Kömür kentten Dünya’ya Türk somonu ihracatında geriye sayım başladı!

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk İli olmasının yanı sıra emeğin başkenti kömür kent olarak bilinen Zonguldak’tan, yılda 30 bin ton Türk somonunun, başta Avrupa Birliği (AB) ve Rusya olmak üzere birçok ülkelere ihraç edilmesi planlanıyor. 

Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası (ZTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Demir, makamına giderek ziyaret ettiği araştırmacı gazeteci Orhan Akyüz’ün, “Sayın başkan, edindiğim bilgiler doğrultusunda sizlerin girişimleriyle ilimizde yapılması planlanan kafes balıkçılığı tesislerinde Türk somonu yetiştirilerek ihraç edilecekmiş. Bu konuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmek ister misiniz?” şeklindeki sorusunu içtenlikle yanıtladı.

Başkan Demir, yaptığı açıklamada, Ereğli ve Alaplı ilçesinde deniz ortamında kıyıdan yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta somon yetiştiriciliği ile ilgili projelerini tamamladıklarını, şu anda ruhsat sahasının belirlenmesi aşamalarına geçtiklerini, inşallah 2025 yılı tamamlanmadan kafes yatırımlarının yerli ve yabancı yatırımcılar tarafından yapılarak bölgeye ciddi ihracat ve istihdam kapısı oluşturulacağını düşündüğünü bildirdi.

Whatsapp Image 2025 01 15 At 19.00.41

“ZONGULDAK’IN DENİZİNDE KAFES ORTAMINDA SOMON YETİŞTİRİCİLİĞİNE YÖNELİK FİZİBİLİTE HAZIRLADIK, SONUÇLARI OLUMLU ÇIKTI”

Başkan Demir, şu ifadeleri kullandı:
“Zonguldak aslında denizini de çok iyi kullanan bir memleket değil, daha evvel belki de madencilik yani kömür, termik santrali ve demir çelik (kentte var olan özel kömür işletmeleri, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), Çatalağzı Termik Santrali (ÇATES), Eren Enerji ile Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) T.A.Ş) işletmeleri bizleri mutlu ettiği için bize yettigi için pek yüzümüzü denize dönmemişiz. 
Doğu Karadeniz’deki hemşerilerimiz ne yapıyorsa biz de onu yapalım hatta daha iyisini yapalım diye niyetlendik. Samsun’dan Doğu’ya kadar yani Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin’deki sahillerde deniz ortamında yapılan kafes ortamındaki somon yetiştiriciliğine yönelik Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) ile Zonguldak‘ta da olabilir mi diye bir fizibilite hazırladık, sonuçlar da olumlu çıktı. Yani balıkların alınıp buraya deniz suyuyla uyum sağlanması konusu gibi… Somon üretiminde şöyle bir usul var… Somon yumurtalarından çıkan minik somunlar 150-200 grama gelinceye kadar önce tatlı suda büyütülüyor, istenilen büyüklüğe ulaşıldığında da denize yani tuzlu su ortamına taşınıyor. Burada da gelişimini 5-6 aylık bir süreçte denizde tamamlayarak bizim pazarda bildiğimiz, gördüğümüz somon haline geliyorlar.”

“KASTAMONU’NUN BARAJLARIYLA ZONGULDAK’IN DENİZİNİ BİRLEŞTİREREK İHRACATÇI VİZYONER, YENİ PROJE ORTAYA ÇIKARTIYORUZ”

“Kastamonu ile iş birliğine ihtiyacımız var” diyen Başkan Demir, şöyle devam etti:
“Zonguldak’ta malumunuz birkaç barajımız var ama bunlar evlere kullanma suyu ve içme suyu gönderen barajlar. Evlere su verilen barajlarda kuluçkahane işletmelerine izin ve ruhsat verilmiyor, yani kuluçka işletmelerinin kurulabilmesi için bizim tarımsal sulama barajlarına ihtiyacımız var. Zonguldak’ta tarımsal sulama amaçlı baraj yok, Kastamonu’nun sulama barajlarında böyle potansiyel var. Kastamonu’nun da denizi müsait değil, kıyı yapısı, derinlikleri ve suyun sıcaklıkları itibarıyla Kastamonu’da denizle operasyon yapmak mümkün değil. Bizde de Zonguldak‘ta tam tersine barajlarda kuluçka kurmak mümkün değil. Aynı sosyolojiyi paylaştığımız Kastamonu’nun barajlarıyla Zonguldak’ın denizini birleştirerek ihracatçı vizyoner, yeni bir proje ortaya çıkartıyoruz.”

