" width="560">
Mevlid gecesi
Sual: Mevlid kandilinin dinimizdeki yeri nedir ve niçin kutlama yapılmaktadır?
Cevap: Mevlid gecesi; Rebî'ul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir. Dünyadaki bütün insanlara Peygamber olarak gönderilen, Muhammed aleyhisselamın doğduğu gecedir. Bu gece, Kadir gecesinden sonra, en kıymetli gecedir. Bu gece, Peygamber efendimiz doğduğu için sevinenler affolur. Bu gece, Resulullah efendimizin doğum zamanlarında görülen hâlleri, mucizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevaptır. Kendileri de anlatırdı. Bu gece, Eshab-ı kiram da, bir yere toplanıp, okurlar, anlatırlardı. Bütün Müslümanlar da, her sene, bu geceyi, mevlid kandili olarak kutlamakta, her yerde mevlid kasideleri okunarak Resulullah efendimiz hatırlatılmaktadır. Erbil sultanı Ebû Sa'îd Muzaffer-üd-dîn Kükbûrî bin Zeyneddîn Alî, mevlid gecelerinde şenlikler yapar, ikram ve ihsanlarda bulunurdu.
Mevlid, doğum zamanı demektir. Rebî'ul-evvel, ilkbahar demektir. Peygamber efendimiz, nübüvvetten sonra, her yıl, bu geceye ehemmiyet verirdi. Her Peygamberin ümmeti, kendi Peygamberinin doğum gününü bayram yapmıştı. Bugün de, Müslümanların bayramıdır, neşe ve sevinç günüdür.
" width="560">
Âdem aleyhisselam ve her şey, Onun şerefine yaratılmıştır. Arş ve gökler, Cennetler üzerine, mubarek ismi yazılmıştır. Ona Muhammed adını, dedesi Abdülmuttalib koydu. Onun adının yeryüzüne yayılacağını, herkesin Onu medhedeceğini rüyada görmüştü. Muhammed, çok medholunan demektir.
Resulullah efendimiz, mevlid gecelerinde Eshabına ziyafet verir, dünyaya teşrif ettiği ve çocukluğu zamanında olan şeyleri anlatırdı. Hazret-i Ebû Bekir, halife iken, mevlid gecesinde, Eshab-ı kiramı toplayıp, Resulullah efendimizin dünyaya teşrifindeki olağanüstü hâlleri konuşurlardı.
Doğum gününe önem vermeyi Hıristiyanlar, Müslümanlardan öğrenip almışlardır. Dünyanın her yerindeki Müslümanlar, Peygamber efendimizin ve Eshab-ı kiramın yaptıkları gibi, mevlid gecesinde, Resulullah efendimizi anlatan kitapları okurlar ve bu şerefli gecede şenlik yapar, sevinirlerdi. İslam âlimleri, bu geceye çok önem vermişlerdir. Bu geceyi bütün mahluklar, melekler, cin, hayvanlar ve cansız maddeler, birbirlerine müjdelemekte, Resulullah efendimiz dünyaya teşrif etti diye sevinmektedirler. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri;
“Mevlid okunan yerden belalar, sıkıntılar gider” buyurmuştur. Mevlidi, şiir olarak okumanın, daha tesirli ve faydalı olduğu kitaplarda yazılıdır.
Sual: Mevlid nedir, bid’at midir?
CEVAP
Mevlid, doğum zamanı demektir. Mevlid gecesi, Rebiul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir. Peygamber efendimizin doğum günü, bütün Müslümanların bayramıdır.
