Bize “Milletvekili”...

" Bize “Milletvekili” değil “Milletin vekili” lazım! Yine bir seçim, yine vaatler… Yine sahte yaklaşımlar! Vatandaş her seçim sahte yaklaşımları görmekten midesi kalkarken ve artık inanmazken yine benzer süreç… Ne olmalı? Öncelikle Zonguldak halkının, şehrin ne istediği ülkenin neye ihtiyacı olduğu adayların umurunda olmalı… Sırf “Milletvekili olmak” için milletvekili olunmamalı! Özetle “Milletin vekili” olmak için “Milletvekili” olunmak istenmeli… Böyle olunca baştan niyetten kazanılıyor zaten… Milletvekili de olmasan, milletvekili adayı da yapılmasan “Milletin vekili” olmak istemekle madden olmasa da manevi yeten kazançlı duruma gelirsin… Zira; “Milletin vekili” olmak istemek zaten milletin, vatandaşın sorunlarını dile getirip çözüm aramak istemek demektir… Bu da niyetinin düzgünlüğünü ortaya koyar… “Milletin vekili” olmayı isteyip görev verilmesi durumunda ise “Milletin vekili“ olarak kalmak “Milletvekili” olarak havalara girmemek marifettir… Bu da en basitinden senden bir şey istenildiğinde dudak bükmek veya ötelemek yerine “Allahü teala kulunun sıkıntısını gidermeyi benim üzerimden nasip etti” düşüncesiyle yaklaşıp şükretmek, sabretmek, kendini bir şey de zannetmemek ile olur… Sözün özü; “Milletvekili” olmak değil “Milletin vekili” olmak marifettir… İnşallah bu seçimde Zonguldak başta olmak üzere bütün illerde “Milletin vekilleri” meclise girip, kendilerinin veya birilerinin değil milletin vekili olurlar!   ***   Kuzunun hesabı sorulur da insanın hesabı sorulmaz mı? Siyasetçileri çalıştırmanın yöntemini buldum! Tek ve kati çözüm “Vebali” öğretmek! Vebali bilmeyen siyasetçi daha çoğunu ister durur… Vebali bilen ise yapabileceği makamı ister, yapamayacağı işin makamından da kaçar! Hazret-i Ömer (radıyallahü teâlâ anh) bir gece Mekke sokaklarında tek başına dolaşıyormuş. Bir evin kapısı açıkmış. İçerideki sesler yoldan duyuluyormuş. Evde bir kadın beddua üstüne beddua yağdırıyormuş: - Allah bu emiri kahretsin...  Böyle emir olmaz olsun. Hazreti Ömer kapıyı çalmış. Kadın kapıya gelmiş. - Ey bacım neden emire beddua edip duruyorsun? - Çocuklarım aç da ondan. - İyi de emir ne bilsin çocuklarının aç olduğunu? - Eğer bilmiyorsa  ne diye emir olmuş?   Ey milletvekilleri ve milletvekili adayları… Sizlerin de dere kenarındaki kuzuda (Mağdur vatandaşlarda, Yapılamayan işlerde…) vebaliniz var! Vebaliniz olacak! Bize Fırat'ın kenarında kurdun kaptığı kuzunun hesabını Hazret-i Ömer’den (radıyallahü teâlâ anh) soran Allahü tealanın, bulunduğu makamın hakkını vermeyince hesap soracağı bilincinde olan” yöneticiler lazım… Bakın bakalım o zaman getirildikleri makamda didişmek yerine hizmette yarışılmaz mı?   ***   PKK’yı legalleştirme hareketi! Türkiye adeta akıl tutulması yaşıyor! Öyle ki; 1984 yılından beri Türkiye’yi yok etmek isteyen veya bölmek isteyenlerin maşası konumundaki PKK ile partilerin teması normal görülmeye başlandı… Nice canımızı şehit eden nice canımızı gazi eden terör örgütü PKK’nın uzantısı HDP’den oy alabilmek için atılmadık takla, üretilmemiş mazeret kalmadı… PKK’yı bitirmek için yapılan arayışları, “Ak Parti açılım yapıp PKK ile masaya oturdu” mazeretiyle yıllardır kendilerine referans gösterenler, son iki seçimdir PKK ile dirsek temasını daha da ileri boyuta getirme gayretinde… Halkın önünde yapılan pazarlıklar halk tarafından tepki görünce “İstemezuk” ayarı yapanlar gittikçe asıl mevzuya halkı ısındırıyor! Son iki seçimdir sanki birlikte hareket edilmemiş gibi 6’lı masada HDP=PKK’nın varlığını sürekli inkar edenler bunu da vatandaşımıza yediriyorlar! Öylesine alıştırdılar ki vatan millet diyen solcular da İYİ Parti, DEVA, Gelecek, Saadet Partililer de HDP’yi legalleştirdiler… Hepsi bir yana asıl tehlike tam da bu! PKK veya FETÖ gibi terör örgütlerini legal göstermek ve göstermeye başlamak akıl tutulmasının tam da karşılığı olsa gerek… Genel Başkanlar, pazarlık masasındaki legalleştirme hareketine halkı da katmaya çalışıyorlar… Yer mi? Seçimlerde bekleyip göreceğiz…   ***   HAFTANIN SÖZÜ: Ölünüzü, dirinizi, her gün birinizi, bir gün hepinizi müstahak olduğunuz sonuçlarla yüzleştireceğiz.” MHP GENEL BAŞKANI DEVLET BAHÇELİ     ***   SÖZÜN ÖZÜ: “Tut ki Ali’den sana miras kaldı Zülfikar. Sende Ali’nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar.” HAZRET-İ MEVLANA   Yazan: Osman Sav