İBB BAŞKANI,
DEPREM BÜTCESİNİ YÜZDE 60'A VARAN ORANDA DÜŞÜRMÜŞ,
KONSER ÖDEMELERİNİ ARTIRMIŞ...
Deprem kelimesini duymak bile insanımızı huzursuz etmeye yetiyor.
6.8 şiddetindeki Elazığ merkezli deprem, bölge insanını huzursuz etmesi yanında yeni acılar ve yeni kayıplar yaşamasınada sebeb oldu.
Bütün ülke sathında ise birlik ve beraberliğin, dayanışma ve yardımlaşma duygularının zirve yaptığına şahit olduk.
Bu depremde Hükümetimizin yıldırım gibi hızla ve halkının hizmetinde olarak,
yaralarına merhem olması,
acılarını paylaşabilmek için devletin bütün kurumlarının seferberlik içindeki çabaları,
dertlerine çare bulunan ve her derdiyle derdlenilen bölge halkımızın geleceğe mutlu,umutlu ve gururla bakmasına yetti.
***********
Gençlerimiz hatırlamaz ama biz şimdi 1999 yılındaki Marmara depremi ve sonrasını bir hatırlamaya çalışalım;
Gece 03.00 civarında deprem olmuş.
Başbakanımız rahatsız olmasın diye uyandırılmamış bile,
Haftalar geçmiş deprem bölgelerindeki enkaz altındakileri çıkarma işlemi tamamlanamamış.
Tecrübeli kurtarma ekipleri yok gibi,halk çaresiz ve ilkel metotlarla canhıraş bir gayretle enkaz altındaki yakınlarını kan revan olmuş çıplak elleriyle çıkarmaya çalışıyor.
Enkaz kaldıranlar ekipler mikrofonlardan ne olur, ellerimize eldiven, ağızlarımıza maske ve içmek için suyumuzu bulundurun.
Biz gece gündüz çalışacağız, kayıplarımızı bulup çıkaracağız diyorlardı.
Aylar hatta yıllar geçer hala enkaz tam kalkmamıştır.
O günkü hükümetimiz ise deprem bölgelerine yardım yapacağız diye A dan Z ye her şeye deprem vergisi koymuştu.
Deprem bölgesinde ki insanımız ise çaresiz ve umutsuzca,sahipsiz kalmışlık duygusu ile çırpınır dururdu.
İşte bu acılar daha sarılmadan 2002 yılı Şubat ayında pazar sabahı,
Afyonkarahisar Sultandağı merkezli 6.00 şiddetinde, şimdi sıradan kabul ettiğimiz bir depremle ülkemiz yine sarsıldı.
1999 depreminden ders çıkarmışızdır diye ümitlenirken,
yaşanan sıkandallar hala o günkü gibi tazelikle akıllardadır.
Deprem bölgesinde kriz masası kurulmuş,
Yetkililer 20.000 civarında çadır ihtiyaçları olduğunu belirtmiş,
Ancak hafta sonuna doğru 3.000 çadır gelmiş.
Sıkı durun gelen çadırlar da yazlık çıkmıştı.
Ankaradan gelen üç kamyon yardımda ise katalitik soba, battaniye ve gıda vardı.
Altı üstü üç kamyonluk yardım,
kış ayında azda olsa gelen yazlık çadır,
Bu kadarı bilede depremden 3-5 gün sonra ancak gelebilmiş.
Deprem evleri için verilen sözler tutulamamış.
Kalıcı konut için 15-20-30 yılda bile teslim edilemeyen sözler verilmiş.
***********
Sonraki yıllarda RECEP TAYYİP ERDOĞAN hükümetleri dönemindede deprem felaketleri yine hep oldu ve olmaya devam ediyor.
Ancak deprem öncesi alınan önlemlerle artık 6.4 lere kadar çok şükür insan kaybımız olmuyor.
Deprem sonrası ise yapılan hazırlıklar son derece profesyonelce olmaya başlanmış.
İlgili Bakanlarımız anında deprem bölgesinde oluyor.
Koordinasyon mükemmel.
