İstanbul’un Ataşehir ilçesinde faaliyet gösteren özel bir doğum kliniğinde, insan hayatını hiçe sayan skandal bir olay ortaya çıktı. Yapılan soruşturmalara göre, bir çete ağı aracılığıyla maddi sıkıntı içindeki kadınların yumurtaları para karşılığında toplandı ve bu yumurtalar yasa dışı yollarla Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderildi. İddiaya göre kadınlara 20 ila 40 bin lira arasında değişen meblağlar vaat edildi.

Bu kan donduran olay, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün uzun süredir takip ettiği bir operasyonla gün yüzüne çıktı. Polis ekiplerinin yürüttüğü istihbarat çalışmaları sonucu, özel bir doğum kliniğinde uzun süredir devam eden yasa dışı faaliyetler tespit edildi. Çete üyeleri, genç yaşta ve ekonomik zorluk çeken kadınları hedef alarak, onlara kısa sürede yüklü miktarda para kazanabilecekleri tekliflerde bulundu.

Ataşehir'de Şok Skandal: Yumurtalar Yurt Dışına Satıldı

Genç Kadınlar Hedef Alındı

Soruşturma kapsamında elde edilen bilgilere göre, çete üyeleri ilk olarak sosyal medya ve bazı forum siteleri üzerinden genç kadınlarla temasa geçti. Yaptıkları ilanlarda “tıbbi gönüllülük” ve “yumurta bağışı” adı altında ilanlar veren çete, bu sayede kadınlara ulaştı. Maddi sıkıntı yaşayan ya da öğrenci olan birçok genç kadın, bu ilanlara başvurdu.

Klinikte gerçekleştirilen işlemlerin ise tıbbi etik kurallara tamamen aykırı olduğu ortaya çıktı. Kadınlara yeterli bilgilendirme yapılmadan, yumurta toplama işlemleri uygulandı. Tıbbi prosedürlerin eksik ya da usulsüz yapılmasının yanı sıra, kadınların sağlığı da ciddi şekilde riske atıldı.

Yasa Dışı Taşımacılıkla Yurt Dışına Gönderildi

Toplanan yumurtaların daha sonra dondurularak özel kuryeler aracılığıyla yurt dışına çıkarıldığı öğrenildi. Çetenin özellikle ABD’deki bazı tüp bebek klinikleriyle bağlantılı çalıştığı, yumurtaları yüksek meblağlar karşılığında bu merkezlere sattığı tespit edildi.

İddialara göre, ABD'deki tüp bebek klinikleri, Türkiye'den gönderilen yumurtaları genetik kalitelerine göre değerlendirdi. Uygun bulunanlar, çeşitli ailelere yüksek fiyatlarla sunuldu. Bu durum, sadece yasa dışı ticareti değil, aynı zamanda etik dışı bir “insan üzerinden kar elde etme” düzenini de ortaya koydu.

Kadınlar Sağlık Sorunlarıyla Karşı Karşıya

İfade veren bazı mağdurlar, işlem sonrası ciddi sağlık sorunları yaşamaya başladıklarını dile getirdi. Yumurta toplama sürecinin ardından ağrılar, hormonal dengesizlikler ve psikolojik travmalar yaşadıklarını belirten kadınlar, başlarına gelen olayların ciddiyetini sonradan fark ettiklerini söyledi.

Bazı kadınlar, vaat edilen parayı tam olarak alamadıklarını da ifade etti. Anlaşma gereği 40 bin lira alacakları belirtilen bazı kişilere sadece 10-15 bin lira ödeme yapıldığı, bazılarının ise hiç ödeme almadığı öğrenildi. Bu durum, dolandırıcılık suçunun da işin içinde olduğunu ortaya koydu.

Emniyetin Operasyonu

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, alınan ihbarların ardından harekete geçti. Klinik ve çevresinde uzun süreli takip yapıldı. Ardından belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda çok sayıda kişi gözaltına alındı ve klinikteki belgeler, bilgisayarlar ile medikal malzemelere el konuldu.

Gözaltına alınanlar arasında kliniğin yöneticileri, bazı doktorlar ve çeteye aracılık eden kişiler de yer aldı. Sorgulamalar sırasında şok edici detaylar ortaya çıktı. Özellikle bazı doktorların etik dışı uygulamalara göz yumduğu ve maddi kazanç sağladığı iddia edildi.

