Madenci torunu ve çocuğu olmanın gururunu her geçen gün daha fazla hissediyorum… Ayrıca Zonguldak’ta doğup, büyümenin verdiği gurur da cabası…

Zira madenciler hiç olmadığı kadar saygı görüyor…

Hele bir düşünün önceleri sadece maden denildiğinde ve göçük olduğunda akıllara gelen madencimiz şimdilerde her zorlu yerde…

Yerin yüzlerce metre altından kelle koltukta ekonomiye katkı veren madencilerimiz 99 depremi ve son yaşanan 10 ili etkileyen depremde yaptıklarıyla gönüllere girdi…

madenci-6

“Domuz damı” uygulamasını dünyaya öğreten madencilerimiz sayesinde il dışında Zonguldaklı olarak itibarımız arttı…

Uygulamayı soranlar bile çıkmadı değil…

Son olarak da Bolu’daki gizemli kazıda yine madenci ihtiyaç duyuldu!

Hayati tehlikeye ve tüm zorluklara rağmen madenci yine orada…

Madende de depremde de hazinede de madenci!

Hakkınızı nasıl öderiz bilmem…

Siz yine de hakkınızı helal edin!

***

 Adaleti vatandaşın insafına bırakırsan!

Ev kiraları ve ev fiyatları aldı başını gidiyor…

Hükümetin dediği yüzde 25 işin hikaye tarafı…

İnsaflı veya insafsız ev sahibi veya kiracının vicdanında her şey…

Öyle olunca da kan gövdeyi götürüyor…

Zira yerine göre ev sahibi de haklı, kiracı da…

Bazen de ev sahibi de haksız kiracı da…

ev sahibi-kiracı

Burada mesele adalet!

Adaleti sağlamayıp adaleti vatandaşın insafına bırakmak acizlik göstergesidir…

Geçimini sadece ev-dükkan kiralarından sağlayanlara bütün giderleri yüzde 100’e varan oranda arttıktan sonra kira zamlarını yüzde 25 ile sınırlı tutmak ne derece doğru?

Öbür taraftan da ev sahibi olmak için çırpınan vatandaşa ev sahibi koşulları yerine getirmeden her giderine yüzde 100’ün üzerinde zam yapılmışken oturduğu yerin de kira masrafını artırmak ne kadar adil?

Kiracı, çıkan yönetmelikten doğan yüzde 25’in üzerinde zam yapılmaması hakkını kullanmaya kalkınca bu defa da kan gövdeyi götürüyor…

Buna çözüm bulunmazsa iş çığırdan çıkacak…

Bizden söylemesi.    

***

Zammın da bir adabı olmalı!

Seçim sonrası herkes zam bekliyordu!

Kim gelirse gelsin illaki zam yapacak, seçim masraflarını çıkaracaktı.

Lakin bu kadarı da “Olmaz” dedirtiyor!

Özellikle akaryakıt ve akaryakıtın tetiklediği ürünlere gelen zamlar duracak gibi de görülmüyor…

Kim kazanıyor 3 bilinmeyenli denklem misali…

Lakin kimin kaybettiği ortada…

Esnaf mı hükümet mi suçlu polemiğinden kurtulalım da artık şu zam furyasına çözüm bulalım…

Zira;

Dualar bedduaya dönüştü!

Bizden söylemesi…

***

Kıssadan hisse…

BİN ADAM DEĞERİNDE!

Kur’an öğrettiğim gruba katılmak için küçük bir çocuk geldi.

Dedim ki çocuğa: Kur’an’dan ezberinde bir şey var mı? Evet dedi.

Dedim ki ona “Amme cüzünden bir şey okur musun?” Okudu.

Sonra dedim Tebârake suresi ezberinde mi?

Yaşı küçük olmasına rağmen, okuyuşu hoşuma gitti, beğendim.

Ve Nahl suresini sordum. Onu da ezberlemişti, hayranlığım arttı.

Uzun sureleri sordum bu kez: “Bakara suresi ezberinde mi?”

Evet dedi ve hatasız okudu.

Bu kez sordum yavrucuğum sen hafız mısın?

Evet dedi.

SubhanAllah maşaAllah barekAllah..

Ertesi gün velisiyle birlikte gelmesini istedim ondan.

Ben hayretlerdeyim.

Bir baba nasıl böyle olabilirdi, nasıl böyle bir çocuk yetiştirmişti?

Ve geldi velisi.

Babanın gelişi benim için büyük sürpriz oldu.

Çünkü babanın görünüşü hiç de sünnete uygun yaşıyormuş izlenimini vermiyordu.

Sözü ilk o aldı ve dedi ki:

Biliyorum sen onun babası olduğuma hayret ettin.

Ben seni merakta bırakmayacak, ve söyleyeceğim, bu gördüğün çocuğun arkasında bin adam değerinde bir kadın vardır!

Ve müjde vereyim sana evde 3 oğlum var ve hepsi de Kur’an hafızı.

Bir de 4 yaşında bir kızım var, o da Amme cüzünü ezberliyor şimdi.

Hayret ettim, bu nasıl olur?

Dedi ki bana: Anneleri çocuk konuşmaya başladığı andan itibaren Kur’an ezberletmeye başlatıyor ve çocukları hep bu yönde teşvik ediyor.

Kim önce ezberlerse, o günün akşam yemeğini, o seçiyor.

Kim ezberini önce verirse, hafta sonu tatilinde nereye gidileceğini, o belirliyor.

Kim önce hatim yaparsa, o yıl senelik tatilde nereye gidileceğine, o karar veriyor…

İşte böylece çocuklar arasında Kur’an ezberlemede, hatim yapmada tatlı bir yarış ahlakı oluştu.

Evet işte hayırlı evlat yetiştiren saliha kadının hali bu…

Eğer kadın ıslah olursa, evi, ailesi, yetiştireceği nesiller de ıslah olur.

***

 

HAFTANIN SÖZÜ:

Milletin hakkında yaz yaz sonra iddia ediliyor de. Kamuoyu oluştur, ondan sonra kurumları dizayn etmeye çalış, sonra da akıl ver. Bürokratları çalıştırmıyorsun, cesaret edip karar almıyorlar, sonra da Zonguldak gelişmiyor diye köşelerinde yazıp duruyorsun…"

ÜÇLER SARIKAYA’DAN ALİ RIZA TIĞ’A GÖNDERME

 

***

SÖZÜN ÖZÜ:

“Hayatta olabileceğiniz en güzel yer, bir duanın içinde yer almaktır.”

 ŞEMS-İ TEBRİZİ

 

Yazan: Osman Sav