Devlet bütün imkanlarını seferber edip,
AFAD'I,KIZILAY'I,
UMKE'Sİ,AKUT'U,JAK'I ve İTFAİYE'Si ile elbirliği ederek afetzedelerin sıkıntılarına çare oldu.
İnsanımız devletinin şefkatini görünce mutlu oluyor, devleti ile gurur duyuyor.
Cumhurbaşkanımız yurt dışı ziyaretlerine rağmen ELAZIĞ VE MALATYA'DA deprem alanında hemen halkı ile buluşuyor.
Oturduğu yerden ahkam kesen değil, sahada ihtiyacı görerek krizi yöneten lider olduğunu gösteriyor.
Verdiği sözleri, söz olsun diye vermediğini bizzat sözünün takipçisi olduğunu gösteriyor.
Şu ana kadar sözlerini hep tutması, insanımızın şahsına olan itimadını, sevgisini, saygısını arttırıyor.
2011 yılındaki Van depreminde bir yıl içinde 10.000 üzerinde kalıcı konutu teslim edeceğiz dedi.
Bir yıl içinde 15.000 konut teslim edildi ve ertesi yıl teslim edilen konut sayısı 25.000 oldu.
Depremle yerle bir olan Bingöl kısa sürede modern bir şehir olarak yeniden inşa edildi.
2011 yılındaki depremde yıkılan Kütahya'nın Simav ilçesinde yıkılan 1000 e yakın konut 6 ayda tamamlanıp sahiplerine teslim edildi.
En son 2017 Şubat'ta Çanakkale Ayvalık'ta depremde zarar gören konutların yerine, yüzlerce konut bir yıla kalmadan tamamlanıp vatandaşa teslim edildi.
Şimdi de devletimiz çok hızlı bir şekilde depremde zarar gören konutların yerine binlerce daimi konut yapımına hızla başlanacağı, bir yıl bitmeden ihtiyaç sahiplerine teslim edileceği bölgedeki bakanlar tarafından bildirildi.
İşte böyle bir liderimiz ülkemizi yönetiyor(Diğer islam ülkelerini bir düşünürsek kıymetini daha iyi anlarız.).
Çok değil 2002 öncesi ahvalimizi düşününce daha iyi anlarız.
Çok şanslıyız.
Ya böyle felaketlere vurdum duymaz, özel hayatım hakkımdır, halkın buna alışması lazım mantığında olan,
Başkanı olduğu şehri sel bastığında benimde tatil yapma hakkım var anlayışı ile Bodrum'a tatile gitme hakkını kullanan biri başkanımız olsaydı,
Allanıp pullanıp proje reklamlarla, yapsandan yapmasanda her şeyi vaad et ve yeter ki oyu al kampanyaları ile ülkemizin başında oluverse idi,
Aslına rücu eder ülkemizdeki herşey 2002 yıllar öncesine dönerdi herhalde...
**********
Devletin aleyhinde olan her işe hemen koşan Kılıçdaroğlu bir hafta boyu deprem bölgesindeki insanımızın yanında olamamış, sonra ise sanki cımbızla kusur bulmak için oralara gitmek zorunda kalmış.
Eh kendinden sonra yerine hazırlanan İMAMOĞLU'da kayak yapmaya geçerken uğramış yetmez mi..?
İMAMOĞLU kayak yaparken İSTANBULLULAR'da bir müjde almış,
DEPREM bütçesinde (tasarruf maksadı ile) 60 a varan tasarruf kararı alınmış.
Konserler için ise hatırı sayılır bütçe ayrılmış, gözünüz aydın İSTANBULLULAR.
Siz bu zihniyeti seçim zamanı yine görün,
Neler neler yumurtlayacaklar neler,
Yıllardır cumhuriyet elden gidiyor diye kandırdıkları İZMİRLİLER,
Son seçimde gün görmemiş yalanlarla her şey güzel olacak algısı ile inandırdıkları İSTANBUL ve ANKARA onlara ümit oldu.
Seçim dönemi söyle yalanı, Al Makamı,
Seçim bitince ise zaman,eğlence zamanı.
Öyleyse seçim zamanı yapılan vaadlere değil,
Sözü söyleyenin dünkü yalanlarına bakalım,
Bakalım ki tekrar aldanan olmayalım.
|
|
Editör: TE Bilisim