Yasal Süreç ve Kamuoyu Tepkisi

Olayın ortaya çıkmasının ardından kamuoyunda büyük bir infial oluştu. Sosyal medya kullanıcıları ve kadın hakları dernekleri, yaşananların kabul edilemez olduğunu vurguladı. Birçok kişi, sağlık sisteminde daha fazla denetim yapılması gerektiğini ve benzer olayların önüne geçilmesi için yasal boşlukların giderilmesini talep etti.

Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğü belirtildi. Şüphelilerin “organ ticareti”, “nitelikli dolandırıcılık”, “insan sağlığını tehlikeye atmak” ve “suç örgütü kurmak ve yönetmek” suçlarından yargılanacağı bildirildi.

Tıp Etiği ve Denetim Eksiklikleri Tartışılıyor

Olay, Türkiye’de tıp etiği ve tüp bebek uygulamalarındaki denetim eksikliklerini de yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, bu tür işlemlerin çok hassas kurallarla yürütülmesi gerektiğini ve mutlaka etik kurullardan onay alınmasının şart olduğunu vurguladı.

Özellikle yumurta bağışı konusunda yasal düzenlemelerin net olmadığı, bu durumun kötü niyetli kişi ve oluşumlar tarafından suistimal edildiği belirtiliyor. Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda kapsamlı bir denetim ve düzenleme yapması için çağrılar artıyor.

İnsan Sağlığı Üzerinden Vahşi Bir Kazanç Aracı

Ataşehir’deki doğum kliniğinde ortaya çıkan yumurta ticareti skandalı, sadece bir suç örgütünün değil, aynı zamanda sistemdeki açıkların da göstergesi olarak değerlendiriliyor. Maddi sıkıntı yaşayan kadınların çaresizlikleri üzerinden çıkar sağlayan bu yapı, insan hayatına ve onuruna yapılan büyük bir saldırı olarak nitelendiriliyor.

Yetkililer, benzer olayların yaşanmaması adına soruşturmanın derinleştirileceğini ve sağlık sektöründe sıkı denetimlerin başlayacağını bildirdi. Mağdur kadınlara ise psikolojik ve tıbbi destek sunulacağı belirtildi.

İstanbul’un gözde semtlerinden biri olan Ataşehir’de bulunan özel bir kadın doğum kliniği, son günlerde gündemi sarsan ciddi bir iddia ile karşı karşıya. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yapılan bir ihbar, kliniğin yasa dışı yollarla yumurta satışı yaptığına dair ciddi suçlamaları beraberinde getirdi.

İhbarı yapan kadın, kliniğin genç kadınlara çeşitli muayene ve sağlık kontrolleri adı altında hormon tedavisi uyguladığını, bu tedavi sürecinde kadınlara yumurta üretimini artıran ilaçların verildiğini öne sürdü.

Genç kadınlar, bu süreçte “genel sağlık kontrolü”, “doğurganlık takibi” ya da “yumurta dondurma” gibi işlemler için çağrılıyor, ardından ise yurt dışına gönderiliyordu. Asıl amaç ise iddialara göre, bu kadınların olgunlaştırılan yumurtalarının yurt dışındaki bazı tüp bebek merkezlerine para karşılığı satılmasıydı.

Gözaltında Para Vaadi: 20-40 Bin Lira Arası Teklif

İddiaya göre kliniğin yönlendirmesiyle söz konusu tedavi sürecine giren genç kadınlara, bu işlemler karşılığında 20 ila 40 bin TL arasında değişen ödemeler vadedildi.

Yumurtalarının sayısına göre değişen bu ücretlendirme sisteminde özellikle ekonomik olarak zorluk çeken, 20-30 yaş aralığındaki genç kadınların hedef alındığı iddia edildi.

Bu kadınlara, işlem sonrasında hiçbir sağlık riskiyle karşı karşıya kalmayacakları söylendi. Ancak uzmanlar, verilen ilaçların ciddi yan etkileri olabileceğini belirtiyor. Bunlar arasında hormon dengesizlikleri, adet düzensizlikleri, erken menopoz riski hatta nadiren felç gibi tehlikeler de bulunuyor. Ancak iddialara göre bu riskler, klinik yetkilileri tarafından gizleniyor ve kadınlara sürecin tamamen güvenli olduğu bilgisi veriliyordu.

Uluslararası Bağlantılar: ABD Merkezli Şirketle Ortaklık Şüphesi

İddiaların en çarpıcı kısmı ise olayın yalnızca Türkiye sınırları içinde kalmadığı yönünde. İhbara göre Ataşehir’deki klinik, Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir şirketle doğrudan bağlantı kurarak, bu yumurta ticareti organizasyonunu uluslararası boyutta yürütüyordu.

