Gazetecilik zor meslektir vesselam. Basın, dünyada dördüncü güç olarak bilinir. Bilinmesine bilinirde yerelde Gazetecik nasıl yapılır, Gazetelerin hali nedir, necidir ne derdi vardır kimse sorma...
Gazetecilik zor meslektir vesselam. Basın, dünyada dördüncü güç olarak bilinir. Bilinmesine bilinirde yerelde Gazetecik nasıl yapılır, Gazetelerin hali nedir, necidir ne derdi vardır kimse sormaz.
Başta siyasetçiler, Milletvekilleri, Belediye Başkanları, Daire müdürleri, kendileri ile ilgili haberlerin yapılmasını beklerler. Basın toplantısı düzenleyip ,’’değerli basın mensupları’’ diyerek söze başlarlar. Onlar için gazetecinin değeri haberi yapılıncaya kadardır. Bir gazete nasıl basılır, nasıl dağıtılır, nasıl geçinir, çarkını nasıl döndürür düşünmezler, bilmezler.
Birkaç gün evvel 6 Ekim Çarşamba günü Hürriyet Gazetesi yazarı Yalçın Bayer in ‘’ Yerel basının hali perişan’’ başlıklı köşe yazısını okudum. Yalçın Bayer, İstanbul Gazeteciler Dernek Başkanı Mehmet Mert in açıklamasına istinaden, Hükümetin açıkladığı tasarruf tedbirleri kapsamında, basınla ilgili giderler bölümünün gözden geçirilmesi talebini köşesine almış.
Mehmet Mert açıklamasında,’’Bu yasaklama ile adeta Anadolu medyasına, yerel medyaya, emekçi basına, mahalle basınına ‘
kapıya kilit vur, git başka iş yap’ demeye getirilmiş.’’.Diyor.
Geçtiğimiz aylarda, İmza Gazetesinde ki ‘’Kastamonu sahipsiz abi ‘’başlıklı köşe yazımda, aslında, Yerel basının üstü örtülü bir şekilde, siyasi ve ekonomik baskıya maruz kaldığını çarpıcı bir şekilde dile getirmiş, baskıları ima ederek de, bazı konuların yerel basında yazılmadığını vurgulamıştım.
Birkaç gazeteci arkadaş, benim bir gerçeği ortaya koyduğum, o yazımdan dolayı, duygusallık yapıp, yanlış düşünüp alınmışlar. Ben senelerce basın camiasının içinde bulunan biri olarak, 47 senedir yerelde, yayın yapan, devam eden, kapanan gazeteleri sahiplerini, çalışanlarının çoğunu tanıyan bir kişiyim. Bir kısmında belirli zaman dilimlerinde köşe yazılarım yayınlandı. Birçoğu da hala merhabalaştığım arkadaşlarımdır. Uzun seneler, bazılarının matbaalarına da iş vermişimdir. İçlerinden gelen bir kişi olarak hiç bir zaman yerel basının karşısında olmam mümkün olamaz.
Yerel basın, bir şehrin kulağıdır, ağzıdır, dilidir. Şehrin insanları, şehrinin birçok haber ve mesajlarını yerel basın vasıtası ile alır. Her kuruluş gibi yerelde yayın yapan gazetelerin, yayın hayatına devam edebilmeleri için paraya ihtiyacı var. Bir gazetenin, abone ve satış gelirlerinin yanında, Resmi ve özel ilan, reklam ve matbaalarında yaptıkları matbaa işlerinden başka gelirleri yoktur. Bu sebeple Mehmet Mert in belirttiği gibi, yerel basının desteklenmesi şart. Bu gün Kastamonu merkezde, günlük ve ofset baskı ile yayın yapan 6 gazete var. İlçelerde çıkan gazeteler var. Buralarda çalışan yüzlerce kişi ekmeğini kazanıyor. Yurt genelinde belki on binler.
Merkez Belediyesi başta olmak üzere, tüm İlçe Belediyeleri en az, birim müdürlüklerine birer gazete almalı, tüm resmi daireler, daire içi ilgili müdürlüklerine birer gazete almalı. Müdürler, şefler, birbirinden gazete isteyip, gazete aramamalı. Hangi akla hizmetse, sanki devlette tüm tasarruflar yapılmış, iş sadece yerel gazetelerde tasarrufa kalmış. Yapmayın etmeyin beyler oluk oluk giden yerlere bakın, damlalarla uğraşmayın. Yerel Gazeteler bu toplumun gerçek sesidir, onun sesini kısacak kararlardan uzak durun.
Yazan: Ahmet Baysan