Güçlerini ve küstah egolarını, masum ve sesini çıkarmayan mübarek kişilere çıkarıyorlar.
Ne mi yapıyorlar? Direkt olarak eşinize ve çocuklarınıza sizin üzerinizden tehdit ediyorlar.
"Söyleyin böyle şeyleri yazmasın. Başına bir takım şeyler gelebilir."
Kim mi söylüyor, ablaları veya imamları.
Değişmediler... Değişmeyecekler...
İçlerindeki ellerine geçiremedikleri güç üzerinden kin ve nefretlerini ve intikamlarını almak için sıralarını bekliyorlar.
BEKLESİNLER!!!
Zira bu millet kendi iradesi ile bu mankurtlaşmış zihniyeti hiçbir şekilde iktidara getirmeyecektir.
Gelelim bu başlığı neden attık? Niçin yazdık?
O gecenin kahramanlarından
Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı Paşa'nın HaberTürk'e yaptığı açıklamalardan anlıyoruz.
Gelin daha fazla lafı uzatmadan o anların, yaşayan canlı tanığından dinleyelim.
------------------
Bunlar başka bir kişiliğe bürünüyorlar, mankurtlaşıyorlar.
Genelkurmay karargahında bir amiral vardı. Onun daire başkanı ile konuşurken çok naif, bu nasıl asker olmuş, çok kibar, bundan asker olur mu diye şakalaştım.
Darbe gecesi Genelkurmay Karargahı'na giren halktan genç bir çocuğu kafasından vuruyor, kanlar akıyor, ayağıyla tekmeliyor bu aynı kişi, amiral.
Bir ekibi Akıncı'ya, bir ekibi Genelkurmay'a yolladım. Çok uğraş verdik. Bir kısmı teslim oldu, bir kısmı kaçtı.
Genelkurmay'da kamera kayıtlarına el koydum. Çoğunu imha etmişler. Dış kameraları unutmuşlar. Onları aldım.
Bir aylık zamanımız geçti. Kamera kayıtlarına baktığımızda 17 Temmuz'da darbede silahıyla etkin rol oynayan subayların Pazartesi günü üniformalarını giymiş, traşlarını olmuş, hiçbir şey olmamış gibi mesaiye geldiğini gördüm.
Bazı kamera kayıtlarında aktif rol oynayanları, Genelkurmay Karargahı ve Özel Kuvvetler'de.
Bunlarla mülakat yaptım. Yanıma da en az 2 personel alarak. Ondan sonra savcı, polis geldi. Kamera kayıtlarında çok aktif, saldırgan olanlar diyor ki,
"YİNE OLSUN YİNE YAPARIM" diyordu. Zihin yapısı bu...
Evet sözün özü bu. 7 yıl hatta ve hatta yıllar öncesinde hangi kafa ile bu toplumun içerisinde yaşadılar ise bugün hâlâ aynı zihin ile yaşıyorlar ve birgün bize de sıra gelecek diye hesaplaşmayı bekliyorlar.
Selâm ve dua ile
Bülent Ertekin
Haberturk
