Sıra siyasetteki LGBT sevicilerine ne zaman gelecek? Sıra siyasetteki LGBT sevicilerine ne zaman gelecek?
Gazeteci -Yazar Mustafa ARSLAN Basının yapısal sorunlarına ilişkin sistem önerilerinin yer aldığı bilgi notu şu şekilde; "Saygıdeğer meslektaşım; Geçtiğimiz Şubat Ayı’nda sizinle Basın İlan Kurumu (BİK) Genel Kurulu’nun toplanamaması ve özellikle Resmi İlan Fiyat Tarife teklifini Hükümete sunamaması konusunda yaşanan tıkanma ile yazılı basındaki olağanüstü maliyet artışlarının altını çizen, basınımızın kamu yararına yaptığı yayınları tablolar eşliğinde anlatan bir rapor sunmuştum. Bu süre içinde meslek mensup ve kuruluşlarımızın, iktidar-muhalefet mensubu milletvekillerinin çabaları ve çağrılarımız sonuç vermiş BİK Genel Kurulu ataması yapılarak toplantısını gerçekleştirmiş, teklif ettiği tarife 1 Mart’tan itibaren yürürlüğe girmiştir. Süreçte emeği geçen tüm taraflara ve Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. Bu vesile ile BİK’in en üst karar organı olan Genel Kurul’un düzenli olarak toplanması, Kurum’un iş ve işlemlerine ilişkin ortak akılla kararlar vermesi, sektörün ihtiyacı olan hususlarda adımlar atması, Kurum görev alanının yurt sathına yayılması sonrasında eski ve yeni şubelerin olduğu illeri nüfus-ilan potansiyeli gibi kriterler açısından sınıflandırması dolayısı ile gazetelere yükletilen ödevlerin yeniden değerlendirmesinin gereğine dikkat çekmek isterim. Pandemi şartlarının toplantılar için uygun hale gelmesi ile birlikte Kurum’un en üst karar organının işlevsiz kalması anlamına gelebilecek uygulamalardan sarf-ı nazar edilmesi uygun olacaktır. Değerli meslektaşım; Yazılı basının sürdürülebilirliği ve kurumsallaşması geldiğimiz noktada resmi ilanların sürdürülebilirliği ile eş haldedir. Son yıllarda ilanların birleştirilmesi, işlerin bölünmesi, acil alım, doğrudan alım ve başkaca usullerle ilandan kaçınıldığına şahit olmaktayız. Bu yöntemlerin sona erdirilmesi için tüm tarafların lehine ve özellikle de siyasetin lehine bir durumdur. Güncel bir konu olarak icra-iflas ilanlarında küçülmeyi beraberinde getirecek kanun ve ardından yayınlanan yönetmelik ciddi bir endişe kaynağıdır. Her ne kadar Sayın Adalet Bakanı’nın konu ile ilgili olarak telafi edici adım attığına dair haberler gelse de bunun nasıl gerçekleşeceğine ilişkin bir belirginlik henüz söz konusu değildir. Bizim öteden beri bu konudaki yaklaşımımız, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin ictihadi kararlarının da ruhuna uygun olarak Kamu İhale Mevzuatındaki eşik değerler sisteminin icra ilanları konusunda da uygulanmasıdır. Böylece tahtaya asılacak ilanlar ile gazetelere verilecek ilanlar tasnif edilecek, hangilerinin yerele hangilerinin yaygına verileceği netleşecektir. Ortada gri alan kalmayacaktır. BİK Kanunu’nun 2. Maddesinin 4. Fıkrası kuruma, sektörün kağıt, mürekkep ve diğer ihtiyaçlarını karşılama konusunda görev vermektedir. BİK’in tüm sektörün bu ihtiyaçlarını karşılama imkanı olmadığı açık olmakla birlikte neler yapılabileceği konusunda Genel Kurul’da görüşme yapılması, gerekirse komisyon teşekkülü gerekmektedir. Kağıdın üretiminin stratejik sektör olarak ilanı, kağıt üretimi yapacak girişimcilerin desteklenmesi, basının sarf malzemeleri ithalatında kolaylıklar ve desteklerin verilmesi de bir diğer teklifimizdir. Yazılı basın sektörü ekonominin tüm şubeleri içinde en kayıtlı sektörlerin başında yer almaktadır. Kamudan resmi ilan yolu ile aldığı desteklerin neredeyse tamamını kamuya geri döndürmektedir. Benzer bir yapının görsel-işitsel medya ve dijital medya için de hakim kılınması gerekmektedir. Vakit geçirmeden internet kanunu çıkarılmalı, süreçte sektörün etkin katılımı sağlanmalıdır. 