Çankırı'nın Ilgaz ilçesinde, PTT müdürü Ceyhun Şimşekoğlu'nu şantajla intihara sürükleyen 4 sanık hakkında karar verildi. Olayın ardından yürütülen soruşturma sonucunda 2 sanığa 20'şer yıl, 2 sanığa ise 11 yıl 8'er ay hapis cezası verildi.
Olayın Başlama Noktası: Silahlı İntihar
29 Ocak 2022 tarihinde, PTT Kastamonu Merkez Müdürü Ceyhun Şimşekoğlu, aracında başından silahla vurulmuş halde ölü bulundu. Olayın intihar olduğu düşünülürken, Şimşekoğlu'nun bıraktığı mektup üzerine başlatılan soruşturma yön değiştirdi.
Mektup ve Deliller Üzerinden Başlatılan Soruşturma
Şimşekoğlu'nun bıraktığı intihar mektubunda yer alan isimler üzerinden yapılan polis operasyonunda, sanıkların evlerinde 300 bin TL değerinde senetler ve çeşitli evraklar ele geçirildi. Ayrıca güvenlik kameralarındaki görüntüler de şüphelilerin kimliklerini ortaya koydu.
Gözaltına Alınan 4 Şüpheli
Emniyetteki sorgulamalarının ardından, Murat U., Nuray U., İrfan K. ve Tarık A. gözaltına alındı. Murat U., Nuray U. ve İrfan K. tutuklanırken, Tarık A. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Sanıklara Yönelik Suçlamalar ve Ceza Talepleri
Şimşekoğlu'nu şantajla cinayete sürükledikleri belirlenen sanıklara, Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından "silahla yağma, tehdit, hileyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" gibi suçlardan dava açıldı. Cumhuriyet savcısı, sanıkların en üst seviyeden cezalandırılmalarını talep etti ve etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasını istedi.
Mahkemede Verilen Karar
Mahkeme, sanıklara 20'şer yıl hapis cezası verdi. Diğer iki sanığa ise 11 yıl 8'er ay hapis cezası verildi. Bu karar, şantajla intihara sürükleyen suçlulara karşı verilen önemli bir ceza olarak kayıtlara geçti.
"Senetler zorla alınmamıştır, kendi rızasıyla verilmiştir"
Tutuklu sanık Murat U. savunmasında, "Mütalaayı kabul etmiyorum. Ben bu suçu işlemedim. Ben kimseyi yağma ya da zorla bir şeyini almadım. Kimseyi hürriyetinden yoksun bırakmadım. Kendisi evime gelmiştir. Bu adamın evime geliş saatleri bellidir. Benim oturduğum binada kamera kayıtları vardır. Bu adam kendisi lojmanından kalkıp benim evime gelmiştir. Kendisinin evime geldiği kamera kayıtlarında mevcuttur. O akşam tokat atma konusuna da gelince ben aniden içeriye girdiğimde ben kesinlikle Ceyhun'a tokat atmadım. Ben tokadı Nuray'a attım. Telefondaki ses de Nuray'a atılan tokadın sesidir. Ceyhun'a değildir. Ayrıca benim evimden senet çıkmamıştır. Benim evden senet alınmamıştır. Senetlerin çıktığı yerler farklı farklı yerlerdir. Benim iki tane evim vardır. Bu senetleri ben ertesi gün bu kişi kendisi getirmiştir. Hatta yakınımızda okul vardı. Okulda da kamera kayıtları vardır. Senetler zorla alınmamıştır, kendi rızasıyla verilmiştir. Kesinlikle ve kesinlikle olayın olduğu iddia edilen evde yani benim evimde herhangi bir senet alınmamıştır. Senetler evde de bulunmamıştır. Senetler diğer evden çıkmıştır, olayın olduğu evden çıkmamıştır. İki eve de aynı anda baskın yapıldı. Arama esnasında zaten telefonları, bütün evrakları, belgeleri ben kendim teslim ettim. Şahsın öldüğünü ben saat 20.00 sıralarında öğrendim ama benim evime baskın saat 22.30'u geçiyordu. Arada 2,5 saatlik bir zaman var. Benim iki evin arasındaki mesafe en fazla 15 dakikadır. Diğer eve geçip senetleri yok edebilirdim. Telefonu yok edebilirdim. Her şeyi imha edebilirdim, bütün belgeleri yok edebilirdim. Karşı taraf bir belge sunmamıştır, tüm belgeleri kendim sundum. Bütün belgeleri savcılığa kendim teslim ettim. Senetleri bana kendisi gönül rızasıyla verdi, ben aksi bir düşüncede olsaydım zaten çok kolaylıkla bir senetleri yok ederdim" dedi.
