Fındığın tarihsel kökeni ve gelişim serüveni
Anadolu topraklarının Karadeniz kıyılarında Milattan Önce 490'lı yıllarda yetiştiği belirtilen fındık, ne zaman önem kazandı? Fındığın yetiştiği yerler, geçirdiği evreler..? Fındık hakkında merak ettiğiniz her şey haberimizde..
Anadolu topraklarının Karadeniz kıyılarında Milattan Önce 490'lı yıllarda yetiştiği belirtilen fındık, ne zaman önem kazandı? Fındığın yetiştiği yerler, geçirdiği evreler..? Fındık hakkında merak ettiğiniz her şeyi derleyip gunebakis.com.tr’de siz okurlarımıza sunuyoruz.
Anadolu topraklarının Karadeniz kıyılarında M.Ö 490'lı yıllarda yetiştiği belirtilen fındık, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde önem kazandı. Bu dönemlerde fındık üretimi Karadeniz'de Giresun, Ordu ve Trabzon çevrelerinde yaygınlaştı.
Çikolataya olan talebin artmasıyla fındık ihracatı da arttı ve bu durum fındık üreticisi için önemli gelir kapısı oldu. Dünya tarihinde fındığın anavatanının Çin ve Anadolu toprakları olduğu yönünde değişik görüşler yer alıyor.
FINDIĞIN TARİHÇESİ
Fındık sözcüğü, Antik Çağda Karadeniz' in adı olan "Pont Exinus"tan türetilen "pontik" sözcüğünden meydana gelmiştir. Plinus da, Pontos kıyılarından getirildiği için, fındığa "Pontos cevizi" denildiğini kaydetmiştir. Fındık Akdeniz, Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine Doğu Karadeniz'den adını da beraber getirerek yayılmıştır. Fındık sözcüğünün Farsçası "fonduk", Arapçası "bunduk", Latincesi "nux", Almancası "haselnuss", Fransızcası "noisette", İngilizcesi "hazelnut", Rumcası "leptokarion", Ermenicesi "kalin", Tatarcası "çitlevük", eski Yunancası "funduki", İtalyancası "nocciola", İspanyolcası "avellana", Portekizcesi "avella", Romencesi ise "aluna" dır.
Fındık kültürünün Türkler arasında yayılmasının üç devre içerisinde olduğu bildirilmektedir. Birinci devre, Türklerin Ortaasya'da oldukları devredir, orada fındığa "kosık" ya da "kosuk" denilmektedir. İkinci devre, Batı Türklerinin fındık için "çetlevük" sözünü kullandıkları devredir. Üçüncü devrede ise, Anadolu Türkleri fındığı Arap etkisi ile "bunduk" ve bundan değiştirerek "fındık" şeklinde adlandırmışlardır.
ESKİ ORTAÇAĞ KAYNAKLARINDA FINDIK
Fındığın anavatanı hakkında birçok yazar, tabiat bilgini ve tarihçi değişik görüşler ileri sürmüşlerdir. Arkeolojik kazılar MÖ 10000 li yıllarda fındığın mezolitik diyetlerin bir parçası olduğunu kanıtlamaktadır. Çin yazılı kaynaklarında M.Ö. 2838 yıllarında Çin'de yetiştiriciliğinin yapıldığı ifade edilen fındığın Tanrı'nın insanlara ihsan eylediği beş kutsal meyveden birisi olduğu bildirilmektedir.
5 KUTSAL MEYVEDEN BİRİ İNANCI
Antik Çağ'ın büyük tarihçisi Herodotos (MÖ 490-425), Herodot Tarihi olarak adlandırılan eserinde fındığın Karadeniz'in doğusunda yetiştirildiğini yazarken, antik çağda fındığın yağının nasıl çıkarıldığını da tarif etmektedir. Fındık içlerinin bir torbaya konulup sıkılmasıyla fındık yağı elde edilmesi, günümüzde, kırsal kesimde zeytinden ve fındıktan yağ elde edilmesinde kullanılan usullere benzemektedir.