“AK Parti’de kazan kaynıyor” başlıklı yazımın üzerine birkaç şey daha eklemek istiyorum.
Bakınız;
Bu ülke, Hz. İsa’nın var oluşundan bu yana dinsel kökenli sorunlardan (mezhep çatışmaları gibi) oluşan süreci yaşamalıydı ve yaşıyor...
Devrimler tarihine baktığınızda bunu görebilirsiniz!
Öte yandan ise çocuk tacirlerini, cinsel istismarları, kadına şiddeti, mafyayı, katilleri ne bu ülkeden ne de diğer gelişmiş ülkelerde kökünü kazıyamazsınız.
Bunlar da hep olacak!
Şimdi;
AK Parti ve diğer İslam ya da başka dinlere mensup ülkelerdeki benzer siyasetten nemalanan kitleler, bu durumu fırsat bilip o toplumun beyinlerini iletişim kaynaklarının giderek yaygınlaşmasını da etkili kullanarak, süreç içinde başarı elde etmişlerdir!
Böylesi bir tablo içinde AK Parti’nin dizayn ettiği Türkiye’de, iktidar alternatifi olan Cumhuriyet Halk Partisi ile İYİ Parti’nin siyasi mücadelesinin durumuna bir bakalım!
Bakınız;
Her iki parti de yönetsel olarak parti içi ciddi sorunlar yaşıyor!
Her iki partinin de geçmişten geleceğe “gelenek” haline gelen bu sorunları, partilerini iktidara taşımanın önündeki en büyük engeli kapsıyor…
Uzun lafın kısası; bu partilerin bir grup seçmen kitlesi, üyeleri, delegeleri ve yöneticileri birbirlerini yeseler doymazlar!
Peki;
İktidar olma yerine neden birbirlerini yemekle meşguller?
Yanıt basit… Kişisel siyasi beklentiler…
Bu kesimde hiç kimsenin ülkeyi düşünmediğine dair bahse girerim!
Zonguldak fotoğrafı, net şekilde önümüzde duruyor!
Ne yaparsanız yapın, Zonguldak teşkilatlarının kendilerine ve partilerine verdikleri zararı bir türlü önleyemiyorsunuz!
Adeta AK Parti’nin değirmenine su taşıyan bu oluşum, rüzgarın esmesini beklemek yerine rüzgarı estirse, iktidar yolunun açılmasına önemli katkı sağlar.
Aslında;
Bunu gerçekleştirecek kadrolar CHP içinde mevcut.
Anlatmak istediğim noktada benzer adımlar atacağını düşündüğüm yeni İl Başkanı Murat Pulat’ın sessizliği ise ürkütücü boyutlarda! (Pulat’ın yaptıkları ve yapmadıklarını bir sonraki yazımda ele alacağım)
Hele ki; Ak Parti’de Süleyman Soylu’nun istifası sonrası gelişmelere bakılırsa, Corona süreci sonunda sandığın gelmesi kaçınılmaz gibi duruyor.
Sonuç olarak, söylemem gerekirse;
CHP ve İYİ Parti’nin seçmeni, tabanı, üye ve delegeleri…
Bugün 18 yıldır devleti yöneten AK Parti iktidarları, zaman içinde hem özel sektör de hem de devlette ciddi şekilde örgütlendi.
Sayıları 100 binleri buluyor…
Olası CHP-İYİ Parti koalisyon iktidarı, AK Parti’nin teşkilatlarından çıkmayan, teşkilatlara “emrinize amadeyim” diyen bunlarla mı çalışacak?
Buradan da anlaşılan o ki;
Her iki partinin uzman kadrolarının dışında seçmen kadrolarına, üyelerine, delegelerine ihtiyacı olacak…
Yoksa 100 binler nasıl temizlenecek?
Bu nedenlerle bir birlerinize karşı kullandığınız “savaş baltalarını” kuma sokun ve hep birlikte iktidara odaklanın…
Unutmayın, tarih sizi bir gün “isimsiz kahramanlar” olarak yazacaktır…
https://www.imzagazetesi.com.tr/yazar-muhalefet-ne-yapmali-175.html