"Maktulün imha ettiği telefon bugün olsaydı ben, bugün sanık olmayacaktım"
Kimseyi rahatsız etmediğini ve kendisine verilen vaatlerde her şeyin nakit olarak konuşulduğunu anlatan Murat U., "Peşin paraydı. Senet ile neden uğraşayım? Ben o zaman peşin parayı alırdım, kredi kartlarından bana teklif ettiği paraları da alırdım ama ben hiçbir şeyini almamışım. Zorla senet imzalatmamışım, parasına dokunmamışım. 60 yaşındaki adamın elini sıksak morluk olur. Adli Tıp raporlarında hiçbir şekilde darp izi yok. Hiçbir şey yapmamışım. Attığım tokadın sesi ise Nuray'a attığım tokadın sesidir, Ceyhun'a tokat atmadım. Evime kendi rızasıyla geldi, kendi rızasıyla senetleri verdi. Ben bütün delilleri kendim teslim etmeme rağmen intihar ederken bıraktığı yazı var. Telefonunu da imha etmiş. Eğer imha ettiği telefonu bugün dosyada delil olarak olsaydı ben, bugün sizin karşınızda sanık olarak çıkmamış olacaktım. Ben bir şeyi imha etmedim, her şeyi sizlere teslim ettim" diye konuştu.
"Hiç parasını almadım, senet imzalatmadım"
Tutuklu sanık İrfan K. ise, "Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Murat aradıktan sonra ben Allah rızası için o eve gittim. Ben, çocuklarının başı öne düşmesin, eğilmesin diye o evden Ceyhun'u aldım ve evine bıraktım. Hiç parasını almadım, senet imzalatmadım. Üzerini giyindirip evine bıraktım. Üzerini giyindirirken, şahsın üzerinde parası vardı, kredi kartları vardı. Ben bunların hiçbirini almadım. Zorla bir şeyler imzalatmadık. Ben sadece maktulü evden alıp kendi evine bıraktım" şeklinde konuştu.
"Buradaki suç eğer iyilik yapmaksa artık yapacak bir şey yok"
Duruşmada savunma yapan Tarık A. da, "Ben, dolandırıcı falan değilim. Biz, İrfan ağabey ile birlikte maktulü gece vakti sadece evine kadar bıraktık. Biz maktule ne sopa attık, ne senet imzalattık, ne zor kullandık ne de başka bir şey yaptık. Kesinlikle bir olaya karışmadık. Biz iyi olsun diye yaptık ama yanlış yapmışız. Ben mütalaayı kesinlikle kabul etmiyorum. Biz sadece iyilik yaptık. Buradaki suç eğer iyilik yapmaksa artık yapacak bir şey yok" ifadelerini kullandı
Üzerine atılan suçlamaları kabul etmediğini belirten tutuklu sanık Nuray U. ise, "Hastalığımdan ötürü sıkıntı çekiyorum. 3 yıldır cezaevinde bulunuyorum. Tedavi olabilmek için tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum" dedi.
Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, Murat U. ve İrfan K.'yı ‘silahla birden fazla kişiyle gece vakti yağma' suçundan 14'er yıl, ‘silahla ve birden fazla kişiyle kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçundan da 6'şar yıl, diğer sanıklar Nuray U. ve Tarık A. ise ‘silahla birden fazla kişiyle gece vakti yağma' suçundan 11 yıl 8'er ay hapis cezasına çarptırdı.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluğuna devam kararı verirken, hükümle birlikte tutuksuz yargılanan sanık Tarık A.'nın da tutuklanmasına karar verdi.