Kartalkaya faciası işlerimizin baştan sona yalan, hileli, çürük, sahte, yapmacık olduğunu bir kez daha gösterdi.
Kartalkaya faciası işlerimizin baştan sona yalan, hileli, çürük, sahte, yapmacık olduğunu bir kez daha gösterdi.
20 sene kadar önce meslek yüksek okulları ve liseler için İş Güvenliği adlı, temel seviyede bilgiler içeren bir kitap yazıp yayınlamıştım. Bu kitabı okuyan, bir şekilde inceleyen çok sayıda kişiden e-posta iletisi, mesaj aldım. Bizzat telefon ile arayanlar da oldu.
Fabrika, atölye, otel, okul, restoran, kafe, düğün salonu gibi çok sayıda insanın yer aldığı tesislerde iş güvenliği, yangından korunma ile ilgili olarak bina maliyetinin yüzde 1-2’si kadar para harcanırsa güvenlik sağlanmış olur.
Binaların yangın tehlikesine karşı korunması için elektrik+elektronik+bilgisayar bilgisi olan teknik elemanlar tarafından kurulmuş, ayarlanmış sistemlerin (cihazların) mutlaka olması icap ediyor.
Uzakdoğu ülkelerinde üretilmiş, sahte markalı, yedek parçası olmayan, ucuz devre elemanları kullanılarak üretilmiş yangın alarm cihazları en fazla 1 yıl içinde paslanır, küflenir, algılama yeteneğini yitirir.
Seyyar satıcılardan, hırdavatçılardan, ucuzcu market zincirlerinden hiçbir şekilde elektrik malzemesi almayınız. Bunlarda ISO, CE, TSE kalite belgeleri asla yoktur. Hileli kablolar, sigortalar, prizler, lambalar sizi öldürür.
Kartalkaya’daki bina benzeri yüzbinlerce konutun, iş yerinin olduğunu hepimiz biliyoruz. 45 yıldır elektrik işleri yapıyorum. Çok rahatlıkla şunu söyleyebilirim: Ülkemizdeki binaların yüzde 90’ının topraklaması, kablo kesitleri, armatürleri, panoları bilimsel koşullara uygun değildir. Zira iş yaptıranlar her zaman en ucuz malzeme kullanılmasını talep ediyorlar.
Son olarak malum oteli doğru denetlemeyen, kiraladığı kamu arazisini fütursuzca genişleten kişilere göz yuman İl Özel İdaresi adlı kurum kime bağlıdır? Bu yüksek makamdaki kişi de kusurlu olmuyor mu?
Ali Özdemir
Eğitimci-Yazar-Yayıncı
0505 220 83 85
https://erdemyayinevi.github.
14.02.2025