Çevremdeki insanların sofralarına bakıyorum. Marketlerde tepeleme dolu mal taşıma araçlarına göz atıyorum...

TV'ler, web siteleri, gazeteler, kitaplar on yıllardır sağlık içinde yaşamayı anlatıyor, yol gösteriyor.

Lakin bu bilgiler yüzde 90 oranında çöpe gitmekte.

Osman Müftüoğlu, Canan Karatay, Ümit Aktaş, Kenan Demirkol, Murat Kınıkoğlu, Ahmet Rasim Küçükusta, Yavuz Dizdar, Yavuz Yörükoğlu, Ayşe Baysal, Ahmet Aydın vb. ne derse desin, çoğunluk kitle zararlı şeyleri mideye göndermeye devam ediyor.

Son 3 ayda birkaç kez hastanelere gittim. Her taraf 50 yaşın üzerinde, aşırı kilolu, hareketsiz, spor yapmayan, cansız, fersiz, uykulu, hedefsiz, bilimden kopuk, hijyenden uzak, duman bağımlısı, poşet poşet hap tüketen binlerce insan doluydu...

Bilim çağındayız. Beynimiz var. Yapay zeka her konuyu önümüze döküyor. Kötü beslenenler, sigara içenler, hareket etmeyenler ağlak ağlak SGK'yı eleştiremez. Buna hakları yok. Sosyal güvenlik kurumunu, zararlı şeyleri alabildiğine tüketenler batırmakta.

57 yaşındayım. İlk 30 yılımda katil ABD'nin beslenme reçetelerini bir matah sandım.

Son 25 yılda ABD icadı hiçbir sahte gıdaya elimi sürmüyorum. Hiçbir bedensel derdim yok... Fast food denilen fecaat yasaklanmalı. Sigara reçete ile hastayım diyen kişilere satılabilmeli.

Çocuklar ve gençler kafelerde, kantinlerde, sokakta yüzde 99 oranında pislik şeyleri yiyor. Bu sürece dur diyen de yok.

Sağlık sektörünün, ilaç devlerinin keyfi yerinde. Dünyada her yıl 8 trilyon dolar kazanç bunların cebine gidiyor. En iri kol bunlar oldu.

Kötü beslenmekten vaz geçmeyen 50 milyondan fazla insanımız bütçeden her yıl 50-70 milyar doların sağlık kartrllerine akmasına sebep oluyor.

Sonuç: 3-5 asır önce yaşayan atalarımız ne yiyorduysa ona yönelmemiz şart. Yoksa, ülke komple tükenişe gidecek.

Ali Özdemir

0505 220 83 85

18.02.2025