Resulullah dünyaya gelince, amcası Ebu Leheb’in cariyesi Süveybe, (Kardeşin Abdullah’ın oğlu oldu) diyerek kendisine müjde getirince, sevinmişti. (Ona süt vermek şartıyla, seni azat ettim) demişti. Bunun için, Ebu Leheb’in, her mevlid gecesinde, azabı biraz hafifler. Mevlid gecesi sevinen, o geceye kıymet veren müminler pek çok sevab kazanır. Hâfız Muhammed ibni Cezeri Şafii diyor ki: (Ebu Leheb’e rüyada hali sorulduğunda, çok azap çekiyorum. Ancak, Resulullahın dünyaya gelişini müjdeleyen cariyemi sevincimden azat ettiğim için, her yıl, Rebiul-evvel ayının 12. geceleri, azabım hafifliyor) dedi. Ebu Leheb gibi azgın bir kâfirin azabı hafifleyince, O yüce Peygamberin ümmetinden olan bir mümin, Onun doğduğu gece sevinir, malını uygun yerlere dağıtır, ziyafet verir, böylece, Peygamberine olan sevgisini gösterirse, Allahü teâlâ onu Cennetine sokar. (M. Nasihat)
Resulullah efendimiz, mevlid gecelerinde Eshab-ı kirama ziyafet verir, dünyayı teşrifindeki ve çocukluk zamanındaki şeyleri anlatırdı. Hazret-i Ebu Bekir de, halifeyken, Eshab-ı kiramı toplar, Resulullah efendimizin doğumundaki olağanüstü hâlleri konuşurlardı. Bu gece, Resulullahın doğum zamanında görülen hâlleri, mucizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevaptır. Bugün veya ertesi gün oruç tutmakta mahzur yoktur. Tutmak iyi olur, sevab olur. İslam âlimleri mevlid gecesine çok önem vermişlerdir. Hazret-i Mevlana, (Mevlid okunan yerden belalar gider) buyurmuştur. Mevlid gecesi, Kadir gecesinden sonra en kıymetli gecedir. Hatta Mevlid gecesi Kadir gecesinden de kıymetlidir diyen âlimler de vardır.
El-mukni, el-miyar ve Tenvir-ül-kulub kitaplarında Mevlid gecesinin Kadir gecesinden kıymetli olduğu bildiriliyor. (Ed-dürer-ül-mesun)
(Allah, bir kimseye söz ve yazı sanatı ihsan ederse, Resulullahı övsün, düşmanlarını kötülesin) hadis-i şerifine uyularak, asırlardır mevlid kitapları yazılmış ve okunmuştur. Resulullah efendimizi öven çeşitli mevlid kasideleri vardır. Meşhur olan ve Türkiye’de her zaman okunan Mevlid kasidesini Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Bunların asr-ı saadetten sonra yazılması, bid’at olmasını gerektirmez. Çünkü Resulullahı övmek ibadettir. Her zaman Onu övücü kasideler, yazılar yazılabilir. Onları da okumak bid’at değil, sevap olur. Mevlid-i şerif okumak, Resulullahın dünyaya gelişini, miracını ve hayatını anlatmak, Onu hatırlamak, Onu övmek demektir. Her müminin, imanı gereği Resulullahı çok sevmesi gerekir. Çok sevmek kâmil müminin alametidir. Buhari’deki hadis-i şerifte, (Beni ana baba, evlat ve herkesten daha çok sevmeyen, mümin olamaz) buyuruldu. Mevlid okumak değil, mevlidde dine aykırı şeyler yapmak günahtır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir şeyi çok seven, elbette onu çok anar.) [Deylemi] (Resulullahı seven de onu çok anar.)
(Peygamberleri anmak, hatırlamak ibadettir.) [Deylemi] (Bu ibadeti, şiir olarak söylemek daha tesirli olur. Resulullah efendimizin şairleri, camide, Resulullahı öven ve kâfirleri kahreden şiirler okurlardı.)
