Kelime anlamı ‘’mal evi’’olan Beytülmâl ,İslam devletinde devletin hazinesi, devletin parasını toplayıp, devlet işlerine sarf eden kurum olarak görülmektedir.
Günümüz Türk...
Kelime anlamı ‘’mal evi’’olan Beytülmâl ,İslam devletinde devletin hazinesi, devletin parasını toplayıp, devlet işlerine sarf eden kurum olarak görülmektedir.
Günümüz Türkiye’sinde ise bunu karşılığı, Hazine ve Maliye Bakanlığıdır. Devletin malı, devletin parasıdır. 83 Milyon Türkiye insanı için, çeşitli yerlerden, kanunlar çerçevesinde toplanan, elde edilen gelirlerdir. Kanunlar çerçevesinde devlet yetkililerince, kendilerine verilen yetki kadar, devletin işleri ve millet için kullanılan, milyar dolarlarla konuşulan, bu büyük mal ve paranın, samimi inananlar açısından, bir o kadarda büyük mesuliyeti ve sorumluluğu vardır. Bu mal ve parada, 83 milyonun her ferdinin hakkı bulunduğu unutulmamalıdır.
İslam devletinin başlarında, Hazreti Ebu Bekir den sonra Halife olan Hazret-i Ömer vefat etmişti, vefatından bir sene sonra oğlu Abdullah onu rüyada gördü. Sabahleyin Resulullahın mescidi şeriflerine vardı. Seslenip dedi ki, ey sahabeler, toplanın. Babamın selamını size getirdim. Hepsi toplandılar. Orada Abdullah dedi ki: Dün gece babamı rüyada gördüm. Babam ahirete irtihal edeli bir sene oldu. Babamı rüyada göreyim diye bir sene, Resulullaha salevat getirirdim. Fakat, göremezdim. Dün gece gördüm. Babamın yüzü sararmış çok yorgun vaziyette idi . Dedim ki, babacığım bu ne hâldir. Çok yorgun ve bitkinsiniz. Dedi ki, ey oğul, ben Halife iken Beytümâl in develerinden birinin yuları eskimiş takılacak hali kalmamıştı, o yuları attım yerine kendi paramla yeni yular alıp takmıştım, Cenab-ı Rabbil âleminden azarlayıcı hitap geldi ki, niçin o yuları attın. Müslümanların malını zayi ettin. Bir senedir o eski yuların hesabını veriyorum, halim bundandır, şimdi kurtuldum.
İşte bu şekildeki hakiki iman sahipleri, devleti yönettiği müddetçe İslam devletlerinde yükselme ve adalet hüküm sürdü. Daha sonraları, son asırlarda, din ve devlet düşmanlarının sinsi oyunları ile, ilim den noksan, cahil ve kırsal kafa ve zihniyet sahipleri devletin önemli kademelerinde göreve getirildi. Hal böyle olunca da, devlet malını korumak, parasını zayi etmemek, hak, hukuk, kural, kaide, kul hakkı unutuldu. Dolayısı ile ortaya çıkan, yolsuzluk, rüşvet, adam kayırma, kanunsuzluk, hukuk tanımazlıklar, milletimizi derinden yormaya başladı.
Burada, özellikle devletimizin kadrolarında ve devlet idaresinde görev yapan dürüst, namuslu, İman ve inanç sahibi, devletin malını ve parasını, kendi canından, kendi malından ve parasından aziz bilip, Allah korkusu ile koruyan, kollayan, samimi bürokrat ,memur ve devlet görevlilerini ve devlet adamlarını tenzih ederim.
Kırsal kafalar veya zihniyet nedir? Kırsal kafalar veya zihniyet, ilim, adap, edep, görmemiş, İmanı ve ameli taklide dayalı veya hiç olmayan, dini ölçülerden yoksun, her sakallıyı, sarıklıyı veya dinden, imandan bahsedeni, âlim sanarak peşine takılan, yolunu şaşıran, vatan ve millet sevgisi olmayan, aklı nefsinin peşinde olan kafadır. Daha ne kadar menfilik varsa, bu zihniyet ve kafa için saysak yeridir.
Siz bu kafalardan birini, beytülmâl, yani, devlet hazinesinden harcama yetkisi olan bir kurumum başına getirdiğinizde, vay o kurumun ve o paraların haline. Bu kafalar her türlü yolsuzluğu ve usulsüzlüğü meşru görüp, kılıfına uydurarak, keme faresi gibi, o kurumun bütçesini dibinden tırtıklamaya başlar. Etrafındaki yetki sahiplerinden, zihniyeti benzer olanları da menfaatlendirip, kendisine mahkûm eder. Kendisine rüşvet verecekler ve vermeye hazır olanlar ile rüşvet ve irtikâp çarkını çevirmeye başlar.
Rüşvet, irtikap ve hukuk tanımazlık, bugün toplumumuzun genel olarak ,en çok rahatsız olduğu konulardır. Bu olumsuzlukların başında, liyakatsizlik ve ciddi manada denetimsizlik gelmektedir. Devlet ihale kanunları yeniden gözden geçirilip, açıklar kapatılmalıdır. Her kurumun denetimleri ile, ihale ve harcamaların denetimi, suiistimale fırsat vermeyecek hale getirilmeli, suç ve usulsüzlüklere verilecek ceza ve müeyyideler ağırlaştırılmalıdır.
Yazılacak çok şey var ama, özet olarak, bu memlekette, gayri meşruluklara ve yanlışlara engel olmak isteniyorsa, en önemlisi, en önemlisi, KIRSAL KAFALARA DİKKAT.!
YAZAN: AHMET BAYSAN