Entrika: “Bir eylemin gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi içi yapılan her türlü gizli çalışmalar”dır…

Bu terimi hemen hemen her yerde , özellikle ABD karşıtı olan tüm oturumlarda kullanırız ve sanki entrika sadece Amerika tarafından uygulamaya konulmuş bir eylem gibi düşünürüz. Amerika kendi ülkesinin çıkarlarını korumak ve kendi halkının huzur ve refahını artırmak için dünyanın diğer insanlarını gözünü kırpmadan yok edebilecek her türlü eylemi gizli veya aşikâr uygular ve bundan asla geri adım atmaz, bu dünde böyleydi, bugün de ,yarın da böyle olacak. Bir empati yapıp ve bir Amerikalı gibi düşünürsek yapılan işlemlerin hiç de kötü olmadığını, Amerika’nın çıkarları doğrultusunda her şeyin yolunda olduğunu düşünürüz, empati yapamazsak bizler yapılan entrikalar için oturup salya-sümük ağlarız ve ABD’ yi kötüleriz, bu kötüleme işini bile ülke sınırları dışına çıkaramayız çünkü her ülke kendi çıkarını koruması için programlanmıştır ve bu yolda her şey mübahtır, bizim eğer çıkarlarımızı koruyacak milli bir projemiz yoksa basitçe sızlanmalarla yetiniriz ve bir adım yol alamayız.

Çok gerilere gitmek okuyucuyu sıkar, yakın tarihe gideceğim, ben de bu toplumun bir parçası olduğumdan balık hafızamda kalanları sizinle paylaşacağım.

Ülkenin aydınlanmasının merkezi ve dünya egemen sınıfının korkulu rüyası

haline gelen Köy Enstitüleri ve bunların bir an önce kapatılması için Amerika tarafından iş başına getirilen güdümlü iktidarların alelacele bu eğitim yuvalarını kapatması,

Marshall yardımıyla başlayan felaketler zincirleri,

Ülkeyi yönetenlerin Amerika çıkarlarına ters düşen üslerin kapatılması ve ülkede haşhaş ekiminin serbest bırakılması kızgınlığını yatıştırmak için Amerika Tarafından kurulan ve finanse edilen CİA ajanı tarikatlar için bazı devlet adamlarının İyi- kötü Tarikat benzetmeleri ve zorlama türü açıklamaları. Vs.

1974 Kıbrıs Barış Hareketine giden süreç ve yine bu yıllarda başlayan sağ-sol çatışmaları ve 1980 darbesine kadar yüzlerce can kaybı, faili meçhuller, işkenceler ve bu işkencelerde kaybedilenler,

Türkiye’nin belli başlı kentlerinde mezhep kışkırtmaları ve buna bağlı olarak yüzlerce can kaybı,

Asala terör örgütünün kuruluşu ve saldırıları,

1980 Amerika oğlanlarının askeri darbesi,

Amerikan yanlısı hükümetlerin kurulması ve hızlı bir özelleştirme furyaları ve buna bağlı olarak katma değer yaratan ve ülkelerin bağımsızlık kaynağı olan ekonomik bağımsızlığının can damarlarının birer birer yerli ve yabancı yatırımcılara peşkeş çekilmesi,

Ermeni kökenli terör örgütünün (PKK) Güneydoğuda ve Ortadoğu’da kurmayı planladığı kukla bir devlet ve buna inanan yerli-yabancı işbirlikçi siyasetçi ve sözde devlet adamları,

Büyük Ortadoğu Projesi(BOP),

 ABD’nin o dönem Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice: Ortadoğu ve Türkiye haritalarının yeniden çizileceğini açıkça beyan etmiştir ki buna bağlı olarak yönetimden ayrılan her Amerikalı devlet adamları Türkiye’yi de içine alan yeni bir Ortadoğu haritası yayınlarlar, bizden tepki gelince “pardon” derler ama asıl amaçlarında asla vaz geçmezler çünkü ABD’nin çıkarları bu yöndedir. 

Irak Fezlekesinin meclisten geçmemesi,

Suriye’de bir hafta içinde Şam’da kılınacak Cuma namazı vs…

Buraya kadar sadece aklımda kalanları spontane aktarmaya çalıştım. Türkiye öyle bir coğrafyada ki dünyanın tüm egemen sınıflarının gözü üzerindedir ve Türkiye sadece Türklere bırakılacak kadar basit bir coğrafya değildir, bunu ben demiyorum egemen sınıfların gizli dosyasında bulunan bir not…

Aslında her biri hakkında sayfalar dolusu yazılar yazılacak konulardır ama geldiğim bu noktada edindiğim algıya göre Türkiye’mizde hiçbir şey tesadüf değildir, hiç kimse bir makama gelirken Kamarilladan icazet almadan o makama oturamaz, oturursa sonu iyi olmaz, sonunun kötü olmaması için ne derlerse evet demek zorundasınız.

Burada Ülke çıkarlarını koruma savaşında egemen sınıflara karşı vermiş oldukları mücadelede kahramanca çarpışarak kaybettiğimiz devlet adamlarımızı da şükranla yad ediyorum, halen bu mücadelede olanlar da lütfen bu ülke gerçeğini halka anlatınız ve onlardan güç alınız derim, halkın gücünü defalarca gördünüz, gördüler ve hiçbir entrikada başarıya ulaşamadılar, yine ulaşamayacaklar, bu ülke hepimizin, bu ülke nimetleri sevenleri için yeter de artar bile yeter ki siz sağlam durun ve halkın gücünü arkanıza alın. Bu bayrak altında yaşayan kim varsa canınızdır, yoldaşınızdır. 

Uluslararası ilişkilerde “Entrika” diye bir terim yoktur, karşılıklı çıkarlara dayalı satranç oyunu gibidir ve en az beş hamle sonrasını hesap etmeniz gerekir, edemezseniz yenilirsiniz, eğer oyunu kuralına göre oynar ve kazanacağınızı hissederlerse her türlü entrikaya baş vururlar ki bu da işin doğasında var, size düşen bu oyunları bertaraf edebilmek bunun yolu da tüm vatandaşlarınızı eşit haklarla bağrınıza basmaktır, aksi halde canavar her seferinde yenilse bile asıl amacından vaz geçmeyecektir, bu gün FETÖ denen canavarı yaratanlar yeni canavarlar yaratmak için canla başla çalışıyorlar lütfen bu entrikayı görün, kuklaları değişir düşman değişmez…

Son bir not: En tehlikeli taşlar ve dişinizi kıracak olanlar  pirincin içindeki beyaz taşlardır…