Koronavirüs pandemisi etkisi altında bu sene iftar programları yapamayarak,camilerde cemaatle namaz kılamıyarak hüzünlü bir Ramazan'ı şerif ayı geçirdik.
Şimdi de pazar günü başlayan Ramazan'ı şerif Bayramını, evlerden çıkamayarak,ancak teknolojinin nimetinden faydalanarak,görüntülü telefonlarla ve bilgisayarlarla sevdiklerimizle hasret gidererek bayram coşkusunu yaşamaya gayret ediyoruz.
Böyle bir ortamda idrak ettiğimiz Ramazan'ı şerif Bayramınızı tebrik eder ve hayatınıza ve ailelerimize ve ülkemize hayırlar ve bereketler getirmesini dilerim.
İslam alemi böyle bir ortamda dört bir yanını saran hainlikler karşısında yılgın,umutsuz ve çaresizlik içinde, ancak manevi haz ve huzur dolu olarak Ramazan bayramını idrak ederken,
Ülkemiz salgın öncesi gibi kalkınma hamlelerine,salgın döneminde Başkanlık sisteminin verdiği avantajla ve güçlü liderinin yönetiminde hız kesmeden devam ediyor.
ABD ve AVRUPA'nın neredeyse evden çıkamadığı, yandık bittik narası attığı bu günlerde, bizde ise neredeyse hergün yeni yatırım ve açılış müjdeleri duyuyoruz.
Dünyada ABD ve AVRUPA dahil,bizimde ithal ederek ihtiyacımızı gidermeye çalıştığımız (şimdi ise bizim hızla yerli ve milli olarak ürettiğimiz)solunum cihazı sıkıntısı yaşanırken,
Biz bir ay gibi kısa süre içinde yerli ve milli olarak solunum destek ünitesini üretmeye başlayıp ihracınada başladık.
ABD ve AVRUPA'ya göre yoğun bakımlarımızı ve hastanelerimizi yeterli ve farklı yapan şehir hastanelerinin AVRUPA da dahil en büyüğünü Nisan ve Mayıs ayında iki bölümde açabiliyoruz.
Yetmiyor İSTANBUL'un iki yakasına 1000'er yataklı iki Acil
Müdahale Hastanelerini uçakların inmesine müsait alanlarda açabiliyoruz.
Havaalanı imkanları ile bu hastanelerde dışarıdan gelecek hastalara bakılarak, ülkemize döviz kazandırma imkanı yakalıyoruz.
Çok değil,Recep Tayyip Erdoğan dönemi öncesi biz hastalarımızın ah bir yurt dışında tedavisini ettirebilsek der, ülkemiz hastanelerine bulaşmaktan korkardık.
Dünyada Kovid-19 için aşı ve ilaç çalışmalarını yapabilen 10 ülkeden biriyiz ve inşallah başaran ülkelerden biri olacağız.
Şimdi Ülkemiz ve bilhassa İSTANBUL Uluslararası sağlık merkezi haline gelmiştir.
İnsaflı olan herkes, net olarak görecektir ki biz RECEP TAYYİP ERDOĞAN ile neredeeen nereye gelmişiz.
Trakya'yı Ege'ye bağlayacak olan Dünyanın büyüklükde sayılı köprüsü olacak Çanakkale köprüsündede çalışmalar hızla devam ediyor.
Bir günde bakıyoruz, dev bir eser olan Güney Doğunun gerdanlığı olacak ILISU BARAJI'nın ilk bölümü mütevazi bir törenle açılıyor. Bu eser 70 yıldır ülkemizin gündemini meşgul ediyordu.
PKK ve uzantısı olan partiler sırf lojistik yolları zarar görüyor diye, bölge halkını iş güç sahibi olur da artık kullanamayız korkusu ile hep engellediler.
Buna rağmen,üreteceği elektrik enerjisi ile ülkemize ve sulamada ise bölgedeki illerimize hayat verecek, tüm üniteleri ile çalışmaya başlayıncada ülkemize yılda 2,750 milyar katkı sağlıyabilecek olan ILISU BARAJI'nın ilk tirübünü bugünlerde açılabildi.
Ramazan ayının son gününde Tarım Bakanımız tarafından açılan Urfa Ceylanpınar Sulama Projesi ile toplam 60 bin dekar zirai araziye can suyu verecek olan TİGEM projesi ile iki yılda bir ürün yerine yılda iki ürün alınacak ve ülkemize 4 kat kar getirecek bir proje uygulamaya geçiriliyor.
Yerli otomobilde ise takvim aksaksız işliyor.
Savunma sanayimizin göz bebeği olan, CHP ve HDP'nin rahatsızlık duyduğu, TÜRK SİHA'ları,terör örgütlerinin inleri olan,KUZEY IRAK ve KUZEY SURİYE'den sonra LİBYA'da da destan yazıyor.
Akdeniz'deki çıkarlarımıza engel olmak uğruna, Yunanistan, GKRK, Fransa, Mısır, Suriye,Rusya, Suudi Arabistan, BAE, İsrail koalisyon yapmış LİBYA'dan bizi çıkarmak ve kuklaları HAFTER'i başa geçirmek için tüm güçlerini seferber etmişler ama TÜRKİYE ve KATAR'ın desteklediği Meşru LİBYA hükümetinin ordusu TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN organizesi ve imkanları ile başka bir destan yazıyor.
9 ülkenin desteğini alan darbeci HAFTER güçleri, Meşru hükümetin başkentine kadar gelmiş ve başkentinide muhasara altına almıştı.
İşte böyle bir ortamda Meşru LİBYA Hükümeti TÜRKİYE'mizle deniz kıta sahanlığı ve savunma işbirliği anlaşmaları yaptı ve o günden sonra sahada her şey değişmeye başladı.
Evvela darbeci HAFTER durduruldu ve şimdi ise her gün işgal ettiği yerleri bir bir bırakmakta ve hızla geri çekilmektedir.
Bu destanın başrolündeki TÜRK SİHA'ları ve Milli Yerli Silah Sistemlerimiz ise dünyada gündem olmuştur.
F-35 savaş uçaklarının tedarik zincirinden Mart ayında çıkarılacağımızı geçen yıl ilan eden ABD,
Şimdi ise F-35 lerde TÜRKİYE'ye mahkum olduğunu yüksek sesle dillendiriyor.
Yani çark ediyor ,evet evet çark ediyor.
Yerli ve milli uçak gemimiz ANADOLU ise Denizlerdeki vazifesi için gün sayıyor.
YUNANİSTAN ise şimdiden panik ve şaşkınlık yaşıyor.
Kısaca, güçlü ve kararlı bir milli kaptanla ülkemiz böyle ortamlarda bile hızla kalkınmasını ve büyümesini devam ettirerek dünyada parmakla gösterilen ve her gün gücünü artıran bir ülke olmayı başarmıştır.
Büyüğüm diyenlerin cüce hali,
Ülkemizin kendine gelen güveni ve heybeti, tüm dünyada hayret ve hayranlıkla izlendi.
Ülkemde ise birbirine düşman olanlar,
ERDOĞAN düşmanlığında birleştirildikleri için bakar kör, görür ama görmez oldular.
Erdoğan düşmanları minareden çıkan provaksiyon kokan müzik yayınlarına bile sağır oldular.
Neden sağır kalırlar bilinmez ama hala ERDOĞAN'a saldırmaya,
hergün başka bir iftira ile karalamaya utanmadan sıkılmadan elbirliği devam ediyorlar.
Ha birde elbirliği ile hala Diktatör demeyide ihmal etmiyorlar.
Editör: TE Bilisim