Akvaryumu seyretmek insanı dinlendirir, rahatlatır.

İçindeki balıklar ise çok özenle beslenir, suyu temizlenir ve içindeki balıkların rahat yaşamı için hiç bir fedakarlıktan kaçınılmaz.
Peki akvaryumun üst kapağını açık unutursanız ve su seviyesinide silme yapmış olursanız,
Bir bakarsınız ki bütün konforuna, bakıma rağmen balık kendini akvaryum dışına atmış, kısaca felaketine atlamış olur.

İşte maalesef ülkemin ABD enformasyonu ile yetiştirilmiş solcu geçinenlerin,
Ağızlarının bol laf yapması,
Basın yayınını istismar ederek sürekli hayal pazarlamaları,
İstemediklerini koro halinde ötekileştirebilmesini çok iyi bilmeleri,
İnsanları ahlaki ve manevi değerlerle buluşturmak yerine,nefsine uymaya teşvik etmeleri,
Ahlaki yozlaşmayı teşvik etmeleri,
Bugüne kadar ülkemiz için maalesef hayırlı hiç bir işe vesile olmamalarına hatta 
hep İSTEMEZÜKÇÜ (Osmanlı’nın son zamanlarındaki yozlaştırılmış Yeniçeriler gibi) naralara sebeb olmuşlardır.

Mesela bir asırdır bu zihniyetin bizim hayatımızı kolaylaştıracak tek bir eseri var mıdır ?
Bunların döneminde,
ülkemin hastanelerinde hastalarımız farelerle arkadaşlık eder,
Hastalarımızı geçtik ölülerimiz hastanelerde rehin kalırdı.
Şanslıysak gece yarısında girdiğimiz kuyruklar neticesinde doktordan muayene olur bu seferde ilaç içinde böyle bir mücadeleye girerdik.

Onun için modern hastanelerimize betona yatırım yapılıyor, müteahhitler para kazanıyor gibi sudan sebeblerle karşı çıktılar ve İSTEMEZÜKDE İSTEMEZÜK dediler.

Bu anlayış yüzünden şimdiki CHP Genel Başkanı, dünün SGK Genel Müdürü  KEMAL KILIÇDAROĞLU hastaneler niye bu halde diye soran SAVAŞ AY’a nüfus artıyor da ondan demişti.

Bugünlerdede CHP’nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’da İstanbul’un sorunlarının artışını nüfus artışına bağlamıştı ya,
zihniyet ayn zihniyet, yıllar değişsede zihniyette değişen bir şey yok.

Bugün konforlu bir şekilde bir iki saatte yaptığımız şehirler arası ziyaretler, geçmişte 5-10-15 saatte delik deşik yollarda beşik gibi sallana sallana yaptığımız seyahatlerin yerini aldı.

Yeni yollara bildik (müteahhitler zengin oluverir, bu geniş yollar israf) bahaneleriyle karşı çıkarak, yollarda UÇAK MI  uçuracağız diye İSTEMEZÜK naralarıda atanlar aynı zihniyetin insanlarıdır. 

Köprülere, su altı geçiş tünellerine, havaalanlarına  karşı oldular, yok kuş dediler, yok iklim dediler, kısaca İSTEMEZÜK DE İSTEMEZÜK dediler.

Havaalanı kullanımı bir avuç seçkin için şansdı.
Kara trene mahkum olduğumuz için neredeyse tren yolcusu kalmamıştı, şimdi hızlı trenler hızda, konforda uçaklarla yarış ediyor ve tabiiki  dolulukta da full çekiyor.

Dün en küçük derdinde devlet dairelerinde sıra ve torpil peşinde iflahı  kesilen halkımız,
En küçük teknolojiyi 30-40 sene sonrasında ülkemde ancak gören (Siyah beyaz TV, Renkli TV, Telefonlar gibi) halkımız,
Şimdi ise Avrupanında önünde, evinde oturararak çay keyfi yaparak binlerce işini E-Devlet üzerinden halledebiliyor.

Şimdi zaman değişiyor, bu yeniliklerde olmasın mı diye bahaneye sığınanları duyar gibiyimde, 
biz 2002 öncesi 1960-70' lere mahkum edenlerin zamana yetişme derdi yoktu diyorum,aynı zihniyete mahkum olsaydık eğer onlar iktidarda kalsalardı şimdi 2000'leri bile bize yakalatmaları maalesef hayaldi.

Teknolojinin bütün nimetlerini dünya ile aynı zamanda kullanıyor.
Yetmiyor şimdi bunları dünya ile aynı anda kullanmanın yanında aynı anda ÜRETEBİLİYORUZ,
Tıpkı Elektrikli Araba,Elektrikli Tiren, Siha-İHA, Uydu, Uçak, Gemi, Savunma sistemi, Mühümmat ve Aşılar da olduğu gibi.
Gıdada kendi kendimize yetiyoruz.
Sınırlarımızı ve bize güvenenenleri kendi gücümüzle koruyabiliyoruz.

UYDU devlet gitti, LİDER Devlet geldi.
GÜÇLÜ DEVLET İÇİN DE GÜÇLÜ LİDER  ve Güçlü KADROLAR GEREKİYORDU.

AK PARTİ, 7 Ekim’deki Büyük kongresi ile Ülkemizi TÜRKİYE YÜZYILI yürüyüşüne taşıyacak GÜÇLÜ LİDERİ ve KADROLARINI tanıştırarak halkımıza büyük güven ve heyecan verdi.

Güney sınırımızda terör örgütünü cezalandıran operasyonları bazı güç odaklarının engelleme çabalarına rağmen kararlılıkla ve etkili bir şekilde yürütmesine ayrıca değineceğiz inşallah.