3D yaklaşımı çerçevesinde tüm sektör için Düzenleme-Denetleme ve Destekleme sistemi hayata geçirilmelidir. Bu sistemle birlikte İlan Kurumu veya Medya Kurumu teşekkül ettirilmelidir. Basın için terzi usulü hazırlanmış Destek Paketi hazırlanmalı, Hazine, KOSGEB- İŞKUR- Kalkınma Ajansı destekleri bu çerçevede değerlendirilmelidir. Saygıdeğer Meslektaşım; Malum olduğu üzere ülkemizde çok sayıda iletişim fakültesi bulunmakta ve fakat mezun ettiği öğrencilerin büyük çoğunluğu sektörde çalışmamaktadır. Önerdiğimiz sistem veya başka yöntemlerle iletişim öğrencilerinin mezuniyet sonrası sektörde çalışması çok yönlü faydayı beraberinde getirecektir. İletişim fakültesi öğrencilerinin son yıllarını gazete- radyo-televizyon, internet siteleri, işletmelerin ve kamu kurumlarının hakla ilişkiler birimleri, reklam ajanslarında stajla geçirmeleri, asgari ücrete yakın ücretlerinin çıraklık eğitimi/işbaşı eğitiminde olduğu gibi kamu tarafından karşılanması sağlanmalıdır. Böylece fakülteler yetiştirdikleri öğrencileri sektöre kazandıracak, öğrenciler istihdam imkanına kavuşacak, işletmeler ise okullu ama tecrübe kazanmış çalışana sahip olacaktır. Sektörümüzün önemli problemlerinden biri de basın kartına erişim konusunda yaşanan sıkıntılardır. Ancak basın kartına sahip olanlar erken emeklilik hakkından yararlanabilmektedir. Ne var ki uzunca bir süredir kart komisyonu toplanamamaktadır. Dolayısı ile basın kartı alma hakkını haiz meslektaşlarımızı basın kartı sahibi olamamakta, özlük haklarından kayba uğramaktadır. Önerimiz Basın Kartları Komisyonu’nun yılda en az 6 defa toplanacağı bir sistemin kurulması, komisyonun hayatın doğal akışına uygun ve sektörü temsil edecek şekilde teşekkülüdür. Bu konudaki görüşlerimizi içeren detaylı bir çalışmayı önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşmak istiyorum. Sektörümüzdeki sivil toplum örgütleri ve çatı örgütleri konusunda yaşanan kafa karışıklığı ve gönül dağınıklığını ortadan kaldıracak, gücümüzün bölünmesinden kaynaklanan sorunları giderecek, basın mensuplarının taşıması gereken nitelikleri net bir şekilde ortaya koyacak, yayın kuruluşları arasındaki rekabeti hakkaniyetli bir noktaya getirecek bir sisteme acilen ihtiyaç bulunmaktadır. Bu noktada yapılmakta olan çalışmaları yürekten destekliyoruz. Ancak aklı yürütmelerin artık bir noktaya gelmesi, somut adımlar atılarak takvime bağlanmasını beklemekteyiz. Değerli meslektaşım; Ülkemiz ve milletimizin menfaati için sektörümüzün ekonomik ve yayın özgürlüğünün sağlanması vazgeçilmezdir. Bu çerçevede görüş ayrılıklarımızı, kişisel yaklaşımlarımızı bir potada birleştirip ortak bir nokta bulmak, ortak bir dil ve hareket tarzı üretmek zorundayız. Aksi halde sektörde taşlar yerinden oynamış ve olumsuzluğa son sürat yol almaktadır. Bu zorlu süreçleri başarı ile tamamlama temennisi ile sağlık-afiyet dileklerimle, selam ve saygılar sunuyorum."

Editör: TE Bilisim