Muammer Avcı’nın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde 1. Sıra adayı gösterilmesinin ardından Zonguldak İl Başkanlığı görevine şimdilik vekaleten getirilen partinin tecrübeli ismi Mustafa Çağlayan parti binasında basınla bir değerlendirme toplantısı yaptı.
Özellikle seçim çalışmaları ve seçimler üzerinde duran il başkanı Çağlayan’ı dinlerken sanki bir bakanı dinler gibi hissettim. Konulara son derece hâkim oluşu, güzel diksiyonu, anlatımı tam bir profesyonel siyasetçi gibiydi. Çağlayan belli ki bu işi iyi yapıyor, yapmaya da devam edecek izlenimi verdi.
Muammer Avcı’dan devraldığı il Başkanlığı görevine cuk diye oturmuş. Şu anda vekaleten yapıyor olsa da asaleten de devam etmesi gerekir diye düşünüyorum.
14 Mayıs seçimleri adına ekibiyle birlikte uyum içinde tam koordineli şekilde çalışan Mustafa Çağlayan’ın ifade etmek istediği “Şu anda 3.5 durumdayız” yani 4 Vekil için yoğun çalışıyoruz izlenimi vermesi de şunu gösteriyor ki, eğer AK Parti Zonguldak’ta 3 değil de 4 çıkarırsa Çağlayan uçuşa geçer.
Atı almış, Üsküdar’ı geçmek için koşturuyor. Başka da diyeceğim yoktur. Herkese bu yolda başarılar diliyorum ve her zaman ifade ettiğim gibi Millet ne derse baş tacıdır. Kalın sağlıcakla…
KEŞKE DEMEDEN ÖNCE..!
İnsanız hata yaparız.
Hatasız kul olmaz.
Ama hata yapmamak için de aklımızı kullanmalıyız.
Doğru zamanda doğru hareket etmeliyiz.
Kendine veya herhangi birine karşı hata yapıldığında “KEŞKE” deriz.
“Keşke ben bu hatayı yapmasaydım” diye de pişman oluruz.
İşte bu sebeple işi pişmanlığa ve “Keşke” durumuna getirmeden önce Cenab-ı Allah’ın bize bahşettiği akıl nimetini akıllı şekilde kullanırsak ne KEŞKE kalır nede pişmanlık.
Konuya neden böyle girdim diye sorabilirsiniz.
Bilindiği gibi yaşadığımız dünyada insan olarak her türlü zorluklarla karşılaşabiliyor, sıkıntılarla boğuşuyoruz. Özellikle de ekonomik sıkıntılar hepimizi derinden etkiliyor, yaşamsal anlamda canımıza tak eden durumlardan mutlaka etkileniyoruz.
Kimilerimiz “Ya sabır” çekiyor.
Kimilerimiz de isyan ediyor.
Sinir katsayımız tavan yaptığında bilinç dışı hareketler yapabiliyoruz.
Fakat hayat devam ediyor.
Kendimiz için ailemiz için ve sevdiklerimiz için ayakta kalmak istiyorsak dik durarak elimizden gelen her türlü mücadeleyi vermemiz gerekiyor. Sağa-sola sapmadan, doğru yol varken eğri yola girmeden bu hayatı mutlaka sürdürmek zorundayız.
Önümüzde ülkemiz adına çok önemli bir seçim var.
İttifaklar seçimi…
Hani bir söz vardır ya,
“Nasıl isterseniz öyle yönetilirsiniz” diye.
İşte 14 Mayıs seçimlerinde de bizleri yönetecekler için sandık başına gideceğiz.
Millet olarak kimi istiyorsak, biz kim yönetsin diyorsak mührü ona basacağız.
Basarken de aklımızı yine kullanmamız gerekiyor.
Akıl silahımız burada devreye girecektir.
Takım tutar gibi parti tutmayı bir kenara bırakıp aklımızı kullanıp geleceğimiz için vatandaşlık görevimizi yapmalıyız. Burada “Aklını kendine sakla” diyenler de olabilir tabii ki saygı duyarım ama siyasilerin bizlere verdikleri vaatlerden ziyade burada olan milletimizin geleceğidir Türkiye’dir.
Daha fazla detaylara girmektense inceden bir mesaj vermek istedim ama dikkat edilirse parti adı veya şu ittifak demedim haddimi de aşmak istemedim.