Sanırım bu durum sadece Zonguldak ile ilgili değil, Türkiye’nin tüm yerel basınında şantaj yazıları yazarak yolunu bulma hastalığı, son zamanlarda daha da belirgin hale geldi, yani bir makama seçilen birisi cinsiyet fark etmiyor, gerek montaj ve gerekse gerçek görüntülerini eline geçiren katil, muhatabına aba altından sopa gösteriyor, hem öyle bir gösteriyor ki bir tek isim ve adres vermediği kalıyor, şantajın mağduru ise görüntüler gerçek olsun veya olmasın hemen panik halinde katilini arıyor, sanırım ilk söze girişi  hakaret oluyor, katil geri adım atmıyorsa veya durum aile bütünlüğünü tehdit eder boyutta ise ikinci soruya geçiliyor: “Ne istiyorsun?” Bundan sonrası normal senaryo mecrasında devam ediyor.

Şimdi elimizi vicdanımıza koyalım ve bir düşünelim; Kesinlikle katili savunacak değilim, Allah hepsinin belasını versin ama; Belli ki yerel basın ve bu sektördeki basın emekçileri hak ettiği parayı alamıyorlar, işini dürüst ve objektif yapan basın emekçilerine buradan saygılarımı yolluyorum ama dedim ya belli ki sektör maddi olarak kendi yağıyla kavrulamıyor, biraz da mayası bozuk olanlar oldu mu, kabak gibi: “Şantaj Yaz(p)manın Dayanılmaz Çekiciliği” olarak ortaya çıkıyor.

Gerçekten yerel basın ve ulusal basın sektörleri maddi olarak zor durumda ve sanırım yakın tarihte yazınsal basın internet basınının gazabına uğrayacak, tüm dünyada bu konuda radikal değişimler olacak, biraz da bunun sancıları var.

Gerek yazınsal basın olsun, gerekse dijital basın olsun tek kaynak girişleri reklam ve resmi ilan gelirleridir, ortadaki reklam pastasından; kadro, okur veya takipçisi kadar nemalanıyorlar, yani az okurunuz veya takipçiniz varsa istediğiniz kadar objektif ve dürüst olun o kadar kaybedersiniz, ayakta durma şansınız yoktur. Sistem bu düzen üzerine kurulunca, basın sektörü de; toplumun genel yapısına bakan toplum mühendislerinin de yönlendirilmesiyle lanet olası şantaja prim verme gerçeği olarak karşımıza çıkıyor.

Gerçekten oldukça iğrenç olaylarla yüz yüze gelmeniz artık sürpriz olmuyor, olmuyor ama, dediğim gibi iğrenç olaylarla yüzleşmek istemeyen ve de cebinde parası olanlar veriyor parasını bir süreliğine katili susturuyor, olay burada bitmiyor ki ,diyelim ki mağdur bir siyasetçi? Yandı gülüm keten helva  misali, hayatı ve aile yaşamı alt-üst oluyor, mahkemeye gitse durumu çözemiyor, çünkü katil bir tane değil ki binlerce… İşte bu nedenlerle güzelim memlekette şantaj kokan yazıların dayanılmaz çekiciliği giderek sayı olarak artmaya devam edecek gibi görünüyor.