Bu kapsamda Türkiye’den yurt dışına gönderilen genç kadınların, oradaki hastanelerin tüp bebek merkezlerinde işlem gördüğü ve yumurtalarının çeşitli yollarla başka çiftlere satıldığı öne sürüldü.

Bu durum, yalnızca etik değil, aynı zamanda hukuki açıdan da büyük sorunları beraberinde getiriyor. Türkiye'de organ ve doku ticareti kesin şekilde yasaklanmış durumda ve yalnızca belirli sağlık kriterleri doğrultusunda, etik kurullardan geçerek yapılan işlemler yasal olarak kabul ediliyor.

Klinik İnkar Ediyor: Doktorlardan Suçlamalara Red

CİMER üzerinden yapılan bu ciddi ihbar sonrasında İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü harekete geçti. Klinik hakkında idari inceleme başlatıldı ve ekipler, bahsi geçen özel sağlık kuruluşunda detaylı bir denetim gerçekleştirdi.

Yapılan denetimlerde, gerçekten de bazı kadınlara yumurta üretimini artırıcı hormon ilaçlarının reçete edildiği tespit edildi. Ancak klinikte görevli doktorlar, bu ilaçların yalnızca hastaların sağlık durumu gereği verildiğini, herhangi bir ticari amacın söz konusu olmadığını savunarak tüm suçlamaları reddetti.

Klinik yetkilileri, bu ilaçların tüp bebek tedavisinde yaygın şekilde kullanıldığını ve her uygulamanın yasal çerçevede yürütüldüğünü ifade etti. Ancak ihbar detayları ve belgelenen bazı bulgular, olayın perde arkasında farklı gelişmelerin olabileceğini gösteriyor.

Savcılık Devreye Girdi: İki Ayrı Kanun Üzerinden Soruşturma Başlatıldı

Skandal niteliği taşıyan bu gelişmeler üzerine Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı da duruma müdahale etti. Savcılık, olayla ilgili iki ayrı yasa çerçevesinde soruşturma başlattığını duyurdu.

İlk olarak, “Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun” kapsamında bir soruşturma yürütülüyor. Bu yasa, Türkiye’de organ ve doku ticaretini açık bir şekilde düzenliyor ve ihlaller ciddi cezai yaptırımlar içeriyor. Ayrıca “Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na Muhalefet” suçlaması kapsamında da inceleme başlatıldı.

Bu kapsamda klinik çalışanlarının ifadeleri alınacak, reçeteler, hasta dosyaları, uluslararası hasta sevk kayıtları ve banka hesap hareketleri detaylı şekilde incelenecek. Ayrıca, yurtdışına gönderildiği iddia edilen kadınların ifadesine de başvurulması bekleniyor.

Kamuoyu Şokta: Tıp Etiği ve İnsan Hakları Tartışılıyor

Söz konusu olay, yalnızca bir sağlık skandalı olarak değil, aynı zamanda etik ve insan hakları açısından da çok yönlü tartışmalara neden oldu. Kadınların bedenleri üzerinden yapılan ticari işlemler, birey haklarını ve tıbbi etik kurallarını açıkça ihlal ediyor.

Üstelik ekonomik sıkıntı içinde olan kadınların kandırılarak bu sürece dahil edilmesi, durumun ciddiyetini daha da artırıyor. Sosyal medyada birçok kişi, bu tarz olayların sağlık sektöründeki denetim eksikliğiyle doğrudan ilişkili olduğunu savunarak, devletin bu alanda daha sıkı önlemler alması gerektiğini vurguladı.

"Millet Açlıkla Boğuşuyor, Yandaşlar Elektrik Faturasıyla Zenginleşiyor!" "Millet Açlıkla Boğuşuyor, Yandaşlar Elektrik Faturasıyla Zenginleşiyor!"

Olayın yankıları sürerken gözler İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüteceği soruşturmada. Eğer iddialar doğruysa, yalnızca ilgili klinik değil, bağlantılı yurtdışı kuruluşlar ve aracı firmalar da büyük bir hukuki sürecin içinde kendilerini bulacak.

Sağlık sektöründe güvenin zedelenmemesi adına toplum, bu tarz olayların şeffaf bir şekilde araştırılmasını ve sorumluların adalet önüne çıkarılmasını bekliyor. Gelişmeler oldukça kamuoyuyla paylaşılmaya devam edilecek.

Kaynak. Sabah gazetesi

Editör: Kadir Kurtay