Bunlardan Hassan bin Sabit hazretlerinin şiirlerini çok beğenirdi. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem, mescide bu şair için bir minber koydurdu. Hassan bin Sabit hazretleri minbere çıkar, düşmanları kötüler, Resulullahı överdi. Resulullah efendimiz de buyurdu ki:
(Hassanın sözleri, düşmanlara ok yarasından daha tesirlidir.) [M. Nasihat]
Bu husustaki hadis-i şeriflerden ikisi de şöyle:
(Allahü teâlâ, Resulünü övmek ve müdafaa etmek hususunda Hassanı, Ruh-ül-kuds [Cebrail aleyhisselam] ile takviye etmektedir.) [Buhari]
Peygamber efendimiz, şairin söylediği şiiri beğenip (Dişlerin dökülmesin) diye dua etmiştir. (Hakim)
Şiir hakkında hadis-i şeriflerden birkaçı da şöyle:
(Şiir, öyle bir sözdür ki, güzeli daha güzel, çirkini daha çirkindir.) [Buhari]
(Büyüleyici sözler gibi, hikmetli şiirler de vardır.) [Ebu Davud]
(Bazı şiirler elbette apaçık bir hikmettir.) [Buhari]
Vehhabiler, mezhepsizler, Resulullah efendimizi öven ve ondan şefaat isteyen Müslümanlara müşrik damgasını basıyorlar. Bunu açıkça söyleyemedikleri için, mevlide bid’at diyorlar. Resulullahı övmek bid’at olmaz. Bu övgüden ancak, Allah’ı ve Resulünü sevmeyen rahatsız olur; çünkü Allahü teâlâ Onu övmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.) [Enbiya 107]
(Biz seni bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.) [Sebe 28]
(Senin için bitmeyen, sonsuz ecir vardır. Elbette sen, en büyük ahlak üzeresin.) [Kalem 3-4]
Rabbin sana [çok nimet] verecek, sen de razı olacaksın!) [Duha 5]
(Allah ve melekleri, Nebiye salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin.) [Ahzab 56]
Erkek kadın karışık olmadan, çalgı ve başka haram karıştırmadan, Allah rızası için mevlid okumak, salevat-ı şerife getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, Mevlid gecesinin şükrünü yerine getirmek müstehabdır. (Nimet-ül kübrâ, Hadika, M. Nasihat)
Doğum gününe önem vermeyi hristiyanlar, müslümanlardan öğrenip almışlardır.
Mevlid okumanın kıymetli bir ibadet olduğunu bildirmek için İslam âlimleri çeşitli dillerde kitaplar yazmışlardır. Bunlardan on tanesi, Keşf-üz-zünunda bildirilmektedir.
İbni Hacer-i Hiytemi hazretlerinin En-Nimet-ül-kübra isimli mevlid kitabı ile imam-ı Süyuti hazretlerinin Erreddü ala men enkere kıraetel mevlid-in-Nebi kitabı meşhurdur.
Resulullah efendimizi çok övmek, mahlûkların en üstünde olduğunu söylemek, Allahü teâlânın, sevgili Peygamberine verdiği üstünlükleri saymak ve Ondan şefaat istemek, büyük ibadettir. Buna karşı koymak, koyu bir cahillik, pek çirkin bir inattır. Resulullahı övmek, anmak lazım geldiğine delil olarak, Ahzab suresinin (Allah ve melekleri, Nebiye salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin) mealindeki 56.âyet-i kerimesi yetmez mi?
İslam âlimleri buyuruyor ki:
Mevlid gecelerinde toplanarak, mevlid kasidesi okumak, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, o gecenin şükrünü yerine getirmek müstehaptır. Salihlere elbise ve benzeri hediye vermek, bu geceye hürmet etmek olur. Bunları Allah rızası için yapmak çok sevap olur. (İbni Battal maliki)
Mevlid cemiyetinde, salihleri toplayıp, salevat okumak, fakirleri doyurmak, her zaman sevaptır. Fakat, bunlara çalgı gibi haram karıştırmak büyük günah olur. (Allame Zahirüddin bin Cafer)
Mevlid cemiyetinde, sadaka, hediye vermek, neşe ve sevinç göstermek, haram karıştırmadan mevlid kasidesi okutmak çok sevap olur. (Allame Nasirüddin)
Haram şeyler karıştırmadan mevlid cemiyeti yapmak müstehaptır. (S.ibni Mace şerhi)
Pazarlık etmeden, sırf Allah rızası için hatim veya mevlid okuyan hâfızın, okutanın verdiği hediyeyi alması caiz olur. Kur'an okuyup hediye almayı meslek haline getirmemelidir! Zira âdet haline gelen hediye, şart edilen ücret gibidir. (Dürr-ül muhtar)
Ücretle okunan Kur'andan ölüye sevap hasıl olmaz. (Hidaye)
Mevlid okuturken
Sual: Tam İlmihâl’de, Mektubat-ı Rabbânî’den alınan bir mektupta, (Zamanımızın Müslümanları, farzları bırakıp, nafile ibadetlere sarılıyor. Nafile ibadetleri yapmaya [mesela, kadın erkek karışık olarak mevlid okutmaya, cami yapmaya, sadaka ve hayrat yapmaya] ehemmiyet verip, farzları hafif ve ehemmiyetsiz görüyorlar) deniyor. Kadın erkek karışık mevlid okutmak günah iken, niye nafile ibadetler arasında sayılıyor?