“KAFES BALIKÇILIĞI TESİSLERİNDE YILDA 30 BİN TON TÜRK SOMONU ÜRETİLECEK, BALIKLARIN KARADAKİ İŞLENMESİNDE İSTİHDAM EDİLECEK YAKLAŞIK 1000 KİŞİNİN İSE YÜZDE 90’INI KADINLAR OLUŞTURACAK”

Başkan Demir, şunları kaydetti:
“Denizdeki kafes tarafında son teknolojiyle işler yapılacağı için istihdam açısından  50-60 kişilik küçük bir insandan bahsedebiliriz. Ancak bu sektörün şöyle bir tarafı da var, deniz ortamında balık gelişimini tamamladıktan sonra bunlar hasat edilip kıyıda karadaki işleme tesislerinde işleniyor. Yani iç organlarından ayrılıp fileto çıkartılıp vb. böyle türlü katma değerli ürünlere dönüştürülüyor, bunlardan suşi (Japon yemeği) yaparak ihracat yapmak bile mümkün hale gelebiliyor. Bu sektörde deniz tarafında istihdam düşük, Kara tarafında balık işleme ve soğuk hava depoları olacağından özellikle kadın istihdamı oluyor. İstihdam edilecek kişi sayısı karadaki tesislerde 1000’i bulacak gibi görünüyor ve özellikle bunun yüzde 90’a yakını da kadın istihdamı olacak gibi görünüyor. Hem kent ekonomisine, hem de istihdama katkı sağlanacak. Bizim Doğu Karadeniz’de üretim yapan arkadaşlarımızın bir kısmı şu anda Rusya’ya, bir kısmı Avrupa Birliği ülkelerine, bir kısmı da Uzak Doğu ülkelerine ihracat yapıyorlar. Dolayısıyla dış pazarlar da artık Türk somonu dediğimiz bu ürün tanınır bilinir ve sevilir bir ürün haline geldi, yani dış pazarda biz o günkü güncel ticaret koşulları neyi daha avantajlı hale getiriyorsa o tarafa ihracat yapacağız. Ama şunu söyleyebiliriz ki pazar problemi hiç olmayan bir üründen bahsediyoruz. Bulunduğumuz iklim kuşağının, bulunduğumuz deniz koşullarının bize getirdiği bir armağan aslında, bir fırsat, ama biz kömürden çok kafamızı kaldırmadığımız için buna pek bakmamışız. Bazen şöyle oluyor, geç kalmak kötü bir şey gibi görünüyor ama bazı alanlarda geç kalmanın da avantajlari var. Mesela seracılık Organize Sanayi Bölgesi işini yaparken, teknolojik tarım, topraksız tarım konusuna biz girerken Türkiye’deki 30 yıllık bütün AR-GE (Araştırma ve Geliştirme) faaliyetlerinin bütün deneme yanılmalarının bütün batma çıkma hikayelerinin üstüne biz geldik. Geldiğimizde de Türkiye’de topraksız tarım teknolojisi çoktan oturmuş, o sektörde bazı yatırımcılar milyonlarca doları batırmış, onun üstüne defalarca AR-GE’ler yapılmış. Fakat biz oturmuş bir teknolojiye yatırım yapıyoruz. Ege’de deniz ortamında kafeslerde balık yetiştiriciliğine ilk levrekle çupra (çipura) ile başladılar. Şimdi bu 30 yıllık tecrübede ilk yapılan tesisler kimi fırtınada battı, kimi çevre zararı sebebiyle iptal edildi. Her yeni teknolojide olduğu gibi bir sürü deneme yanılma, bir sürü AR-GE faaliyeti, bir sürü sermaye transferi ve bir sürü batma çıkmaları olduktan sonra bu iş oturdu ve şu anda biz somon yatırımına girerken Türkiye’de somon teknolojisi oturmuş durumda.”

