Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, artık bir kutlamadan çok, kadın olmanın ve kadın haklarının sorgulandığı, farkındalığın arttığı bir gün haline gelmiştir. Ne yazık ki, toplumsal cinsiyetçi bakış açısının kadının hayatına getirdiği ayrımcılık, eşitsizlik ve şiddet gibi sorunlarla hala yüzleşmek zorundayız.Türkiye, maalesef bir 8 Mart'a daha kadın cinayetlerini bir cins kırımını konuşarak gitmektedir. "Cezasızlık İkliminin Ortadan Kalkmasını İstiyoruz" ve her zaman olduğu gibi iktidardan yasaların uygulanmasını istiyoruz. Özellikle şu ortamda 6284 sayılı 'Ailenin Korunması' hakkındaki yasanın, maalesef tartışmaya açılması ve bu tartışmanın televizyonda devamlı yapılması uygulayıcıları, karakolları, mahkemeleri etkilemektedir.8 Mart 1857'de ABD’nin New York kentınde bir tekstil fabrikasında başlayan grevde işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. Tarihte sonsuza dek iz bırakan bu tarih, piyasadaki kadınların çalışma koşullarının yansımasını da beraberinde getirdi. Bugün sadece kadınların kutlanması açısından değil, aynı zamanda tarih boyunca önemli değişikliklere neden olan sürekli hak ve eşitlik mücadelelerinin hatırlanması açısından da önem taşıyor.
Kaydedilen tüm ilerlemelere rağmen hala gidilecek uzun bir yol var ..
Ve kadınların karmaşık zaman yönetimi gerektiren çeşitli rolleri var .
Her yeni güne daha yoksul başlıyoruz. Güvencesiz çalışmaya zorlanıyoruz ya da iş bulamıyoruz. Asılsız suçlamalarla işten çıkarılıyoruz. Kadınların hayatıyla ilgili bakanlıklara kuş kadar bütçe ayrılırken, pandemi ,deprem gibi afetlerden sonra bile hakkımız olan kaynaklardan pay ayrılmıyor.
Dünyada yükselen savaş, ayrımcılık, ırkçılık iklimi ve ekolojik kriz bütün ülkeleri etkiliyor. Yanı başımızdaki ülkelerde süren savaşlar , Filistin’de binlerce çocuk ve kadın kırıma uğratılırken kınamanın yetmediği bir insanlık sınavındayız.
Genç yaşlı, yoksul zengin, dindar dindar olmayan, köylü kentli, A partili B partili fark etmeksizin demokrasiden, adaletten, eşitlikten, hukuktan, eşit paylaşımdan yana vicdan sahibi herkesin, tüm bunların ve kadın erkek eşitsizliğinin diğer bütün eşitsizlikler kadar önemli olduğunu görmesi ve sorumluluk alması gereken gün bugündür.
Eşitlik ve özgürlük mücadelesine katılan kadınlar bu sorumluluğu tarih boyunca aldı, almaya devam ediyor.
1789 Fransız Devrimi’nden yüzlerce yıl, BM İnsan Hakları Beyannamesi’nden 75 yıl sonra, hala dünyada yaşam hakkı, özgürlük hakkı gibi en temel insan haklarını savunmaya çalışıyoruz ve ne yazık ki . Dünyanın dört bir yanında kadınlar çok ciddi bir şekilde mücadele ediyor. Ben bugün burada bu kürsüde konuştuğum için kendimi çok şanslı hissediyorum ..
Bugüne kadar eşitlik mücadelesi hâlâ güncel bir toplumsal meseledir. Bu da demek oluyor ki ‘’Dünya Kadınlar Günü’’ gibi tarihler hiçbir zaman önemini kaybetmiyor.
Her kadının gücünü keşfetmeye ve toplumsal hayata katılmaya hakkı olduğuna inanıyoruz. Türk kadını sürdürebılır refah ve kalkınma için toplumsal cınsıyet esıtlığının sağlanması insana yakışır iş ve buyume yolunda durmadan uretmeye devam edecek. Cumhurıyetın 100. yılında isterdik kı bu yÜz yılın bır muhasebesını yapalım. Cumhurıyet ıdealının temel bılesenı olan esıtlığin kadınlar için ne kadar gerceklesebıldıgını esıtsızlık dugumlerını konuşalım.
Cumhuriyetimizin 100.yılını kutladığımız bu yılda ; bilimden ,teknolojiden,sanattaki ilerlemelerden konuşmamız gerekirken küçük yaşta kız çocuklarının evliliklerini yaşam ve eğitim haklarının ellerinden alınmasını ,kadın cinayetlerini konuşuyoruz.
Dünya Kadınlar Gününü yaşadığımız bugünlerde kadınların karar mekanızmalarında daha çok var olması, yönetimlerde kadın bakış açısının farklılığını ortaya koyması ,
Yaşadığımız her yerde cinsiyet eşitliğinin hayata geçmesi, haklarımızı kullanmak, ayrımcılığa uğramadan, eşit ve kaliteli bir yaşam sürmek evrensel insan haklarının gereği olarak hakkımızdır.”
Ailede eşitlikten, toplumda eşitlikten vazgeçmeyeceğiz.
Savaşsız, şiddetsiz ve kaynakların eşit paylaşıldığı bir dünya mümkün; ancak herkesin çabasıyla.
Haklarından ve hayatından vazgecmiyen varlıklarıyla hayatımızı degıştıren tum emekcı kadınların 8 mart dünya kadınlar gunu kutlu olsun.