Ertuğrul açıklamasında; “Kalp yetmezliğinin pek çok tipi önlenebilirdir ve hastaların yaşam kalitelerini ve genel sağ kalım oranlarını iyileştirmek mümkündür. Özellikle son yıllarda kalp yetmezliği için kullanılan ONEPTUS isimli ilaç hastalara umut olmuştur. Yayınlanan bilimsel araştırmalarda, ilacın düşük ejeksiyon fraksiyonunu yükselttiği ve hastalığa bağlı hastaneye yatış ve mortaliteyi ciddi şekilde düşürdüğü test edilmiştir. Türk Kardiyoloji Derneği’nin verilerine göre kalp yetmezliği için kullanılan ONEPTUS adlı ilaç Türkiye’de Nisan 2017 tarihinden itibaren hastaların kendileri tarafından ücreti karşılanarak eczanelerden satın alınıp kullanılmaya başlanmıştır. Ancak SGK tarafından geri ödeme listesine alınmamış olması ve maliyetli bir ilaç olması nedeniyle birçok vatandaşımızın ilaca erişimi mümkün olmamaktadır.
Ağırlıklı olarak kalp yetmezliği hastalığından muzdarip olan kesimin büyük bölümünün emekliler olduğu düşünüldüğünde; ayda 10.000 TL emekli maaşı alan bu vatandaşlarımızın ilacın ücretini karşılamalarının imkansız olduğu aşikardır. Bu nedenle kalp yetmezliği hastaları ve yakınları, ilacın SGK tarafından karşılanması için kampanyalar başlatmış fakat bu konuda Bakanlıktan herhangi bir yanıt alamamışlardır. Kalp yetmezliğine sahip dar gelirli vatandaşların, ilaca erişimini SGK geri ödeme kapsamına almayarak engellemek yaşam hakkına müdahale değil midir?
Önergemize konu olan ONEPTUS adlı ilaç gibi vatandaşlarımızın geri ödeme listesine alınmasını beklediği daha birçok ilaç var. Örneğin, ölümcül kızamık virüsü SSPE hastalığının tedavisinde hayati öneme haiz VELP isimli ilaç bunlardan biridir. Keza birçok kanser hastasının ilaca erişimi ancak mahkemelerdeki dava süreçlerinden sonra mümkün olmakta hatta çoğu kez kesinleşmiş mahkeme kararları olmasına rağmen SGK tarafından bu ilaçlar vatandaşlara verilmemektedir. Bugün Tıp Bayramı. 14 Mart’ın bizler için gerçek bir bayram olabilmesi için sorunların çözümüne yönelik mücadelemizi sürdürüyoruz. Sağlık hizmetlerinin, anayasamızda da yer alan sosyal devlet anlayışının en temel ilkelerinden biri olduğu düşüncesi ile her vatandaşımızın bu hizmeti ücretsiz, nitelikli ve kaliteli bir şekilde almaya hakkı vardır. Bunun mümkün olabilmesi ise karar alma yetkisine sahip hükümetin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi ile olanaklıdır. Biz bu 14 Mart’ta vatandaşlarımızın ilaca erişim sorununun çözüldüğü ya da en azından bir yol kat edildiği, sağlık çalışanlarımızın, hekim meslektaşlarımın sorunlarının çözüldüğü bir ülke haline gelmiş olmayı arzulardık. Ancak mevcut iktidar ülkede her alanda olduğu gibi hayati önem arz eden sağlık alanında da tek bir adım ileri gidememektedir. Vatandaşımıza ihtiyacı olan sağlık hizmeti ancak parası olduğunda sunulur hale gelmiştir. Ülkede sağlık sektörü adeta bir ticarethaneye dönüşmüş durumdadır.
Ancak bizler, her koşulda vatandaşımızın sesi olmaya devam edeceğiz. Bu vesile ile iyi günde, kötü günde, depremde, afette, her türlü zorlu şartta görevlerini yapan meslektaşlarımın 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutluyorum. Hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın ülkelerinden gitmek zorunda kalmadığı, şiddetin olmadığı bir sağlık sistemini sağlayana kadar mücadelemiz devam edecek. Vatandaşlarımızın, eşit ve ücretsiz şekilde ilaca ve sağlık hizmetlerine erişimleri sağlanana dek mücadelemiz devam edecek.” Dedi.
Ertuğrul, önergesinde Bakan Fahrettin KOCA’ya şu soruları yöneltti:
1) ONEPTUS ilacının kalp yetmezliği hastalığı için büyük öneme sahip olması ve yaklaşık 7 yıldır Türkiye’de de kullanılıyor olmasına rağmen geri ödeme listesine alınmamasının sebebi nedir?
2) Kalp yetmezliği yaşayan hastalar için hayati önem taşıyan ONEPTUS ilacı SGK geri ödeme listesine alınacak mıdır?
3) Bu ilacın muadili olan ve SGK listesinde yer alan başka bir ilaç var mıdır?
4) Kalp yetmezliğinden korunmayı desteklemek için bir programınız var mıdır?
5) İlacın kronik kalp yetmezliği olan erişkin hastalarda kalp ve damar hastalıkları kaynaklı ölüm ve kalp yetmezliği nedeniyle hastaneye yatış ve mortalite riskini azalttığı bilinmektedir. Bu durumda ilacı maddi imkansızlıklar nedeniyle alamayan hastalar ölüme mi terk edilmiştir?