve hedefine yürür, omurlar sağlam malzemeden yapılmamışsa hem montajı sorunlu olur hem de dik duramaz en ufak bir rüzgârda rüzgârın önünde yatar. Bu hareketleri eskilerde o kadar çok gördük ki adamın adı pervaneye çıkmıştı. Günümüz siyasetinde aslında milletvekillerinin çok da önemi kalmadı sanırım, çünkü uygulamada lider ne diyorsa o oluyor, meclise gidecekler, kendilerini kıyak emeklilik haklarından faydalandırıp, liderin ağzına bakacaklar, karşı görüşleri olamayacak, iktidar milletvekili iseler zaten bir görüşlerinin olmasına da gerek yok, onlar adına birileri düşünecek tasarı meclise gelecek ,geldiği gibi geçecek ve yasalaşacak, muhalefet milletvekili iseler meclise gelen yasaya ve ya taslağına itiraz edecekler, gensoru verecekler, verilen gensoru iktidar ve gizli ortağınca reddedilecek, kanun yine meclisten geçecek ve yasalaşacak. Bu senaryonun dışında hiçbir şey olmayacak, şimdi böyle bir mecliste milletvekili olabilmenin tek şartı lidere hoş görünmek için ne gerekiyorsa o yapılacak, sonuçta bir çoğu kimse vatan, bayrak, millet aşkı ve sevdasıyla bu yola çıkmıyor ki, ne yaparım da bu listeye girerim savaşımı veriliyor. Nasıl ki çoğu kamu kurumlarında; Bilgi, birikim, deneyim gibi kıstaslardan çok yandaş olma kriteri önem kazanmışsa omursuz siyasette de durum aynıdır, şahısların listeye girme mücadelesine bakar mısınız, hangisi bilgisinden ve birikiminden söz ediyor? Hiç birisi, çünkü biliyorlar ki bu kriterler listeye girmesi için bir ayrıcalık değildir. Karar vericileri ilgilendiren en önemli kriter: “Bu aday bana bu bölgeden ne kadar oy toplar” veya “ bu aday ile bu bölgeden ne kadar milletvekili çıkarırım, liste başı böyle oluşuyor, peşine kimi yazarsanız yazın bu halk zaten gerisini sorgulamadan adayın uzun veya kısa olmasına bakıyor. Hepsi bu… Hani Levent Yükselin bir şarkısı vardı
Bak yüreğime bak
Ateşimi gör
İçimi hisset
Hadi hazırım yeter ki
Onursuz olmasın aşk
Gel sokağıma gel
Penceremi aç, yatağıma gel
Hadi hazırım yeter ki
Onursuz olmasın aşk
…
Onurlu siyaset yapacak yeni meclisin ülkemize ve insanımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum.
YETER Kİ OMURSUZ OLMASIN SİYASET