Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Karaelmas Siber Güvenlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Semih Çakır, üniversite bünyesinde siber güvenlik ve siber dolandırıcılığa karşı farkındalık eğitimleri başta olmak üzere seminer ve projelerde yer almaya devam ettiklerini kaydetti. Siber güvenliğe verilen önemin altını çizen Çakır, "Farkındalık eğitimleri başta olmak üzere birçok seminer ve projelerde yer aldık ve almaya da devam ediyoruz. Çünkü siber güvenliği önemsiyoruz. Ülke olarak da bunun farkındayız ve bu noktada farkında anlamında da ne kadar çok kullanıcıya ulaşabilirsek; erişim sağlayabilirsek bu ülke menfaati açısından çok faydalı gördüğümüz bir alan. Siber güvenlik dediğimiz aslında geniş bir alanı kapsıyor. Yani siber uzay dediğimiz aynı zamanda günümüz içerisinde olan internete bağlı nesnelerin oluşturmuş olduğu bir bütünü ifade ediyor. Yine aynı şekilde her gün artan internetin kullanımıyla beraber yaygınlaşan veriler ve bu verilerin de güvenliği oldukça önemli ve siber güvenlik içerisinde bu önemli husus en başta gelmekte. Özellikle pandemi süreci ve sonrasında internet ve malum akıllı cihazların kullanımının yaygınlaşmasıyla beraber siber güvenlik günlük yaşantımızda en büyük sorunlardan biri haline gelmiş durumda. Örneğin milyonlarca kullanıcıya ait kişisel verilerin kimlik bilgilerinin çalınması ve bunun illegal ortamlarda yayılması ve paylaşılması sonucunda veri ihlalleri ve maddi kayıplar sıradan insanlardan üst düzey yöneticilere kadar geniş bir kesimi aslında etkilemekte ve ilgilendirmekte" diye konuştu.
"En büyük üçüncü ekonomi pazarını oluşturuyor"
Dr. Öğretim Üyesi Semih Çakır, ABD ve Çin sonrası siber dolandırıcılığın dünyada üçüncü ekonomi pazarını oluşturduğunun altını çizerek şöyle dedi:
"Siber güvenlik suç pazarında da dünya ekonomi devleri, ABD ve Çin sonrası En büyük aslında üçüncü ekonomi pazarını oluşturmakta. Elbette tabii ki sadece burada siber saldırılara finansal boyutları almamak gerekiyor. Bunun politik ve ideolojik bir takım çıkar doğrultusunda da kullanıldığı görülmekte. Özellikle bu noktada finansal kaynaklardan bakacak olursak, yani finansal açıdan siber güvenliği değerlendirmek gerekirse siber dolandırıcılar kaosu sever. Yani kaotik ortamı sever ve bundan faydalanırlar" dedi.
"Deprem sonrası sahte sayfalarla bağış siteleri oluşturuldu"
6 Şubat günü yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası başlatılan yardım kampanyalarının siber dolandırıcıların hedefi olduğunu söyleyen Çakır, "En yakın geçmiş zamanda biliyorsunuz bir deprem felaketi yaşadık. Ülkemizi derinden etkileyen deprem felaketi sonrasında siber dolandırıcılar yine iş başındaydı. Bu hususlar hakkında sahte yardım ve bağış siteleri oluşturarak birçok yardımsever vatandaşın hesaplarındaki paraların çekilmesine sebep oldular. Üniversite olarak biz de tabii ki yine bu yapıyı takip ediyorduk. Yani günlük hayatta siber veyahut siber olaylarla alakalı gündemi takip ediyoruz. Hem kamu spotu yayınladık. Üniversitemiz aracılığıyla; sosyal medya aracılığıyla bunları geniş kitleye duyurmaya çalıştık. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi bu kapsamda yani siber güvenlik anlamında hem altyapıyı oluşturuyor hem de farkındalığı oluşturmak adına da güzel ve güncel çalışmaları yapmakta. Bireysel eğitim ve siber okuryazarlık aslında çok önemli. Şu anda gördüğümüz kadarıyla bu geniş kapsamda yetersiz olduğunu görüyoruz biz. Çünkü insan burada önemli faktör. En zayıf halka insan ve siber dolandırıcılar da bunun farkındalar. Şu soruyu sorabilliriz. Peki en çok karşılaştığımız siber dolandırıcılık yöntemi neler? Bunun birçok aslında alt maddeleri var. Sosyal medyada dolandırıcılığı. Şimdi Türkiye'de 70 milyonun üzerinde sosyal medya kullanıcısı var. Ve sosyal medya kullanımıyla beraber de aslında bazı şey yanlış kullanma durumu söz konusu oluyor. Ve sosyal medya içeriklerinin işte sponsorlu bir takım sahte reklamlarla kişilerin tıklaması sonucu oluşturulan ve içeriğinde zararlı yazılım barındıran bu içeriklerle beraber kullanıcılar tarafında büyük risk oluşturulabiliyor. Yine ürün tedariklerini görüyoruz. Yani ürün pazarlamasını görüyoruz, sosyal medya noktasında. İşte oluşturulan sahte içeriklerle beraber, özellikle kullanıcılara emsallerinden daha düşük ücretle sunulan ürünlerin maddi kayıplara neden olabildiğini görüyoruz. Bu hususta kullanıcıya şöyle bir tavsiyede bulunabiliriz. Kullanıcı yorumları her zaman önemlidir. Şikayet siteleri gibi sitelerden bir ürün temin ederken veyahut da alırken, alma düşüncesinde iken araştırma yapmaları gerekir. Yani ürünle ilgili herhangi bir şikayet var mı? Diğer kullanıcılar herhangi bir mağduriyet yaşamış mı? Bu mağduriyetle ilgili bilgileri oradan erişim sağlayabilirler" şeklinde konuştu.
"Bir takım bilgilerimizi farkında olmadan kendi elimizle veriyoruz"
İnternetten alışverişlerde sanal kart uygulamaları veya kapıda ödeme uygulamalarının daha faydalı olabileceğini söyleyen Semih Çakır, sosyal mühendislik dolandırıcılarına dikkat çekti. Çakır, "Sosyal mühendislik dolandırıcılığı da aynı şekilde çok yaygın. İnsanların zaaflarından faydalanarak yine burada kullanıcılara ait kişisel işte elde edilmesi yöntemidir. Sosyal mühendislik dolandırıcılığı. Burada çoğu zaman aslında biz sosyal ağları kullanırken birtakım bilgilerimizi kendi elimizle veriyoruz. Ve bunun aslında farkında da değiliz. Yani bu bilgiler başkasının işte kullanabileceği veriler miydi? Değil mi? Bunu çoğu zaman aslında farkında olmadan biz kendi elimizle veriyoruz. İşte aile bilgileriniz, bulunduğunuz yer lokasyon, yani konum bilginiz, ev bilgileri, araç plaka bilgileriniz. Bizim için önemsiz görüyoruz dolandırıcıların dolandırıcıların bizim aleyhimize kullanabileceği verileri bizi ikna etmede kullanılabilir. Siber saldırılar ve siber dolandırıcılıkta en zayıf halkının insan olduğunu asla ve asla unutmamalıyız" dedi.
Dr. Öğretim Üyesi Semih Çakır, oltalama ve kimlik avı gibi dolandırıcılık yöntemlerine karşı da vatandaşların dikkatli olması gerektiğini ifade ederek Siber Güvenlik Merkezi'nin bilgilendirme faaliyetlerinin sürdüğünü sözlerine ekledi.