CEVAP
Nafile ibadetler arasında sayılmıyor. S. Ebediyye’nin birçok yerinde, kadın erkek karışık mevlid okumanın günah olduğu bildiriliyor. Burada, farzın önemi anlatılırken, mevlid okutmanın nafile ibadet olduğu bildiriliyor. Farzı bırakıp nafileyle meşgul olmanın yanlışlığı açıklanırken, üstelik bir de kadın erkek karışık yapılarak, haram karıştırıldığı vurgulanıyor. Yani haram işlemeye nafile ibadet denmiyor.
Sual: Mevliddeki (Habibim sana aşık olmuşam) ifadesi caiz mi?
CEVAP
Evet. Şimdi nefsin şehvani arzularına aşk deniyor. Dinde ise, fazla sevgiye denir.
Sual: Kadın kadına mevlid okur mu?
CEVAP
Evet. Erkekler duyarsa caiz değildir.
Sual: Mevlidde (Doğdu ol saatte...) denirken ayağa kalkılır mı?
CEVAP
Mahzuru olmaz.
Sual: Yılbaşı gecesi, toplanıp mevlid okumak uygun mu?
CEVAP
Uygun değil. Bu gecede de, her gece ne yapılıyorsa aynı şeyler yapmalı, farklı bir şey yapmamalı.
Sual: Mevlid münasebetiyle Peygamber aşırı övüldü. “O da bir beşer [insan] idi, Kur’anı getirmekle görevi bitti. Aşırı övmek şirk değil mi?
CEVAP
O, ilah değildi, elbette beşer idi, ama “Seyyid-ül-beşer” idi, bütün insanların efendisi idi. Hiç kimse Onu Allahü teâlânın övdüğü kadar övemez. Bu övgüden de ancak başka dinde olan rahatsız olur.
Hatırlatma: Bazı Hristiyan fırkaları, doğum günü kutlamazlar. Doğum günü kutlamasına yaratıklara tapınmak derler. Selefiyeciler de doğum günü olan mevlidi bid’at sayar, Peygambere tapmak derler. Bunların, Hristiyanlarla bu benzer inanışlarında bir sebep olması gerekir.
Sual: İslamiyet’in emretmediği bir şeyi ibadet olarak, sevab kazanmak niyetiyle yapmak bid’at olduğunu göre, mevlid okumak bid’at değil midir?
CEVAP
Hadis-i şerifte, (Beni övmek ibadettir) buyuruluyor. Resulullahı övmek, bid’at değil ibadettir. Mevlid kandilinde, Peygamber efendimizin doğum zamanlarında görülen halleri, mucizeleri okumak, dinlemek çok sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı kiram da bir yere toplanıp, okurlar ve birbirlerine anlatırlardı.
Mevlid okunurken bid’atler işlenmesi, mevlidi ibadet olmaktan çıkarmaz. Bugünkü şekliyle yapılan Mevlid cemiyetlerinin çoğu bid’attir. Kadın erkek karışık oluyor, hatta teganni yapılıyor. Mevlide Kur’an-ı kerimden daha çok öncelik tanınabiliyor. Çalgı eşliğinde okuyanlar da var. Bunları ibadet olarak görmek yanlıştır. Bu yanlışlara bid’at denecek yerde, mevlidin aslına bid’at demek yanlış olur.
Nitekim devir-iskat işine de bid’at diyenler oluyor. Bugünkü yapılış şekli uygun değil diye, devir-iskat yapmaya bid’at denemez.