Whatsapp Image 2025 01 15 At 19.00.41 (1)

“TÜRK SOMONUNUN DÜNYADA RAKİBİ OLMADIĞI GİBİ PAZAR PROBLEMİ DE YOK”

Türk somonunun dünyada marka olduğuna işaret eden Başkan Demir, “Getirisi yüksek olan bir sektörden bahsediyoruz. Pazarlama sıkıntısı yok, talep çok yüksek. Asya ülkeleri Japonya ve Kore gibi ülkelerde balık tüketimi çok fazla. Rusya ve Avrupa ülkeleri de fazla tüketiyor. Türk somonunun dünyada rakibi olmadığı gibi pazar problemi de yok. 
Dış pazarlar da hazır, hiçbir fantezi olmayan oturmuş garanti bir pazara ve ürüne giriliyor. Hani geç kalmanın da bazen böyle avantajlari var, biz bunu avantaja çevirmeye çalışıyoruz” dedi.

“ZONGULDAKLILAR BU YENİ PROJEDE PATRON OLSUNLAR, GÖNLÜMÜZ BUNU ARZU EDİYOR”

Başkan Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İlgili bakanlık ruhsat sahasını belirledikten sonra yerelde bir üretim birliği vesaire varsa onlara belli bir kapasite ayıracak, tabi 30 bin tonun tamamı değil… Zonguldaklı su ürünleri sektörü girişimcilerinin orada bir önceliği olacak ama tabi hem yurt içinden, hem de yurt dışından bu sektöre yatırım yapmak isteyip gelip bakanlığın ihalelerine katılacak firmalar da olacak. Öncelikli Zonguldaklı yatırımcıların olması bizim çok hoşumuza gider, ama bazen Zonguldaklı yatırımcının iştahı yetersiz kalırsa hem ulusal düzeyden, gerekirse de il dışından yatırımcı buraya  çekilebilir. Buradaki yatırımları Norveç’de yapsa, o yatırım Zonguldak’ın topraklarına Zonguldak’ın denizine yapılmış olacak, günün sonunda da yatırım yine bizim yatırımımız olacak. Norveçli, İstanbullu, Antalyalı buraya yatırım yaptığı gün bu firmaların hepsi Zonguldak‘ta oluyor. Bizim odalarımıza kaydoluyor, çalışan insanlar bizim insanlarımız, işçiler Zonguldaklı mühendisler. Zonguldaklıların bir ayrıcalığı olsun istiyoruz ve o süreci de takip ediyoruz. Ama Zonguldaklıların gücünün yetmeyeceği bölümde de ulusal alandan yatırımcılar tabii ki başımızın taçı… Dediğim gibi Zonguldak‘ta yatırımcılar olsun, Zonguldaklılar artık başkasının yanında işçi, amele, mühendis çalışan olmasınlar. Zonguldaklılar bu yeni projelerde patron olsunlar, bizim gönlümüz bunu arzu ediyor.”

Saadet Partisi 7. Olağan Zonguldak Kongresi, Dedeman Otel'de yapılacak! | Zonguldak Haber Saadet Partisi 7. Olağan Zonguldak Kongresi, Dedeman Otel'de yapılacak! | Zonguldak Haber

“BAKANLIKTAN 30 BİN TONLUK RUHSAT SAHASININ 2025’İN İLK ÇEYREĞİNDE İLAN EDİLMESİNİ BEKLİYORUZ, ANCAK İHRACATIN KURULMASI VE İŞLEMLERİNİN BAŞLAMASI 2026 YILINI BULABİLİR”

Başkan Demir, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bizim bakanlıkla istişaremizde ortalama 30 bin tonluk bir ruhsat sahası bekliyoruz.
2025’in ilk çeyreğinde de ruhsat sahasının ilan edilmesini bekliyoruz. Akabinde yatırımcının talepleri alınmaya başlanacak, yani biz 2025 yılı bitmeden Ereğli ve Alaplı açıklarında bu kafes yatırımlarının başladığını göreceğiz. Ama muhtemelen bunların ürünlerinin alınması, ihracatının kurulması ve ihracat işlemlerinin başlaması 2026 yılını bulabilir.”

KAFES BALIKÇILIĞI NEDİR?

Denizlerde ve iç sularda yetiştiricilik için uygun olan yerlerde ağ kafesler içinde yapılan ticari amaçlı balıkçılık.

Whatsapp Image 2025 01 15 At 19.00.42

Muhabir: Orhan Akyüz