Her şey bizi bulmuyor, biz, her şeyin bizi bulması için zaman,mekan ve imkan yaratıyoruz, sonra da “ya biz beddualı mıyız?” diye başka taraflarda bahane arıyoruz.
Lafı uzatmaya gerek yok, bundan tam sekiz yıl önce Çaycuma’da Filyos Irmağı’nın üzerinde kurulu bulunan Çaycuma Köprüsünün bir tarafı; Yılların ihmali ile birlikte, ırmağın debisinin yükselmesi ve köprü ayaklarının altının zamanla oyulması sonucu yıkılmış ve üzerinde bulunan araçlarla birlikte insanlarımız sulara kapılmış, dramatik bir şekilde hayatlarını kaybetmişlerdi, o tarihte Çaycuma Belediye Başkanı da sayın Mithat Gülşen’di ve bu faciada sevgili babasını kaybetmişti, ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum, neden sabır derseniz aşağıdaki metinden de anlaşılacağı üzere halen dört canımıza ulaşılamadı. Olaydan derin üzüntü duymuştum, Mithat Gülşen’le az da olsa bir hukukumuz vardı,kayıp insanlarımızı arama çalışmalarından bir sonuç alınamıyordu, bu olay beni etkilemiş olacak ki oturdum aklımın erdiğince bir çözüm üretmeye çalıştım, doğru-yanlış hiçbir şey yapmamaktan daha iyidir düşüncesiyle sayın Mithat Gülşen’e çözüm önerimi sundum, yüz yüze değil de değişik araçlar kullandım ve ulaştığımı düşünüyorum,ama nedense fazla ilgi duyulmadı, kendisine sağlıklar diliyorum. Önerim şuydu: Facianın birkaç gün sonrasıydı ve kayıplara ulaşılamıyordu, cenazeler daha fazla ileriye sürüklenmeden, balçığa gömülmeden bir an önce nehrin yatağını değiştirelim ve suyu azaltalım, önerdiğim bölgede arazi buna müsaitti çünkü nehrin yatağı oldukça geniş bir alanı kapsıyordu, iş makineleriyle kısa bir sürede suyun akış yatağı değiştirlebilir veya azaltılıp arama çalışmaları kolaylaştırılabilirdi. Bu bir öngörüdür ve ya tasarım deyiniz ama şunu beklerdim;” Ya sağ ol dostum önerin çok mantıklı değil, bizi boşuna uğraştırma.” Denilebilirdi, ama ben olsaydım, saçma da olsa bir kuru teşekkür ederdim. Aşağıdaki yazı bana ait değil ulusal medyadan alıntıdır, facianın yıl dönümü, içimde ukde kalmasın diye yazdım.
6 Nisan 2012'de meydana gelen olayda, ilçe girişindeki 252 metrelik Çaycuma Köprüsü'nün 48 metrelik bölümünün çökmesiyle o sırada köprüden geçen 4 kişi ve içinde 11 kişinin bulunduğu minibüs, alttaki Filyos Çayı'na düştü. Aralarında dönemin Çaycuma Belediye Başkanı Ak Partili Mithat Gülşen'in babası Kemal Gülşen'in de bulunduğu 11 kişinin cansız bedeni bulundu. Mithat Gülşen'in yeğeni üniversite öğrencisi Sezgin Gülşen (21), ev kadını Kadın Saraç (49), Tahir Özkara (66) ve Necati Azaklıoğlu'na (59) ise hâlâ ulaşılamadı.
Her şey bizi bulmuyor, biz, her şeyin bizi bulması için siyaset yapıyoruz. Bu köşeden ne kadar etkili olabilirim bilemiyorum ama gelin bir ilk yapalım bu kent için bir şeyler yapmaya çalışanların; rengine,dinine,diline ve siyasetine bakmadan iyi şeyler yapanları şımartalım, mesela coronavirüs ile ilgili alınan kararı fırsata çevirelim, muazzam bir fırsat duruyor önümüzde, bundan daha iyi bir fırsat olamaz, tüm siyasiler parti kimliğini bir kenara bıraksın, birlik olalım,Ankara hükümetine birlik ve beraberlik içinde gücümüzü gösterelim, tüm Türkiye’nin bu kente bir vefa borcu var. Ben bu konudaki çözümlerimi de sunacağım. Karıncaya sormuşlar: ”Bu heyecanla nereye gidiyorsun?” karıncada “hacca gidiyorum” demiş, sen bu gidişle yolda ölürsün dediklerinde de, “Olsun hiç değilse yolunda ölürüm” demiş.
Ben önerilerimi sunarım, duyan duyar, duymayan duymaz en azından yolunda ölürüm.