Farkında mısınız bilmiyorum, ama iktidar da dahil olmak üzere kimsenin bu artan temel gıda fiyatlarını düşürmek için bir önerisi veya fikri bulunmuyor.

Farkında mısınız bilmiyorum, ama iktidar da dahil olmak üzere kimsenin bu artan temel gıda fiyatlarını düşürmek için bir önerisi veya fikri bulunmuyor. Bazıları, iktidarın fiyatları düşürmesini istiyor; ancak asıl yük yerel yönetimlere düşüyor.

Tahıl ürünleri, incir, fındık, çay, fıstık gibi stratejik ürünler konumuzun dışında. Bu ürünlerin taban fiyatları ve kotaları, zaten devlet ve ilgili kurumlar tarafından yönetilip denetleniyor. Sorunun kaynağından çözüm beklemek ise akıl tutulmasıdır. Yani iş artık başa düştü dostlar!

Unutulmaması gereken bir şey var; ne iktidarın ne de muhalefetin parti programlarında bölgesel, kentsel veya yerel kalkınma gibi bir kaygı yer alıyor. 1970'li yıllarda bu konular gündemdeydi. Bazı yeni kurulan partiler mevcut olduğunu iddia etseler de henüz kazandıkları belediyeleri yok ve bu seçimlerde kazanacakları belediyelerde ne kadar başarılı olacaklarını hep birlikte göreceğiz.

Sanki bölgesel, kentsel veya kırsal kalkınmayı halletmişiz; Avrupa Birliği ve Dünya Bankası desteklerini mükemmel şekilde uygulamışız gibi bir hava var. Ama gerçek, bunun hiç de böyle olmadığı yönünde. Güzel gelişmeler var, ancak içten içe durumun farklı olduğunu hepimiz biliyoruz. Keşke yanlış düşünüyor olsak; keşke uçak, tank ve araç motorunu kendimiz üretip, kimseye patent hakları için hesap vermek zorunda kalmasak!

Eğer temel gıda ürünlerini, yerel yönetim desteğiyle, bölgesel kalkınma hedefi doğrultusunda, ölçek ekonomisine uygun, ihracat odaklı, sağlıklı ve ekolojik kalitede üretip tüketebilir ve fiyat ile kalite denetimlerini etkin bir şekilde yapabilirsek, ancak o zaman başarıdan söz edebiliriz.