Toplumsal yara haline gelen TV programları ve dizilerinin nihayet “Milli güvenlik meselesi” olduğu en yüksek merci olan Cumhurbaşkanlığınca dillendirilmeye başlandı.

Defaten daha önce de ele aldığımız konuyu 4 Şubat 2024 ve 6 Eylül 2024 tarihlerindeki köşe yazılarımızda, “TV’ler ‘Ahlaksızlıkta’ yarışıyor!”, “Kültürsüzlüğümüze ‘Kültür’ demek, bu olsa gerek!”, “Bunun adı açıklık değil çıplaklık!” ve “Fatmagül’ün suçu çok!” başlıklarıyla sorunun büyüklüğünü dile getirmeye ve kamuoyu oluşturmaya çalışmıştık.

Sosyal medyalardaki sapkınlıklarla uğraşıp yasal boşluklar nedeniyle yol kat edemediğimiz günümüzde RTÜK’ün kontrolündeki televizyonlardaki sapkınlıkları önemsemez olmuştuk…

En tehlikelisi de buydu zaten!

Nihayet bir itiraz geldi, devletin en yüksek makamından!
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, reyting uğruna İslam’ı ve Türk aile yapısını hedef alan dizileri ‘Milli güvenlik meselesi’ olarak niteledi…

Öyle ya;

Gündüz kuşağı şiddet dolu!

Diziler dinimize saldırıyor!

Kadın bedeni reyting aracı yapılıyor!
LGBT gibi sapkınlıklar özendiriliyor!

Peki RTÜK ne yaptı?

Yasal süreci oturmayan, kendisini ilgilendirmeyen konulara maydanoz oldu!

Ama dini değerlere, ahlak kavramına saldırılırken RTÜK seyretti!

Merakımı bağışlayın!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da kabul ettiği “Milli güvenlik meselesini” ihlal edilmesini seyreden RTÜK’ün yetkililerine hiç mi ceza verilmeyecek?

Belki yetkililer görevden alınmayı ceza sayar ama yetmez!

“Görevi ihmal ve görevi kötüye kullanmaktan” da işlem yapılmalı ki “Milli güvenliğimizin ihlal edilmesinin” seyredilmesinin bir karşılığının olduğu dosta düşmana ilan edilmeli!

“Fatmagül’ün suçu ne” dizisiyle başlayan yozlaşma ve aile yapısına saldırıyı kabul eden Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, vakayı kabul etmekle kalmayıp gereğini yapmalı!

RTÜK’ün TV’lere verdiği cezadan çok, “Milli güvenliği ihlal” suçunu işleyenlere göz yuman RTÜK’e verilecek ceza etkili olur!

                   ***

Sıra siyasetteki LGBT sevicilerine ne zaman gelecek?

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın “Milli güvenlik meselesi” olarak gösterdiği TV dizilerini hedef göstermesi güzel de eksik!

Zira bu sinemalardaki gayri ahlaki filmleri ballandıra ballandıra anlatan ve reklamını yapanlar da en az bunlar kadar suçlu…

LGBT içerikli filmi 2 defa izlediğini söyleyerek filmin reytingini misliyle katlayanlara bir şey yok mu?

LGBT tavrını eleştiren profesörlerin gençlerle buluşmasını engelleyenlere bir şey yok mu?

İşte tam burada samimiyet testine giriyoruz!

O kişi yüksek görevde olduğu sürece ne LGBT mücadelesi ne de gayri ahlaki ve dini değerlere saldırı içeren dizi ve filmlerle yapılan mücadele hedefine ulaşabilir!

Partiye sempati de azalır!

Partinin geleceğini geçtik ülkenin duruşunu, geleceğini ilgilendiren böylesi bir konuda kimsenin işi sürüncemeye bırakma hakkı olmaz, olamaz!

Bakalım siyasetteki LGBT sevicilerine sıra ne zaman gelecek?

                ***

Esra Erol, Müge Anlı, Didem Arslan Yılmaz, Zuhal Topal’ın sunduğu kadın programlarının marifeti!

Şiddet, intihar, aldatma, katliam gibi cinayetler ve daha nicesi…

Türkiye’de anlaşılamayacak derecede artan akla ziyan olaylar yaşanıyor.

Polisiye önlemlerle sadece olay olduktan sonra faallerin yakalanması başarısı gösterilse de asıl yapılması gereken gözden kaçırılıyor!

Bütün bu olayların temeline inilmiyor!

Biz ne ara bu hale geldik?

Sorusunun cevabı olayların temeline inmek için en mantıklı soru olsa gerek…

Ne insani ne ahlaki ne dini değerlere sığmayacak davranışlar sıradanlaşır hale geldi…

Özellikle; Esra Erol, Müge Anlı, Didem Arslan Yılmaz, Zuhal Topal’ın sunduğu kadın programlarına dikkat edin…

Normalde kadın aldattığını, erkek dövdüğünü gizlediği toplumumuzda artık kadın programlarında her şey ifşa oluyor!

Aldatmaların sıradan hale getirildiği dizi ve filmlere programlardaki gerçek hayat hikayeleri de eklenince zıvanadan çıkan toplum haline geliyoruz!

Utanma, arlanma kalmamış!

Önceden para versen konuşulmayacak ayıplar şimdilerde aşikar anlatılırken övülüyor!

Evden kaçmalar, anne-babaya asi olmalar…

İntihar ve cinayetler!

Hepsi artık normal hayatın sıradanlaşan davranışları!

Hepsi; Fatmagül’ün suçu!

Esra Erol, Müge Anlı, Didem Arslan Yılmaz, Zuhal Topal’ın suçu!

Bunlara göz yuman RTÜK’ün suçu!

Hiç başka yerde aramayın!

       ***

GÜNÜN SÖZÜ: "İnsanlarımızın inancı reytinge meze yapılamaz"

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN

   ***

SÖZÜN ÖZÜ: "Sözünü tartmadan söyleyen, aldığı cevaptan incinmesin."

HAZRET-İ MEVLANA