Türkiye’de gün geçmiyor ki şiddet olayları artmasın…

Kadına, çocuğa, aile içi, dışı…

Doktora, öğretmene…

İstanbul Alibeyköy'de Özel Eyüpsultan Final Akademi Anadolu Lisesi Müdürü İbrahim Oktugan’ın 5 ay önce uzaklaştırma cezası almış bir öğrenci tarafından silahla vurularak öldürülmesiyle öğretmene şiddet Türkiye göndeminde...

İyi de şimdiye kadar neredeydik?

Biz toplum olarak yıllardır eğitimdeki yozlaşma, doktor, öğretmen, çocuk, aile içi dışı şiddete karşı neredeydik?

Bu olayı sadece müdürün öldürmesi cephesinden incelememiz bataklıkta sinek öldürmeye çalışmaktan başka bir şey olmayacaktır…

Bizim asıl meselemiz ise bataklığı kurutmak olmalı!

Bunun yolu da okula giden çocukların ahlaki değerinden geçiyor…

50 civarı ve üzeri yaşı olanlar bilir… Öğretmenlere saygı ve sevginin hat safhada olduğu dönemlerde değil öğretmene silah çekmek uflayıp puflamak bile ayıp, karşı gelmek suçtu…

Ve cezasını okul değil anne-baba verirdi…

Şimdi ise okulda yaramazlık yapan bir çocuğu parmak bile sallayamaz olan öğretmenden nasıl bir disiplin bekleyebiliriz…

Sözün özü şu ki;

Eğitim sistemi yaklaşık 40 yıl önce iyice bozulmaya başladı… Anlayış değişmedikçe de bozulmaya devam edecek…

Daha önce konu ettiğim gibi; hiçbir okulda hademenin olmadığı Japonya’da öğrenciler tuvaletleri, çevreyi kendileri temizliyor…

Böyle olunca da maçlara giden Japonlar maçı izleyip eğlendikten sonra geride kirlilik bırakmama adına stadyumdaki atıkları temizliyor…

Kaçımız okulda çocukların kendi pisliklerini temizlemesine müsaade eder?

Emin olun ortalığı ayağa kaldırırız!

Bu örnek bile eğitim sistemindeki yanlışları görmemize ve kendimize çeki düzen vermemize yetmeli…

***

Okulda öğrencilere işkence!

Eğitim sistemindeki çarpıklığa bir örnek de farklı açıdan verelim…

Bir çok okulda öğrencilerin birbirlerine karşı şiddeti ayyuka çıktı. Müdürler biliyor, öğretmenler görüyor… Hemcinsleri denilip geçiştiriliyor…

Öğrenciler bir araya gelmiş çete gibi haraç kesiyor, kendi yaşıtlarını dövüyor!

Eğitim sistemini masaya yatırırken bunun da çözümünü bulmamız şart!

***

Alzheimer olmuş öğretmenler!

Belki günü ve ortamı itibariyle ters gelecek ama hazır eğitim sistemini ele almışken tüm yönleriyle alalım…

Sistem, veli bağlantılı öğrenciden sonra öğretmenlerimizin de kendini sorgulaması gerektiğini not düşelim…

Zira Alzheimer olmuş öğretmenlere rastlıyoruz…

Memurluk maaşını kaybetmeme adına öğretmenliği bırakmamaya direnen öğretmenlerimiz var!

Hastalık hepimiz için…

Alzheimer olan biri nasıl polis, doktorluk mesleklerini devam ettirmesi tehlikeliyse öğretmenlik mesleklerini de devam ettirmeleri bir o kadar tehlikeli ve sakıncalı…

Sadece Alzheimer da değil… Bir çok meslek hastalıkları öğretmenlerimizin sağlıklı eğitim vermesinin önünde engel…

Öğretmenlerimizin; sisteme bırakmadan kendilerini emekliye ayırmaları da elzem…