Kamuda en son, bastonu ile bilinen minik bir ilçede idareci ve öğretmen olarak çalıştım. 3,5 yıldır özel sektöre ait bir okul zincirinde çalışıyorum.
Şu anda, kamu ile özeli kıyaslama, farkları görme imkânım var.
Devlete ait sıradan bir lisede, müdür, müdür başyardımcısı, teknik müdür yardımcısı, koordinatör müdür yardımcısı, sosyal işler müdür yardımcısı, sınıf müdür yardımcısı, alan şefi, laboratuvar şefi, atölye şefi, baş öğretmen, uzman öğretmen vb. gibi yığınla kadro, birim var. Bunların tümü ekstra ayrıcalık, özel oda, az iş yapma pesinde...
Özelde ise bu kadroların, birimlerin yüzde 99'u yok. Her işi öğretmenler ve bilgisayarlar yapıyor. Eğitimciler; hiç laf yığınlarına, zaman çalan toplantılara, baskılara, yıldırılara (mobbing) maruz kalmıyor.
20-25 bin nüfusu olan, ülke ekonomisine katkı yapan üretim tesislerinin binde 1 kadar olduğu, bastonuyla anılan ilçede kaymakamın, müftünün, eğitim müdürünün, belediye başkanının, hastane müdürünün, yüksek okul müdürünün, hakimlerin, savcıların, orman işletme müdürünün, emniyet müdürünün, jandarma komutanının, SGK müdürünün, özel idare müdürünün, vergi dairesi müdürünün vb. lüks, pahalı, gösterişli makam arabaları, şoförleri var idi. Bu görevleri icra edenler çeşitli vesilelerle okula ziyaret için geliyorlardı. Her biri bakan, vekil, vali, paşa gibi karşılanma, uğurlanma talep ederlerdi...
Özel sektör kurumlarında bu vasatlıkların hiçbiri yoktur...
Kamuda lojman saltanatı da hala sürüyor. Ayda 60-150 bin TL aylık alan yönetici konumundaki amirlerin büyük bölümü 3-10 bin TL gibi komik seviyedeki kira bedelleriyle ikamet etmeyi vicdana, ahlaka, etik değerlere uygun buluyorlar.
Özel sektöre ait işyerlerinde ağalık, paşalık, beylik, yan gelip yatma düzeni asla yoktur.
Enflasyonun, pahalılığın, dış borçların 1 numaralı sebebi aşırı kamu harcamalarıdır.
Ali Özdemir
Eğitimci-Yazar
0505 220 83 85
https://erdemyayinevi.github.
08.02.2025