Tüm Türkiye 14 Mayıs seçimlerine kilitlendi.

Türkiye’nin yanı sıra tüm Dünya da 14 Mayıs’tan çıkacak sonuçları dört gözle bekliyor.

Hadi biz merakla bekliyoruz da onlara ne oluyor.?

Onlara ne oluyor biliyor musunuz?

Tayyip Erdoğan devri bitsin.

Kılıçdaroğlu devri başlasın.

Niye?

Sebebi net ortada.

Erdoğan’a söz geçiremiyoruz.

Kılıçdaroğlu her dediğimizi yapar.

İnce hesaplar, pazarlıklar cirit atıyor.

6’lı masayı anlıyoruz da;

Millet ittifakı kuruldu gayet güzel…

Teröristlere “Terörist” diyemeyen ve açık açık PKK’yı savunan, “Biz sırtımızı PKK’ye-PYD’ye dayıyoruz.” deme cesareti gösteren ve “Apo’nun heykelini dikeceğiz heykelini” diye mitinglerde bağırabilen HDP’nin bu 6’lı masanın yanında ve pazarlık masasında ne işi var?

Buna nasıl müsaade edilebiliyor.?

PKK elebaşlarının Kandilden talimat yağdırdığı gazetelerde manşetlerde haber ekranlarında yer alırken ve Özerklik, Konfederasyon, kayyum atamalarının kalkması, sözde Kandil valilileri gibi haberlerin yayılması karşısında Millet ittifakı tavır koymak yerine “Buyur gel” diyebiliyor.

 Bu güzelim ülkeyi yoktan var eden binlerce şehitler verilerek al bayrağımız altında “Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türk’üm diyene” andımız ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu partinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bütün bu olumsuzluklara nasıl müsaade eder ve nasıl onlarla bu tür ilişkiler içinde yer alır anlamak mümkün değil. Türk Milleti şaşkınlıkla bu ihanet türü gelişmelerin sonucunun nereye varacağını izliyor.

Atatürk sevgisiyle büyüyen ve onunla her daim gurur duyan bir Türk vatandaşı olarak gelişmelerden şahsım olarak rahatsızlık duyuyorum. Aylardır 6’lı masa etrafında “Millet ittifakı” olarak yola çıkıldı. Bu hareket toplumda da kabul gördü eyvallah… Cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlere girmeyi de ortaklarına kabul ettirdi buna da eyvallah. Büyük bir başarıdır tebrik etmek lazım. Buraya kadar güzel de artık bir frene basmak lazım. HDP sevdasından bir an önce vaz geçilmelidir. Türk Milleti bu duruma sandıkta dur der. Su akar yolunu bulur…

*** Yat-kalk Seçim, hani nerde geçim…

Seçimle yatıp seçimle kalkıyoruz da, geçim ne olacak?

Mübarek Ramazan ayındayız. Her şey ateş pahası. Ne almaya kalksak el yakıyor.

Sabah kahvaltısı için markete bir girin bakalım. Zeytin, Peynir, Kaşar, Sucuk, Yumurta, Bal veya Reçel, almaya kalktığınızda en az 500 lira ediyor.

Diğer ürünleri almaya kalktığınızda bir market arabasının dolusu 1000 ila 1500 lira arasında doluyor ve homurdanarak marketten çıkıyorsunuz. Bu nasıl bir hayat, bu nasıl bir geçim…

En düşük bir emekli maaşı 7500 oldu ya bırakın bunu bir tarafa inanın 4 kişilik bir ailenin geçinebilmesi için yemin olsun en az 15 bin lira lazım. Durum gerçekten hiç açıcı değil.

Şimdi seçim derdine düşüldü ya seçim sonundaki hayat pahalılığını ve geçimi düşünmek bile istemiyorum. Allah bu millete acısın. Kim gelirse gelsin vatandaş seçim değil geçim derdinde. Ama her şeye rağmen önce vatan diyerek yazımı noktalıyorum. Kalın sağlıcakla…