Gün geçmiyor ki Devrek’te gündem olmasın. Eskimiş Belediye Başkanı, “Dünya basını beni takip ediyor” diyordu. Dünya ona yetsin, bize Devrek yeter, başka yere gerek yok.
Devrek Devlet Hastanesinden Başhekim Avni Çelik Bey’in istifası ve bunun Tıp Bayramı günü alınması çok manidar oldu ve bir mesaj içeriyor. Uz. Dr. Avni Bey, Devrek için çalıştı, Devrekliler için çalıştı, emek sarf etti; ben şahsen şahit oldum. Fedakarlığından, risk almaya kadar, rütbe, unvan gözetmeden gereken tüm fedakarlıkları yaptı ama yapmaması gereken bir konu vardı. Kader onu ona sürükledi; bir plaket töreni sonrası yaşananlar, geldiğimiz noktayı oluşturdu. O dönem Devrek TSO, hayır yapanlara destek verenlere bir plaket verdi. Alan memnun oldu ama yetmedi. Uzman Hekim Avni Bey, iyi niyetle çıktığı bir toplumsal olayda başlayan ve gelinen nokta, her ne kadar basın konusunda şikayetçi olsalar da, bu konuda sorumluluk yetkili kişilerin, basın görevini yapar. Bizler, Avni Bey’in görevini yaptığı konusunda tatmin olduk. Yönetim kadrosu uyumu, ekipsel çalışma performansı derken güzel çalışmalara imza atıldı. Bu başarılara imza atan Avni Bey’in yanında ekip arkadaşları da takdir edilmeliydi ve edilmesi gerekir. Hastanenin B sınıfına çıkmasında büyük etkisi oldu. Bunlar basit gözükseler de önemli ve gelecek adına büyük adımlar. Avni Bey, koltuk hastası ve koltuk paranoyasına sahip bir insan değil, koltuğun sadece bir araç olduğunu biliyor ve bu konuda özgüveni sağlam. Avni Bey, başhekimliğin artısından çok aile ilişkilerinin ve sevgi, saygı değerlerinin uzaklaştığını görmesiyle üzülmüş. Ailesiyle birlikte yapılan azmin ve emeğin hiçe sayılması ve ailesiyle üstüne gelinmesi onu kaldıramamış. Bir insanı en çok üzen konu sanırım ailesiyle imtihan etmek olsa gerek. Avni Bey çalıştı, başardı ve bizler samimiyetine inandık. İnşallah hakkın varsa, hukukun varsa, Yaradan olması gerekene karar verir. Daha diyecek laf yok...
Son günlerde bir haksızlık feryadı var. Görenlerden, duyanlardan sonra medya platformuna kadar ses ulaştı. Kulağı duymayanlar duymadı, gözü görmeyenler görmedi. Haksızlık yapıldığını konusunda tam olarak emin olan Yalçın Parke, yaptığı hizmetlerin karşılığını alamadığını ve kasıtlı, taraflı bir tavır alındığını düşünmektedir. Her dönem belediye ile çalışmış olan Yalçın Parke, usulsüzlük kelimesine muhatap olmadığını, verdiği ürünle faturanın eşit olduğu konusunda hemfikir. Kurumsal fedakarlıkla kişisel fedakarlık yaptığı konusunda ikna edici örneklerle bir çok kişi de buna tanıklık etmiştir. Yalçın Parke, yaşadığı bu döneme bir isim koyamadığını ve kasıtlı olduğuna inanmak istemediğini uzun süre kabul etmemiş. Ama gelinen noktada, hakkını ve tüm çalışanlarının hakkını aramak adına hukuk yoluna başvurmuştur. Artık muhataplarıyla hukuk yolunda bir çizgisi olduğunu ve bir hak ile haksızlık mücadelesi olduğunu belirtmektedir. “Ne benim hakkım geçsin, ne de diğer tarafın hakkı geçsin” düşüncesine sahip bir iş insanıdır. Devrek iş insanı bu dönemde kıymetini bilmeli, bir kişiyi dahi istihdam ediyor olması, bu süreçte gerçek bir vatanseverliktir. Bu unutulmamalıdır. Artık süreci hukuki olarak takip edeceğiz, izleyeceğiz ve göreceğiz.