Mevlide bid’at diyenler, (Bugünkü mevlidlere çok bid’at karıştırılıyor) deseler doğru olur, ama Vehhabiler işin aslını inkâr ediyorlar. Peygamber efendimizin övülmesine tahammül edemiyorlar.
Doğum ve vefat günü
Sual: Peygamber efendimizin doğum günü olan Mevlid kandili biliniyorsa da, vefat ettiği gün genelde bilinmiyor. Sebebi nedir?
CEVAP
Doğum sevinç günüdür, Mevlit kandili yapıldığı için, çok kimse doğum gününü biliyor. Vefat, üzüntü günüdür. Dinimizde matem yoktur. Vefat gününü anlatıp üzülmeye sebep olunmadığı için çok kimse vefat gününü bilmiyor.
Resulullah efendimiz, 571 senesi Nisan ayının yirmisine rastlayan, Rebiül-evvel ayının on ikinci pazartesi gecesi, sabaha karşı, Mekke’de doğdu. 632’de Rebiül-evvel ayının on ikinci pazartesi günü öğleden evvel 63 yaşında vefat etti.
Mevlid gecesi sevinen, o geceye kıymet veren müminler pek çok sevab kazanır. Bir mümin, onun doğduğu gece sevinir, malını uygun yerlere dağıtır, ziyafet verir, böylece, Resulullah'a olan sevgisini gösterirse, Allahü teâlâ onu Cennetine sokar. (M. Nasihat)
Mevlid gecesinde, Peygamber efendimiz doğduğu için sevinenlerin günahları affedilir. Mevlid gecesinde, Resulullah’ın doğduğu zaman görülen hâlleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevabdır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı kiram da, toplanıp anlatırlardı. (S. Ebediyye)
Mevlid kasidelerini okumak, dinlemek
Sual: Peygamber efendimizin hayatını, doğum zamanındaki hâlleri, anlatan şiir şeklindeki kasideleri okumanın, okutmanın ve dinlemenin, dinimiz açısından bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Dünyanın her tarafındaki Müslümanlar, her sene, Peygamber efendimizin dünyayı şereflendirdiği geceyi, mevlid kandili olarak kutlamakta, bu gece ve her zaman Mevlid kasideleri okunarak Resûlullah efendimiz hatırlatılmaktadır. Hadîs-i şerifte;
(Allahü teâlâ bir kuluna yazı ve söz sanatı ihsan ederse, Resûlullahı övsün, düşmanlarını kötülesin!) buyuruldu.
İslâm memleketlerinde mevlid kasidelerinin okunması, bu hadîs-i şerifteki emre uygun bir ibadet olmaktadır. Mevlid okumaya karşı gelen bir kimse, Resûlullah efendimizin ve Eshâb-ı kiramın yaptıkları bir şeyi beğenmemiş olduğu gibi, bu hadîs-i şerife de karşı gelmektedir. İbni Battâl mâlikî hazretleri buyuruyor ki:
“Mevlid gecesinde sadaka vermek, Müslümanları toplayıp caiz olan şeyleri yedirmek, caiz olan şeyleri okutup dinletmek, salih kimseleri giydirmek, bu geceye hürmet etmek olur. Bunları Allah rızası için yapmak caizdir ve çok sevap olur. Bunları yalnız fakirler için yapmak şart değildir. Fakat, muhtaç olanları sevindirmek daha sevap olur. Zamanımızda olduğu gibi, toplantıda sarhoş edici şeyler kullanılırsa, kadın erkek karışık olursa ve şehveti tahrik eden şiir ve şarkılar okunursa, çalgı, ney, dümbelek gibi lehv aletleri çalınırsa, çok günah olur.”
