Mehmet Torun, yerli ve yabancı şirketlerin Türkiye'nin doğal kaynakları üzerindeki etkisinin arttığını ve devletin bu madenlerden aldığı payın, üretimle orantısız derecede az olduğunu vurguladı.
"ABD eski Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında yaşanan diplomatik gerginlik, Ukrayna'nın değerli madenlerinin emperyalist bir şekilde sömürülmesine yönelik önemli bir örnek oluşturuyor. ABD, Ukrayna'ya yaptığı askeri ve ekonomik yardımlar karşılığında ülkedeki değerli madenlerin yarısını talep etti. Bu anlaşma, Ukrayna'nın yer altı kaynakları üzerinde ne kadar söz sahibi olduğu konusunda ciddi tartışmalara yol açtı.
TÜRKİYE’DE MİLLİ KAYNAKLAR KÜRESEL ŞİRKETLERİN ELİNDE
Ukrayna’daki gelişmeler, Türkiye'nin doğal kaynakları üzerindeki kontrol sorusunu gündeme taşıyor. TMMOB Maden Mühendisleri Odası Eski Genel Başkanı ve Zonguldaklı Maden Mühendisi Mehmet Torun, Türkiye'deki madencilik faaliyetlerinin büyük ölçüde çok uluslu şirketlerin denetiminde olduğunu ve bu durumun doğaya büyük zarar verdiğini belirtiyor. Özellikle altın madenciliğinde, yerli ve yabancı şirketlerin faaliyetleri sonucu çevre tahrip edilmekte, ormanlar kesilmekte ve su kaynakları kirletilmektedir.
ALTIN MADENCİLİĞİ: DEVLETİN ALDIĞI PAY ŞAŞIRTICI DÜZEYDE DÜŞÜK
Mehmet Torun’un açıklamalarına göre, Türkiye'de altın madenciliğinden elde edilen gelirden devletin aldığı pay son derece düşük seviyelerde kalmaktadır. 2019'da Türkiye’de 39 ton altın üretildiğinde, devlet yalnızca 93.5 kilogramlık bir pay aldı. 2022'de ise üretilen 1 ton altından devletin aldığı pay yalnızca 9.5 kilogram oldu. Bu oran, devletin madencilikten elde edilen gelirden aldığı payın yüzde 1'in bile altına düşmesini gözler önüne seriyor.
MADENCİLİK SEKTÖRÜNDEKİ YÜKSEK TEŞVİKLER VE DÜŞÜK DEVLET PAYI
Türkiye’de madencilik şirketlerine sağlanan teşvikler, devletin madenlerden elde ettiği payı daha da azaltıyor. Yerli ve yabancı şirketlerin işlediği değerli madenlerden devlet hakkının yüzde 40’ı alınmamaktadır. Buna ek olarak, yer altı madenciliği yapan işletmelerin devlete ödediği payın yarısı alınmamaktadır. Bu durum, devletin doğal kaynaklardan elde ettiği payın neredeyse sıfıra yakın seviyelere çekilmesine neden olmaktadır.
MADENLERİN GERÇEK SAHİBİ KİM?
Torun, madenlerin tüm insanlığa ait olan doğal kaynaklar olduğunu vurgularken, kapitalist sistemin bu değerleri özel şirketlere devrettiğini ve gelecek nesillerin hakkını gasp ettiğini belirtiyor. Türkiye’nin maden kaynaklarını nasıl kullanacağı, bu kaynakların gerçek sahiplerinin kim olduğunu ortaya koyacak. Şeffaflık ve adaletin sağlanmadığı bir madencilik politikası, Türkiye’nin doğal kaynaklarını ve ekonomisini olumsuz yönde etkilemeye devam edecek.
TÜRKİYE, DOĞAL KAYNAKLARINA SAHİP ÇIKABİLECEK Mİ?
Türkiye’nin doğal kaynakları üzerindeki kontrolün küresel sermaye ve çok uluslu şirketler tarafından ele geçirilmesi, maden politikalarındaki eksiklikler ve zayıf devlet denetimi, bu kaynakların gerçek sahiplerine ulaşmasını engellemektedir. Türkiye, kendi topraklarında üretilen zenginliklere sahip çıkabilecek mi, yoksa bu kaynaklar uluslararası çıkarlar doğrultusunda mı kullanılacak? Bu sorunun cevabı, Türkiye’nin madencilik politikalarını nasıl şekillendireceği ile doğrudan ilgili."