"Soğan, ekmek yiyerek yaşayabilirim. Bilimden, teknolojiden bana ne" diyorsanız bu yazıyı okumak için zaman ayırmayın. 

İnternet arama motorlarından birisine girerek, “kodlama, 3D, endüstri 4.0, STEM, Android, Arduino, mikrodenetleyici, diital, elektronik” yazarsanız karşınıza on binlerce site çıkar. 

Çocuklarınıza öğretilen bilgilerin yüzde 90’ı 21. yüzyılda onlara ekonomik bakımdan bir fayda sağlamayacaktır. 

Dünya üzerinde 200’den fazla devlet var. Gezegende 8 milyar civarı insan yaşamakta. Türkiye’de ise 83 milyon kişi mevcut. Kaba bir hesapla dünyanın yüzde 1’lik kısmı bu topraklarda yaşıyor. Dünya nüfusunun yüzde 1’ini oluşturmamıza rağmen toplam üretim pastasından aldığımız pay 5 kat az olup yüzde 0,2 seviyesindedir. Gelişmiş ülkelerin üretip ihraç ettiği malların kilogram fiyatı 4-5 dolar iken bizim sattığımız malların kilogram fiyatı 1,2-1,3 dolar seviyesindedir. Yani katma değeri yüksek ürünler imal edip satma konusunda yeterli değiliz. 

İçinde bulunduğumuz yıl itibariyle dünyanın en değerli şirketleri teknoloji (yazılım, elektronik, robotik) sektörlerinden çıkmaktadır. 

Gazipaşa’da neler oluyor? İki çoçuk bıçaklandı Gazipaşa’da neler oluyor? İki çoçuk bıçaklandı

ABD, Almanya, Güney Kore, Rusya, Çin, Hindistan vb. gibi ülkeler hiç durmadan yeni yazılımlar, uygulamalar, teknik cihazlar üretmektedirler. 

200 civarı üniversitemiz var. Bu kurumlarda çalışan 150 bin akademisyenin her biri yeni bir kitap yazsa, ürün tasarlasa, yazılım geliştirse biz de sahnede söz sahibi olabiliriz. 

Çocuklarınıza 5-6 yaşından itibaren faydalı yazılımları, elektroniği, kod yazmayı öğretmeye başlayınız. Bunun için okul yönetiminden, belediyelerden, yayıncılardan, bilişim şirketlerinden ısrarla talepte bulununuz. 

Evladınızın kitaplığında sadece hikâye, roman, şiir kitapları değil kodlama, robotik, uygulama üretme içerikli eserler de olsun. 

İlkokul seviyesindeki bir çocuğun kodlama dünyasına adım atması için ilk başta 200-300 TL’lik bir kaynak yetecektir. Markalı, pahalı bir spor ayakkabısı da bu bedelle satılmaktadır. 

Ortaokul seviyesindeki bir çocuğun teknoloji dünyasına dalması için 400-500 TL yetecektir. Lise seviyesinde ise bu rakam 700-900 TL’yi bulacaktır. 

Kod dünyasına girmek için çok pahalı bir bilgisayara gerek yoktur. Ucuz ürün satışı yapan zincir mağazaların sunduğu düşük donanımlı bir aygıt işinizi görecektir.  

Çocuklarınız bilgisayar ile sürekli olarak oyun oynarsa, film izlerse dengesi bozulacaktır. Ancak kod yazan, elektronik devre üreten çocuklar topluma uyumlu, üretken, projeci, araştırmacı olacaktır. 

5 yaşından 25 yaşına kadar çocuklarınızın yazılımlarla tanışmasını sağlayınız. Bu konuda negatif sözler eden sapkın kişilerin sözlerine kulak asmayınız. 

* MBlock (Bloklarla devreler için kod yazılır.) 

* Arduino IDE (Kod yazılır) 

* Electronics Workbench 5 (Devreler çalıştırılır.) 

Çocuklarınız matematik, İngilizce, fen, tarih, Türkçe, din, coğrafya, felsefe, beden eğitimi gibi dersleri okusun. Bunlara itirazımız yok. Ancak kodlama, robotik, yazılım geliştirme konularına da yer açmanın zamanı gelmiştir. Gelişmiş Batı toplumlarında veteriner, öğretmen, hekim, ekonomist vb. gibi meslek mensuplarına bile zorunlu olarak kodlama dersleri okutulmaktadır. Biz de bu sürece dahil olmalıyız. İlkokuldan itibaren her okulun uygulama, teknoloji, kodlama, yazılım yani STEM (Science-Fen, Technology-Teknoloji, Engineering-Mühendislik ve Mathematics-Matematik) atölyeleri de olmalıdır. Yani her okul meslekî-teknik liseye dönüşmeye doğru yönelmelidir. 

Meslekî-teknik okulları küçümseyenler, dışlayanlar yanlış yoldadır. Evlerimizdeki 50 kadar aygıtın tümü meslek lisesi mezunları tarafından üretilmektedir. Almanya’da 8 milyon civarı çocuk meslekî-teknik eğitim alırken bizde ise sadece 1,7 milyon evladımız bu süreçten yararlanabilmektedir. 

Varlıklı (elit) ailelerin çocuklarının öğrenim gördüğü tüm okullarda STEM eğitim modeline geçilmiştir. Bu her Türk vatandaşının hakkıdır. Bunları başarmak için ilk aşamada çok yüksek mali bütçelere gerek yoktur.   

 

Ali Özdemir
0505 220 83 85
Editör: TE Bilisim