Böyle haram şeyleri, ibadet olarak ve ibadet arasında yapmanın günahı kat kat ziyade olur. Böyle haramlara, "İslâm müziği" diyenlere aldanmamalıdır. Abdil-Melik Kettânî hazretleri de buyuruyor ki:
“Mevlid günü ve gecesi, mübecceldir, mukaddestir, mükerremdir. Şerefi, kıymeti çoktur. Resûlullah efendimizin varlığı, vefatından sonra, Ona tabi olanlar için, kurtuluş vesilesidir. Onun mevlidi, doğumu için sevinmek, Cehennem azabının azalmasına sebep olur. Bu geceye hürmet etmek, sevinmek, bütün senenin bereketli olmasına sebep olur. Mevlid gününün fazileti, cuma günü gibidir. Cuma günü, cehennem azabının durduğu, hadîs-i şerifte bildirildi. Bunun gibi, mevlid gününde de azap yapılmaz. Mevlid geceleri sevindiğini göstermeli, çok sadaka, hediye vermeli, davet olunan ziyafetlere gitmelidir.”
Haram işlenen, haram bulunan toplantılara gitmemeli, haram işlemekten ve haram işleyenlerin arasına karışmaktan ve ibadetlere haram karıştırmaktan çok sakınmalıdır.
Mevlid okumak ibadettir
Sual: Mevlid okunmasına, çeşitli bahanelerle karşı çıkanlar oluyor. Mevlid okumak, Peygamberimizin hatırlanması, anılması sebebiyle bir ibadet değil midir?
Cevap: Mevlid okumak demek, Resûlullah efendimizin dünyaya gelişini, miracını ve hayatını anlatmak, Onu hatırlatmak, Onu övmek demektir. Her müminin, Resûlullah efendimizi çok sevmesi lazımdır. Hadîs-i şerifte;
(Bir kimse, beni çocuğundan, babasından ve herkesten daha çok sevmedikçe, iman etmiş olmaz) buyuruldu. Yani imanı olgun olmaz. Allahü teâlâyı sevenin, Onun Resûlünü de sevmesi vaciptir.
Resûlullah efendimizi çok seven, Onu çok anar, çok söyler, çok över. Deylemînin bildirdiği hadîs-i şerifte;
(Bir şeyi çok seven, onu çok anar) buyuruldu. Resûlullah efendimizi çok sevmenin lazım olduğunu bütün İslâm âlimleri uzun yazmışlardır.
Mevlid okumanın bir ibadet olduğunu, nasıl okunması lazım geldiğini ve faydalarını bildirmek için, İslâm âlimleri, her dilde kitaplar yazmışlardır. Bu kitaplar, Kâtip Çelebî hazretlerinin Keşf-üz-zünûn kitabında ve zeylinde yazılıdır. Mesela Süleymân Çelebî'nin Türkçe mevlid kasidesi çok şöhret kazanmıştır. Ayrıca Ahmed Sa’îd-i müceddidînin İsbât-ül-mevlid kitabı ve allâme Muhammed Zerkanînin Şerh-ul-Mevâhib-il-ledünniyye kitabında, mevlid okumanın ibadet olduğunu vesikalarla ispat etmektedirler. Seyyid Abdülhakîm Efendinin, Türkçe Mevlid kıraatinin fazileti de çok kıymetlidir.
Resûlullah efendimiz, Medine şehrine gelince, Yahudilerin, muharrem ayının onuncu gününde oruç tuttuklarını görür ve sebebini sorunca onlar;
-Bugün, Allahü teâlâ, Firavun'u boğdu, Musa aleyhisselamı kurtardı. Bunun için, sevincimizden oruç tutarak Allaha şükrediyoruz derler. Peygamber efendimiz de;
-Musa aleyhisselam kurtulduğu için, ben daha çok sevinirim, buyurarak, oruç tuttu ve Müslümanlara da, Aşûre günü oruç tutmalarını emretti.
Bir nimet geldiği, bir sıkıntıdan kurtulunduğu zaman, Allahü teâlâya şükredildiği gibi, her sene, o gün yine şükretmek lazım olduğu, bu hadîs-i şeriften anlaşılmaktadır. Allahü teâlâya şükretmek, secde etmekle, sadaka vermekle, Kur’ân-ı kerim okumakla ve bunlar gibi, her ibadeti yapmakla olur. İhsan sahibi, rahmeti bol olan yüce Peygamberin dünyaya gelmesinden daha büyük nimet var mıdır?
Kaynak: www.dinimizislam.com