Belediye yok dolmuş kontak kapattı! Belediye yok dolmuş kontak kapattı!

Bugün itibarı ile koronavirüs salgını bize gösterdi ki,
biz iyiki başkanlık sistemine geçmişiz.
İyiki muhalefetin bu kadar hastane israf,paramızı buralara yatırmayın çağrısına başkanımız kulak tıkamış.
 
Eski sistemde kalmış olsaydık;
Bugün dünyada en iyi tedbirleri alan ülke değil, hala hangi tedbirleri alacağımızın Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlık makamı ve olmadı ben buradayım diyen Meclis arasında uzun müzakereleri ile vakit geçirmiş ve bol bol konuşmuş olacaktık.
 
Hatta önümüze geçmesinler diye bilim kurulunu falanda göremezdik.
 
Sadece bolca konuşanlar olur ve başbakanımızın da
"Tüm dünyanın problemini bizde dikkatle takip ediyoruz." gibi klasik açıklamalarını duyardık.
 
Zaten bu kadar hastaneler israf oluyor, paralar betona gömülüyor diyen bir muhalefet cephesi ve bu kısır görüşün halkımıza iç ve dış mihraklarca allanıp pullanıp pazarlanması, hatta bu hastaneleri  yapanlardan hesap sorma taahütleri malumumuz.
 
Hatta ülkenin kurtuluş reçetesi çok başlı yönetim diyen, yani ufku eskiye dönmekten ibaret olan, bunun için parti kuran ve muhalif cephede yerini alan ihtiraslı siyasilerden iyikide kurtulmuşuz.
 
Şimdi  koronavirüsün insanımıza en az zarar vermesi için olağan üstü çalışan sağlık sektörünün gayretlerinin anlamlı olması için
toplumsal olarakda bu virüsün topluma vereceği hasarı en aza indirmek için aynı hassasiyetle  Başkanımızın ve bakanlarımızın tavsiyelerine uymaya gayret etmeliyiz.
 
Virüsü kontrol altında tutmak için evde kal dendi. Toplumun 80'e varan bir oranı bu çağrıya uydu.
 
Geçicide olsa kapanan yüzbinlerce işyeri oldu. 
İş yeri sahipleri ve belkide milyonları bulan çalışanları işinden oldu.
 
Hayatın durma noktasına gelmesi nedeni ile açık olan işyerlerinin kapasitesinin daralmasına ve mecburi (sürekli,geçici veya izinli)işinden olmalara şahit oluyoruz.
 
Öyleyse bugün tüm halkımızla dayanışmada ve hayırseverlik hareketinde zirveye çıkabilmeliyiz. 
 
Valilerimiz, pandemi kurulları ile bu virüs salgınından yöremizin insanının nasıl en az zararla kurtulabilmesini yönetirken,
 
dayanışma ve hayırseverlik hareketind de Valilerimiz koordinede önderlik yapmalı.
 
Bütün varlıklı ve hayırsever vatandaşlarımız bu hayırseverlik hareketine katkı sağlamalı.
 
Camilerimizin cemaatsiz kaldığı bu günler, gözleri yaşlı ve kalbleri kırık olarak  bizi duyan yok mu diye dua edenlerin yakarışlarına yardımlarımızla cevap verebilmenin şimdi tam zamanı.
 
Aksi halde bu kargaşada çevremizde küçücük yardımlardan mahrum olduğu için aç ve açıkta kalan ve üşüyen çocuklarımızın ve insanımızın vebalini nasıl kaldırırız?
 
STK'lar gün bugün diyerek bu dayanışma ve hayırseverlik hareketinin en ücra köşelere ulaşmasına vesile olmalı.
 
Hastalarımıza, yaşlılarımıza,  engellilerimize, işsiz kalanımızın ihtiyacının giderilmesine bize ve geçmişimize yakışan bir sahiplenme ile destek sağlamalıyız.
 
İşte bu birkaç ay içindeki gayretlerimizin sonuçları bizim aynamız ve ülkemizin geleceği olacak.
 
Ya birlik beraberliğimize, çevremizdeki yaşlımıza, ihtiyaç sahibine, garip gurabaya katkı vermiş ve bu krizide devleti ve milleti ile kazananlardan olmuş oluruz,
 
Yada 
"Her koyun kendi bacağından asılır." diyerek bencilleşiriz. 
 
"Ama kokusu bin düvele yayılır" ifadesini duymak istemesek dahi sonuçta  bu pis koku ile yaşamaya mecbur kalırız.
Editör: TE Bilisim