İşin aslına geçmeden önce hemen belirtmek isterim ki bu TTK’nın ekmeğini yemeyen ve nasiplenmeyen vilayet yoktur, herkes ama herkes; siyasetçisinden tutun da sendikacısına, esnafından köylüsüne, bürokratından sokaktaki vatandaşına, kısacası bu kurumdan sebeplenmeyen kimse kalmadı, yediler, yediler artık tükendi.

Bu satırların yazarı ben defalarca bu kurum hakkındaki düşüncelerimi yazdım, bir yerlere not düşsün istedim, benim bu aşamadan sonra herhangi bir mevki, makam ve başka bir beklentim de yok, yok ama yediğim ekmeğe de nankörlük edemem.

Kurumun kar eden bir kuruluş statüsüne geçmesi için yöntemleri aklımın erdiğince belirtmeye ve tarihe not düşmeye çalıştım benim elimden gelen bu…

Günümüzde artık bu tip kurumları sübvanse etmek ve milletimizin dişinden-tırnağından artırdığı ve ödediği vergileri böyle hantal kurumlara körü körüne aktarmak bence bir nevi kul hakkına girer. Bu da bir not…

Böyle masa başında klavye kahramanlığı etmek işin en kolayı ama bu hantal sistemi değiştirme yetkisine sahip olanları harekete geçirmek de bırakın deveyi hendekten atlatmayı fosil dinozor yumurtasını tavuğun altına koyarak civciv çıkmasını beklemek daha mantıklı…

Yıllardır söyledim ve söyleyeceğim: Bu kurum bu haliyle ne yazık ki ekonomiye büyük bir kambur olmaya devem ettiği sürece birileri çıkıp ileri-geri konuşacak ve seçim zamanlarında yalan söyleyerek hamaset yapacak. Gerçekçi olmak zorundayız kurum bu haliyle ne üretim patlaması yapar ne elindeki rezerv ile dünya taşkömürü piyasasıyla rekabet edebilir.

Çözüm:

1.     Kurumun asli işi kömür çıkartmaktır bütün enerjisini üretim amaçlı kullanarak elindeki teknoloji ve insan kaynaklarını en iyi şekilde kullanarak gizli işsizliği yok etmek zorundadır. 

   Gizli işsizlik: Bir kurumda çalışan sayısı ve üretilen mal ve hizmetlerin orantısıdır, yani: Bir kurumda çalışan çok ve üretim ters oranda az ise o kurumda gizli ve tehlikeli bir işsizlik söz konusudur, Neden tehlikeli? Çalışanlar arasında birileri hiçbir iş yapmadan yetkili bir konumda ve hiçbir sorumluluğu yok, bir başkası ölümle burun buruna ama yetkisiz ve sorumlu, işte tehlike budur ve ne yazık ki bu güzide kurumda bu yöntem tüm hızıyla devam ediyor.

2.     Kurum kömürün maliyetine binen asalak faktörlerden hızla kurtulmak zorundadır, burada asalak faktörleri açacak olursak: Bu gün “TTK Kapatılmayacak” diye demeç verenler kömürün maliyetine binen asalaklara asla dokunamaz dokunursa pozisyonunu kaybeder çünkü, asalaklar sıradan birileri değil ve çok yetkili buna karşın sorumlu değiller ve de bir o kadar ekonomik olarak güçlüler, ha bu arada ekonomik olarak güçlü olan ve asalak sınıfta bulunanlar için en lezzetli para kurumun parası yemek sanırım, çünkü yıllardır yediler ve doymadılar.

3.     Kurum elindeki çalışan sayısı- ki buna herkes dahil Genel Müdüründen Beyaz saraydaki çaycıya- kadar üretim hedeflenmeli ve bu üretim hedefi için tüm iş güvenliği kuralları tam olarak uygulanmalı, eski yıllarda her üretim zorlamasında büyük trajediler yaşandı, öyle tarzanca üretimi artırmak yok hem üretim artacak hem de emniyet tam olarak sağlanacak. İnanın zor değil yeterki erke sahipleri istesin, yeterki bu kente aidiyet duygusu ile bağlı olanlar elini taşın altına koysun.

4.     Daha önceki yazılarımda belirtmiştim ve Daire Başkanlıklarından söz etmiştim, şimdi kaç tanedir bilmiyorum ama zarar eden bir kurumda İnşaat Emlak Daire başkanı, Satın alma ve pazarlama daire başkanı, Sağlık işleri Daire başkanı, Hukuk ki ben bu kurumda dava kazanmış bir avukata denk gelmedim, ben görmedim demek avukatlar işini iyi yapmıyor anlamı çıkarılmasın sistem hiçbir mesleği çalıştırmak üzerine kurulmadığından ve siyasetçiler her dönemde bu tip kurumları arpalık  olarak gördüklerinden doğal olarak da avukatlarda bu sistemin içerisinde katkıları yokmuş gibi duruyorlar, buna sadece avukatlar demek haksızlık olur diğer tüm meslekler  diyelim.

5.     Bu kurumdan sorumlu erke sahipleri herkesin dahil olacağı bir yuvarlak masa etrafında tüm aktörler ile oturtup eni-konu  tartışmalılar ve en uygun çözüm için gerekirse baldıran şurubu içmeye hazır olsunlar aksi halde bu böyle devam edemez, kömür artık eskisi gibi stratejik falan değil ve bu hantal yapısıyla bu kurum ölüm döşeğinde  pansuman tedbirlerle hastayı yaşatmaya çalışmak gibi bir şey konumunda olması yıllardır ülkeye lokomotif görevi üstlenmiş olan taşkömürü;  ekmeğini yıllarca yiyenlerin bile gözüne batmaya ve sempatisinin azalmasına neden oldu ve olmaya devam edecek, nereye kadar?

6.      Son açıklanan kanun taslağında 19 kamu kurumunun içinde TTK da var ancak diğer kamu kurumları basit bir rehabilite ile süper kar edeceklerinden daha şimdiden bir çok fırsatçı bir an önce kanun çıksın ve malı götürelim diye sabırsızlıkla beklemekte ve ne yazık ki TTK bu kanun taslağında ayrı bir özelliğe sahip olduğundan diğer kamu kurumları hızlı bir şekilde el değiştirirken TTK ya müşteri çıkmayacak ve kanuna tabi olduğundan o hengamede kaynayıp gidecek. Yakın tarihlerde İngiltere, Belçika, Almanya, Polonya gibi ülkeler kömür ocaklarına kilit vurduklarında birkaç gün veya hafta eylemler oldu, ağladılar, sızladılar şimdi seslerini duyanınız var mı? Yok. Bu hep böyledir. Medyada “Kapatılmayacak” diye demeç veren siyasiler sonucu biliyorlar ama bu tip açıklamalar ile halkın ve STK ların gazını almaya çalışıyorlar, adım kadar eminim ki erke sahipleri mahiyetlerine: “Bir an önce sonuca gidin ama alıştıra alıştıra olsun başıma dert açmayın” gibi bir yaklaşım bana hiç yabancı gelmedi ve gelmiyor.

Yani: TTK KAPATIL(MAY)ACAK…